Ünsal:"Herkes İçin Adıyaman"


Saadet Partisi Belediye Başkan adayı Ahmet Faruk Ünsal ile Adıyaman'ı,seçimleri ve projelerini konuştuk.

post

 17    2019-02-11  


 

Saadet Partisi Adıyaman Belediye Başkan Adayı Ahmet Faruk Ünsal: "Adıyaman kenti iktidara 16 yıl boyunca çok şey verdi. Genel seçim,yerel seçim ve referandum olmak üzere hemen her seçimde yüksek oranda oy alan bir iktidar gerçeği var. İktidar Adıyaman’ın ve Adıyamanlının kendisine mecbur olduğuna o kadar inanmış ki hizmet götürme ihtiyacı bile hissetmiyor."

ÜNSAL-Türkiye zorlu bir siyasi atmosferden geçiyor. Dolayısıyla yaşanan durumlara karşı siyasi bir mücadele kaçınılmaz hale geliyor. Sürpriz olan adaylığımdan ziyade Adıyaman’da çok farklı kesimlerin,siyasi partilerin ve inanç gruplarının adaylığım noktasındaki yoğun talebiydi. Bundan onur duydum. Adıyaman halkı 2002 seçimlerinde TBMM de temsil edilmek üzere şahsıma 5 yıllık vekalet vermişti. Şimdi de gel birlikte kentimizi yönetelim dediler. İnsanları kararlı görünce bu görevden kaçamıyorsunuz. Adaylığımı bu çerçevede değerlendirebiliriz.

 

Soru-Adaylık süreciniz nasıl başladı?

 

ÜNSAL-Önceki sorunuzda aslında buna değinmiştim ama bir parantez açmakta fayda görüyorum. Adıyaman kenti iktidara 16 yıl boyunca çok şey verdi. Genel seçim,yerel seçim ve referandum olmak üzere hemen her seçimde yüksek oranda oy alan bir iktidar gerçeği var. Kente dönüp baktığımızda ise bu siyasi iradeye karşılık hizmetlerin çok yetersiz olduğunu, insanların şikayetçi olduğunu ve şeffaflığın hızla kalktığını görüyoruz. Genel siyasi süreç Adıyaman yerelinden daha ağır bir tablo ortaya çıkarıyor. Bu seçim ile Adıyaman’da hesap verebilir,şeffaf ve üretken bir belediyecilik anlayışını ortaya çıkarmak istiyoruz. Bu nedenle tabandan yükselen sesi duymamazlıktan gelmek hem tarihi hem de vicdani olarak mümkün değildi. Elbette bir yerel seçim sürecindeyiz ancak bu seçimin sonuçlarının genel siyaseti etkileyecek mesajlar ortaya çıkarması da kaçınılmaz. İktidara ülkeyi OHAL ve baskı ile değil daha fazla demokrasi ile yönetmesi konusunda iyi bir mesaj vereceğimizi düşünüyoruz. 

 

Soru-Siyasetin içinden gelen köklü bir aileden geliyorsunuz,bu bir artı mı sizin için?

 

Ünsal-Şüphesiz bunun olumlu anlamda bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Rahmetli babam 2 dönem Adıyaman milletvekilliği yapmıştı. Kentte kendisine herkesimden büyük bir hürmet vardır. Burada tevazu ve samimiyetin başat rolde olduğunu düşünüyorum. Kendisine dair gözlemlerimi eşsiz bir siyasi tecrübe olarak kabul ediyorum. Keza vekillik süresi boyunca Adıyaman için yapılabilecek faydalı her iş için müspet bir çaba içerisinde olmaya çalıştım. Seçildiğimizde de aynı anlayışı sürdüreceğime inanıyorum.

 

Soru-Siyasi çalışmalara yeni başlamakla birlikte halkın size bakışı ve beklentilerini nasıl görüyorsunuz?

