‘’Yaşamak, direnmek ve mücadele etmektir.’’ Hz. Hüseyin


Muharrem yası,muharrem orucu ve tüm inananların yüreğini sızlatan Kerbela olayı.tüm bu soruları Adıyaman'ın sevilen ve sayılan alevi kanaat önderlerinden Ali Büyükşahin bey'e sorduk..

post

 17    2016-10-12  


                                                               

‘’Ben gözyaşlarının şehidiyim. Beni hatırlayıp anan, her mümin mutlaka ağlar.’’

‘’Yaşamak, direnmek ve mücadele etmektir.’’ Hz. Hüseyin

1)  Oruç nedir?

1) Oruç Arapça bir sözcüktür. ‘’Savm ve Siyam’’ olarak tanımlanır. Hareketsiz kalmak ve susmak anlamındadır. Türkçe sözlükte de oruç; yiyip içmede bazı kısıntılar yapmak biçiminde ibadet olarak tanımlanır.

        Oruç; İslam dininde iki şekilde emredilmiştir.

1)      Farz olan oruç

2)      Vacip olan oruç

Farz olan oruç: Herkesin tutması gereken oruçtur, Allah buyruğudur.

Vacip olan oruç: Bir niyetin ve dileğin yerine gelmesi veya herhangi bir suçtan ötürü tövbe ederek bir daha işlememek için tutulan oruçtur. Bu oruç, ‘’Nezir orucu’’ olarak da tanımlanır.

         Oruç tutmanın amacı kötülüklerden arınmak, temiz olmak ve yanlışlardan sakınmaktır. Oruç, batın-i ve zahiri olarak iki anlamda değerlendirilir:

Zahiri ve batın-i:

Zahiri, midenin aç kalmasıdır.

Batın-i, mide ile birlikte tüm beden ve duyularla aç kalmaktır. Nefse hakim olmaktır. O bakımdan Hz. Ali diyor ki: ‘’ Kalbin orucu dilin orucundan, dilin orucu midenin orucundan hayırlıdır.’’

     Hz. Muhammed diyor ki: ‘’Nice oruçlular vardır ki, oruçlarından onlara sadece açlık kalmıştır.’’ Kur-an’da; ‘’Oruç Allah içindir, onun mükafatını ancak Allah verir.’’ buyrulmaktadır.

      Birçok dinde oruç vardır. Çünkü oruç toplumda bireyler arasında diyalog, birlik, beraberlik ve hoşgörü sağlar. Oruç manevi yönde güç verir.

2) Muharrem ayının önemi nedir?

 Muharrem ayı Hicri takviminin ilk ayıdır. Kutsal bir aydır. Bu ayda savaş olmaz barış olur. Muharrem ayı, kurban bayramının birinci gününden itibaren yirmi birinci günü başlar.

3) Muharrem orucu niçin tutulmaktadır?

 Muharrem orucu aşağıda belirtilen kaynaklara dayandırılarak tutulmaktadır.

1) Hz. Adem’den Hz. Muhammed’de dahil birçok peygamber tarafından Muharrem orucu tutulmuştur.

2) Kur-an’ı Kerim’de emredildiği için tutulmaktadır. Örneğin: Bakara Suresi 183.ayet; Fecir suresi  1.2.3 Ayette belirtilmektedir.

3) Hz. Hüseyin ve yakınlarının muharremde şehit oluşu için.

4) Ehl-i Beyt sevgisi için.

        Yalnız şunu söylemekte yarar görüyorum; Muharrem orucu Allah için, Muharrem yası Kerbela şehitleri için tutulmaktadır.

         Muharrem ayında birçok peygamber kurtuluşa eriştikleri için oruç tutmuşlardır. Muharrem ayında kurtuluşa erişen peygamberler:

1)      Hz. Adem’in Hz. Havva ile buluşması

2)      Hz. Nuh’un denizde fırtınadan kurtularak karaya ayak basması. Sonra kurtuluşa karşılık ümmetine aşure yaptırarak kutlamıştır.

3)      Hz. İbrahim’in Nemrut’un yaktığı ateşten kurtulması .

4)      Hz. Yakub’un Hz. Yusuf’a kavuşması ve gözlerinin iyileşmesi.

5)      Hz. Yunus’un yunus balığının karnından çıkıp özgürlüğüne kavuşması.

6)      Hz. Musa’nın Kızıl Deniz’de Firavunun askerlerinden kurtulması.

7)      Hz. İsa’nın işkencelerden kurtulup göğe yükselmesi.

8)       Bazı kaynaklar Hz. Muhammed’in on gün Muharrem orucunu tuttuğunu yazmaktadır.

 Muharrem orucunun Kur-an’daki yeri:

        ‘’Ey inananlar! Oruç sizden önceki kitap ehli olanlara farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, size de farz kılındı.’’ (Bakara suresi, 183.Ayet)

Fecir Suresi, 1.2 ayet: ‘’And olsun Fecre/on geceye.

İşte Aleviler, Allah rızası için Muharrem orucunu yukarıdaki Kur-an emirlerine dayanarak tutarlar.

        Yukarıda anlatıldığı gibi muharrem orucu, bazı peygamberler tarafından kurtuluşa karşılık tutulmuştur ve kabul görmüştür. Fakat ne yazık ki, peygamberimiz Hz. Muhammed’in torunlarına da Muharrem ayı; ölüm, kan, acı, gözyaşı, üzüntü, çile, zulüm ve sürgün getirir. Hz. Hüseyin ve 72 yakınının Kerbela’da susuz bırakılmak suretiyle Yezid tarafından şehit edilişleri karşısında Ehl-i Beyt ’i sevenler ve onları izleyenler yasa büründüler. Muharrem ayının kutsallığına zarar getiren Yezid ve Yezid soyu nefretle anıldılar ve anılacaklar.

4) Aleviler açısından Muharremin ayrı bir anlamı var mıdır?

Aleviler Muharrem ayında oruç ve yas tutarlar. Çünkü Kerbela’da şehit edilen Hz. Hüseyin, Hz. Muhammed efendimizin torunu ve ciğer paresiydi. Hz. Hüseyin orada altı aylık çocuğuyla birlikte 72 yakınını yitirdi. Bütün bu yitirilen canlar bizim canlarımızdı. Onları anmak, onlar için ağlamak kutsal bir görevdir. Onlar insanlık için canlarını feda ettiler.    Onlar özgürlüğün, doğruluğun, gerçekliğin, sevginin, saygının ve barışın sembolleriydi. Onları sadece Müslümanlar( Aleviler ve Sünniler) değil, tüm dünya sevgi ve saygıyla anmalıdır.

5) Muharrem ayının hakkını vermek için ne yapmak lazım?

Muharrem, Aleviler için hem ibadet, hem de yas ayıdır. Muharrem ayı kutsal bir ay olduğu için önem vermemiz gerekir. Özellikle Müslüman aleminin bu konuda duyarlı olması gerekir. Çünkü orada, örnek alacağımız, unutamayacağımız ve özgürlük uğruna canlarını veren yiğitlerin, masumların bir destan yazılmıştır. Hz. Hüseyin’in 10. Muharremde şehit oluşundan ötürü, daha önce 10 gün tutulan Muharrem orucuna 2 gün eklenerek 12 güne çıkarılmıştır. Muharremde tutulan 12 günlük oruç, 3 gün de Masum-u Paklar eklenerek 15 güne tamamlanmıştır. Orucun sonunda dinsel, sosyal ve kültürel gereği aşure lokması yapılır.

         Aşure lokmasında Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri anılır. Durumu iyi olanlar kurban keserek lokma yaparlar. Dualar okunur ve cem ibadeti yapılır. Aşure gününde  Zeynel Abidin’in  Kerbela olayından sağ kurtulmasından ötürü Allah’a şükredilir.Çünkü Hz. Hüseyin’in soyu Zeynel Abidin’den yürüyerek bugüne dek gelmiştir ve devem edecektir.