 

Ünsal-Aslında çalışmalara hızlı ve yüksek tempoda başladık. İktidarın başarısız belediyeciliği ve genel siyasetteki atmosfer bize olan ilgi ve beklentiyi yükseltti. Çalışmalara başladığımızda beklediğimin çok üstünde bir teveccüh olduğunu,insanlarımızın kararlılığını ve değişim isteğini gördük. Gerçekten el sıkıştığımız,çay içtiğimiz ve sohbet ettiğimiz vatandaşlarımızın gözlerinde o umudu görmek zor değil. Öte yandan sosyal medya ve çeşitli aracılarla bize destek vereceğini söyleyen ancak mevcut baskı ortamında bunu dile getirmekten çekinen hatrı sayılır bir kitle var. Onlara da şunu söylüyoruz. Herkesin kaliteli hizmet alacağı bir kent kadar  fikrini özgürce ifade edebileceği bir siyasi iklim için mücadele ediyoruz. Bu irade bizi 31 Mart gecesi hedeflerimize taşıyacaktır. 

 

Soru-Çevre illerle kıyasladığımızda Adıyaman'ın biraz daha geride kaldığını görüyoruz.Sizce bunun sebebi nedir?

 

Ünsal-Türkiye de genel bir algı var. Eğer yerel iktidara güçlü destek verirse daha fazla hizmet alır. Adıyaman’a baktığınızda ise bunun tam tersi bir tablo ile karşılaşıyoruz. İktidar Adıyaman’ın ve Adıyamanlının kendisine mecbur olduğuna o kadar inanmış ki hizmet götürme ihtiyacı bile hissetmiyor. Tabi burada iktidar adına seçilen vekil ve belediye başkanlarını göz ardı edemeyiz. Kente dair projelerinin olmadığını, iyi lobi yürütemediklerini ve genel siyaset doneleriyle insanların hizmet beklentilerini ertelediğini görüyoruz. Tütün üreticilerinin mağduriyetine bile ses etmediler. Durum böyle olunca her yağmurda göle dönen sokaklar, işsizlik,yoksulluk ve bir bütün olarak kötü bir belediyecilik kaçınılmaz hale geliyor. Malatya,Kahramanmaraş , Şanlıurfa, Gaziantep, Diyarbakır arasında kalan kentimizin eşsiz doğa güzelliğine,tarihine ve tütününe rağmen bu kadar geri kalması ancak özel çabayla mümkün. 

 

Soru-Sizce Adıyaman bu kabuğunu nasıl kıracak?

 

Ünsal-Adıyaman’da üretim ekonomisini hayata geçirmek gibi bir zorunluluk ile karşı karşıyayız. Kentin diğer potansiyelleri keşfedilmeyi bekliyor.  Mermerciler için özel bir siteleşme şart. Canlı hayvan mezatı ve yanısıra mezbaha ihtiyacı var.Turizmde markalaşmanın altyapısını kurmak durumundayız. Öte yandan genç nüfusun ve kadınların istihdama etkin bir şekilde katılması da kentin dengelerini olumlu yönde etkileyecektir. Belediyeyi halkla birlikte yönetmekten muradımız ,belediyenin halkın turizm,ticaret ve tarımda öncü bir rol oynamasıdır. Öte yandan kültür,sanat ve spor alanında da gençlerimizi yeteneklerine uygun alanlara yönlendirme noktasında ciddi bir çabamız olacak. Yabancı dil ve meslek edindirme kursları,etkinlikler,Akademik faaliyetler ve spor müsabakalarını önceleyeceğiz. Gençlerimiz sağlıklı ve sosyal gelişime uygun bireyler olurken öte yandan da zararlı alışkanlıklardan uzak tutmuş olacağız . Bu yöndeki projelerimiz Adıyaman’ın çehresini değiştirecek. 

 

Soru-Gözlemlediğiniz kadarıyla belediyecilikte Adıyaman'ın eksikleri nelerdir?

 

Ünsal-Adıyaman’ın altyapı sorunu ciddi bir mesele olarak karşımızda duruyor. Kentin trafik sorunu aşılamaz bir noktaya erişmiş durumda. İlave çevre yolu ve köprülü kavşaklara ihtiyaç var. Kentsel dönüşüm adı altında bir rant pazarı kurulduğu için süreç tıkanmış. Çarşı’nın çehresi değiştirilememiş. Kent meydanı olmadığı için kentin kendini ön plana çıkarabileceği bir alan sorunu var. Sosyal belediyecilik açısından herkesi kapsayacak hizmetler yapılmamış. Kentin bir kültür ve kongre merkezine acil ihtiyacı var. İnsanlar belediyeden oldukça şikayetçi. Hizmet talebi noktasında bir veritabanı oluşturulmadığı için vatandaşa geri dönüşler yapılmıyor. Bazı mahalleler hizmetsiz bırakılmış. Ara mahallelerde yolların oldukça bozuk olduğu göze çarpıyor. Belki de kentin en önemli sorunu üretken karakterde bir belediyeciliğin olmamasıdır. İller Bankası gelirleri dışında gelir kaynakları ve alternatif istihdam koşulları oluşturulmamış. Kısacası Adıyamanlılar belediyenin kentin sorunlarına kalıcı çözümler üretemediğini ifade ediyor. 

Eğri çay parkının gölet ve yeşil kuşak olarak mesire alanına dönüştürülmesi öncelikli projemiz olacak. Katı atık ayrıştırılması ve çöpümüzün elektrik üretiminde değerlendirilmesini önemsiyoruz. Kanalizasyon ve sel ve taşkın önleme yapıları ile şehri yağmurun hışmından koruyacak yapılar kuracağız.

 

Soru--Belediye başkanlığını kazandığınızda ilk yapacağınız 3 icraat nedir? Adıyamanlı karşılarında nasıl bir belediye başkanı görecek?

 

Ünsal:Son sorudan başlamak istiyorum. Adıyamanlı karşısında bir Başkan değil,kendisiyle bakkalda,sokakta,düğünde ve cenazede denk geldiği ,kendisi gibi davranan birini görecek,fazlasını değil. Kenti mahalle aralarından ve sokaktan yöneteceğiz. Adıyaman'ı mahallerden yöneteceğiz. herkesin karar sürecine etkin katılımını öngörüyoruz. Bir parantez açarsak gençler ve kadınların şehir hakkında  daha fazla  söz sahibi olmaları gerektiğini düşünüyoruz. İlk 3 icraatımızı sorarsanız. Önce sokaklardaki altyapı çalışmasına hız vererek üniversite güzergahındaki ölümlü yolundaki tehlikeleri ortadan kaldıracağız. Belediye harcamalarını su faturalarının arkasına yazarak vatandaşlarımıza ulaştıracağız bir de kentteki trafik sorununu ivedilikle çözecek adımlar atacağız. Kentin hizmet planlamasını mahallelerden kararlaştırarak takvime bağlayacağız. Bu şehre nefes aldırmamız gerekiyor. Hizmette önceliğimiz ihmal edilmiş yerler olacaktır.

 

Soru-Seçimlere kısa bir süre kalmasına rağmen toplumda genel olarak bir heyecan yoktur,bunun sebebi nedir sizce?