Muharrem ayında uyulması gereken hususlar:

1)      İçki içilmemeli,

2)      Düğün, nişan yapılmamalı

3)      Kurban kesmemeli ve kan akıtmamalı

4)      Eğlence yerlerine gitmemeli ve eğlence düzenlememeli

5)      Nefse hakim olmalı, toplumun hoş görmediği hal ve hareketlerden sakınmalı (aslında her zaman öyle olması gerekir.)

6) Muharrem deyince Kerbela akla gelir. Tam olarak nedir bu olay?

Kerbela, Irak’ta Bağdat’ın 90 km güneybatısındadır. ‘’Kerbela’’ sözcüğünün Türkçe karşılığı ‘’Tasa yeri’’, ‘’Bela yeri‘’ veya ‘’Keder yeridir.’’

Kerbela olayı nasıl başladı:

     4. Halife Hz. Ali’nin şahadetinden sonra altı ay kadar bir süre Hz. Hasan Halife olmuştur. Şam valisi olan Muaviye bunu kabul etmez ve kendisinin halife olduğunu iddia eder. Hz. Hasan’ı türlü hilelere başvurarak ortadan kaldırmayı amaçlar. Hz. Hasan savaşmak istemez. Çünkü kan dökülmesine karşıdır. Aralarında antlaşma olur. Antlaşmaya göre kimse mağdur edilmeyecek, Muaviye ölünce herhangi bir yakını yerine halife olmayacak ve halifelik Hz. Hasan’ın inisiyatifine bırakılacak. Hatta Hz. Hasan’a bırakılacak. Ama ne yazık ki Muaviye, bu antlaşmaya bağlı kalmadı. Muaviye, Mervan ile iş birliği yapar ve Hz. Hasan’ı, karısı Cude’ye zehirletir ve şehit ettirir.

       Hz. Hasan’dan sonra Muaviye, Şam’da Halifeliğini perçinler ve saltanatını sürdürür. Ölmeden önce de oğlu Yezid’i yerine halife olarak atar. Yezid’e en büyük rakibinin Hz. Hüseyin olduğunu ve onu ortadan kaldırmak için çaba göstermesi yönünde öğütlerde bulunur.

          Yezid halife olduktan sonra Hz. Hüseyin’e biat etmesi için haber gönderir. Hz. Hüseyin kabul etmez ve direnir. Ailesi ve çok az sayıda olan silahlı yakınlarıyla Medine’den Mekke’ye, Mekke’den Kufe’ye doğru yol alır. Çünkü Kufe’liler kendisine destek olmak için çok sayıda mektup yazmışlardı. Kendisinden önce amca oğlu Müslüm’ü Kufe’ye gönderdi. Müslüm b. Akil orada ihanete uğrayıp iki çocuğu ile birlikte şehit oldu. Kufeliler Hz. Hüseyin’e ihanet ettiler ve yardımcı olmadılar. Kufe valisi Ubeydullah b. Ziyad  Kufelileri baskı altına alarak Hz. Hüseyin’e gidecek desteği engelledi. Kufeliler daha önce Hz. Ali ve Hz. Hasan’a da ihanet etmişlerdi. Hz. Hüseyin, Kufelilerin ihaneti karşısında umudunu kesti ve’’ Kerbela’’ denilen yere yöneldi.

Hz. Hüseyin niçin Yezid’ e biat etmedi:

1)      Hz. Hasan’la Muaviye arasındaki barış antlaşması özelliğini yitirmişti.

2)      Yezid çok içkici ve sarhoşun biriydi.

3)      Yezid köpek ve maymunlarla oynaşıp basiretsiz bir kişilik sergiliyordu.