 

Türkiye hukuk güvencesi ve demokrasi açısından oldukça kötü bir dönem yaşıyor. Her gün kamuoyunda infial oluşturan kararlar, siyasi erkin yargı üzerinde etkisine dayalı tutuklamalar yaşanırken, bir diğer tarafta yaptıklarından asla sorumlu olmadığını iddia eden ve üzerine asla suç yapışmayan bir iktidar var. Özellikle hukuksuz uygulamaların yaygınlaşması toplumda ciddi bir tedirginlik oluşturuyor. Daha önce kamuoyuna yansıyan sandık hileleri ve usulsüzlüklere dair YSK’nın sessiz kalması insanların seçim güvenliğine  dönük umutsuzluğunu pekiştiriyor. Bunu iktidara yakın kaynaklar algı olarak pazarlayıp muhaliflerin sandıktan uzaklaşmasını istiyorlar. Islak belgeli tutanaklar alındığı müddetçe hile yapılması zor. Sanırım sandık güvenliği konusunda ciddi eleştiriler alan muhalefet partileri de buna uygun bir strateji ve altyapı geliştirmiştir. Bir diğer konu da ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar. İnsanlar gerçek fikirlerini ve eleştirilerini dile getirmekten korkuyor. İktidar “beka,milli güvenlik ve milliyetçilik” argümanlarına siyaseten tükendiğinin anlaşılmaması için sıklıkla başvuruyor. Bunu yaparken de muhalefeti bir bütün olarak “terör destekçisi” olarak yaftalamakta çekinmiyor. Eskiden siyaset insanlar arasında rekabet konusuyken şimdi düşmanlık konusuna dönüştü. Bunda şüphesiz tek pay iktidara ve kurduğu sorumsuz dile aittir. Yargıdaki ve idaredeki tutarsızlık ve keyfilik insanların canını yakmayı sürdürüyor. Ailesinde devlet tarafından şüpheli kabul edilen biri var diye insanlar işlerinden olurken abisi darbe girişiminde bulunan siyasi büyükelçi olabiliyor. Öte yandan kamu kaynakları yandaşlar tarafından ihale ve özelleştirme yoluyla alınırken ülke ciddi bir ekonomik çıkmaz yaşıyor. Tayin ve terfilerde adalet terazisi iyice şaştı. Ekonomik krizin sorumlusu iktidar olduğu halde yük halkın omuzlarına yükleniyor. İnsanların sessizliğini buradan okumak mümkün. Bizim için aslolan bu tepkiyi sandıkta örgütleyip iktidara gerekli mesajı vermektir. 

 

 

Soru-Son olarak toplumun genelinde bir kutuplaşma,ayrışma vardır.Türkiye nasıl normalleşecek?

 

Ünsal:Size belki abartı gelebilir ancak Adıyaman’da kazandığımızda Türkiye normalleşme seyrine girmeye başlayacak. Çünkü Adıyaman’da üst siyaset kurumları ile  değil tabanın mutabakatı ile yürüyen bir süreç sözkonusu. Adıyaman’daki adaylığımız insanların ülke ve kentteki değişim  beklentilerinde saklıdır. Kenti birlikte yöneteceğimize inandığımız için kendilerine oy verecekler, üstelik bu seçmenin içerisinde her partiye ve inanç gruplarına yakın insanlar var. Gerek adaylığımız gerekse de kazanırsak ortaya koyacağımız yönetim modeli Türkiye için örnek ve ufuk açıcı olacaktır. İnsanlarımız “Adıyaman’da farklı düşünen insanlar bir araya gelip şeffaf ve üreten bir belediyecilik kurabiliyor,biz neden yapmayalım” demeye başlayacaklar. İşte buradaki diyalog ve empati toplumu normalleştirmeye götüren faktörler olacak. Öte yandan siyaseten oburlaşmış ve ülkeyi güvenlik politikaları ile yönetmeye çalışan ve bugün yaşanan ekonomik krizin sorumlusu iktidarın seçmenden ikaz alması toplumu nefes aldıracaktır. Buna ihtiyacımız var. 

Başkanım çok teşekkür ederiz

ÜNSAL-Ben teşekkür ederim,çalışmalarınızda başarılar dilerim

Röportaj:Ferhat Vural

 

 

 

 

adıyaman,şehirde bu hafta,ferhat vural,saadet partisi,ahmet faruk ünsal,adıyaman belediyesi