4)      Hz. Muhammed’in yaygınlaştırdığı dini istismar ediyordu.

5)      Halka zulüm ediyordu.

6)      Yezid, halifelik makamına layık değildi.

7)      Yezid, sarayında halifeliğe yakışacak şekilde davranmıyordu. Gününü hep eğlenceler düzenleyerek geçiriyordu. Yönetim mekanizmasını kötüye kullanıyordu.

Hz. Hüseyin bir avuç kadar olan topluluğuyla Yezid’e karşı direndi. Yezid’le baş edemezsin diyenlere;

‘’ Biz mazlumların umut ışığıyız. Bir can için bu umut ışığını nasıl söndüreyim.’’

 ‘’Eğer benim dedem Hz. Muhammed’in yaygınlaştırdığı din, benim öldürülmemle yaşayacaksa ben seve seve bu canı veririm.’’

İmam Hüseyin Kerbela’da bir özgürlük direnişi gösterdi. Eli silah tutan yakınları şehit oldular. Su içemediler. Gür ve coşkulu akan Fırat suyu onlara yasaktı. Kızgın, alev alev yanan güneşin altında kan akar ve bir yanda da çoluk çocuk, kadın, erkek Su! Su! diye inleyerek seslerini gökyüzüne yükseltirler. Yazar Bekir Yıldız’ın dediği gibi; ‘’Evren, yaratılalı gökyüzü göğe yükselen böyle bir iniltiye tanık olmamıştır.’’

 

Nazım Hikmet bir şiirinde der ki;

   “    KUREYŞİ                                                                       BİR ATEŞ

         MUHAMMED’E                                                           MEZAR OLDU

         KUCAK AÇTI                                                               KERBELA

         MEDİNE                                                                         HÜSEYİN’E  .   ”

 

Hz. Zeynep, şehit olan Hz. Hüseyin’in avuçladığı kanını göğe fırlatarak ‘’Allah’ım bu kurbanı kabul eyle’’ dedi. Kerbela’da tarih Miladi takvime göre 10 Ekim 680 (Hicri takvime göre 10 Muharrem ve Hicret’in 61. Yılıydı.) Cuma günü ikindi zamanı her şey bitmişti. Ortalık toz dumandı ve tarihte karanlık bir sayfa açılmıştı. İnsanlık Alemi yaşadıkça bugünün acısı hiç unutulmayacak kadar iz bırakacaktı. Bu acı ve hüzün verici günden ötürü günün adı Aşura olarak geçecektir.6.İmam Caferi Sadık; ‘’Her yer Kerbela, her gün Aşura’’ diyerek bugünün anlamını dile getirmiştir.

          On Muharrem yani Aşura, Hz. Hüseyin ve 72 yakınının susuz bırakılarak şehit oldukları günün adıdır. Bir avuç insanın büyük bir orduya karşı kahramanca direndiği günün adıdır.

 Aşura, hakkın haksızlığa karşı direniş gününün adıdır.

Aşura, İslam dinini istismar eden ve halka zulmeden zalimlere karşı direnen gerçek insanların direnişinin adıdır.

 Aşura, Kerbela çöllerinde susuz bırakılarak savaşan onurlu insanların sesidir.

Aşura , Su! Su! Diyerek, şehit edilen masum çocukların gününün adıdır.

Aşura, mazlumla zalimin savaştığı günün adıdır.

Aşura, aydınlıkla karanlığın savaştığı günün adıdır.

Aşura, Hak ile batılın savaştığı günün adıdır.

Kerbela’da şehit düşen Hz. Hüseyin ve 72 yakınının ruhları şad olsun.

Dostça ve Ehl-i Beyt sevgisiyle kalın.

Ali bey Çok teşekkür ederim

Ben teşekkür ederim.Başarılarınızın devamını dilerim.

 

 

             

 

           

          

 

 

Ali büyükşahin,adıyaman alevileri,adıyaman,muharrem,şehirde bu hafta,ferhat vural