simge bir dava adamı;Malcolm X


"adalet, özgürlük, eşitlik ve kardeşliğe" adanan bir hayat

post

 11    2016-03-01  


El-Hacı Malik El-Şabaz(Malkol x)   (19 Mayıs 1925; Omaha - 21 Şubat 1965; New York)

Hazırlayan :  R.Ferhat VURAL

MALCOLM, 19 Mayıs 1925'te Omaha'da dünyaya geldi. Babası bir Baptist Hristiyan vaizdi. Babası da, Marcus Garvey gibi Amerikalı Siyahların hiçbir zaman gerçek özgürlüğe, bağımsızlığa ve itibara kavuşamayacağına inanmaktaydı. 1929 yılında Malcolm, 4 yaşındayken, evleri yakıldı. Malcolm'un ailesi evlerinin kimler tarafından kundaklandığını bilemedi ama bir şeyi iyi öğrendiler; "meşaleli iki adam beyaz ve Malcom'un ailesi siyah idi." Eğer aynı renkten olsalardı, bu olay hiç bir zaman olmayacaktı. Bir gece babası bir suikasta uğramış, adamlar onu ölünceye kadar dövmüş kafasını parçalamış, sonra, gelip geçen arabalar ezsin diye yolun ortasına atmışlardı. Polisler gece yarısı evden gelip annesini almışlar ve babasının vücudunun yarısı ezik, bazı kemikleri kırılmış, ölü vaziyette kendisine göstermişlerdi.
AİLENİN DAĞILMASI
Aile Refah Kurumu, Malcolm'un ailesine geldiğinde annesinin çocuklarına bakamayacağını anladılar, annesi kocasının katledilmesi ve içine düştükleri koşullar dolayısı ile aklını da yitirmişti. Aileyi dağıtma kararı aldılar. Malcolm'u, durumu iyi bir aile aldı. Sonunda bütün kardeşlerini bir yere verdiler. Annesini de akıl hastanesine yatırdılar.

Malcolm evlatlık olarak verildiği evde çok iyiydi, bu sırada okulu terk etmeyi kafasına koymuştu, okuldaki ayrımcılık ve aşağılama da onun açısından dayanılmaz boyutlara ulaşmıştı.13 yaşında okuldan kovuldu. Ancak olaylar Malcolm'un tasarladığı gibi olmadı. Mahkeme artık bir ıslah evinde kalmasına karar verdi.
Malcolm sınıftaki tek siyah öğrenciydi. Bir gün baş başa kaldığında çok sevdiği İngilizce öğretmeni sormuştu: "Artık büyüyorsun, ne olmak istersin? Birden "Avukat olmak istiyorum" deyince İngilizce öğretmeni iyice şaşırmıştı. Malcolm'a: "Biraz gerçekçi olmalısın, sen bir zencisin. Niçin bir marangoz olmayı düşünmüyorsun?" demişti. Malcolm bundan önce de aşağılanmıştı ama hiç biri, bu kadar acı vermemişti.
GENÇLİĞİ
1942 yılında 17 yaşındayken şikayetler üzerine demir yollarındaki işinden atıldı. Sonra Harlem'de hayran kaldığı bir barda işe başladı. Burası; dümencilerin, hırsızların, esrar satıcılarının bulunduğu Harlem'in birkaç barından birisiydi.
Amerika'da yaşayan siyahiler üniversite mezunu ise ancak bir hademe ya da hastanelerde ve devlette ayak işlerini yapıyorlardı. Hal böyle olunca zencilerin çoğu kolayından yaşamak, çalışmadan kazanmak işleriyle meşguldü.

İSLAM'LA TANIŞMASI ve MÜSLÜMAN OLUŞU

1948 yılında Malcolm, Concord Hapishanesine nakledilmişti. İşte bu günlerde küçük ağabeyi Philibert'ten bir mektup aldı. Mektupta: "Siyah adamın doğal dinini keşfettiğini" ve "İslam Cemaati" diye bir şeye katıldığını yazıyordu kardeşi. Ayrıca kurtuluşa ermesi için Allah'a dua etmesini istiyordu. Sonra kardeşi Reginald'dan da bir mektup aldı. Bir sürü havadisle birlikte "Malcolm sakın domuz eti yeme ve sigara içme artık. Hapisten nasıl kurtulacağını anlatırım sonra sana" diyordu kardeşi.

Malcolm, günde sadece beş saat uyur ve saatlerce kitap okurdu. Ayrıca hapishanelerde mahkumlar arasında bir çok münazaralar yapılıyordu..
Bütün doğu ve batı felsefesini okudu.
Hakkında birçok şey dinleyip öğrendiği Elijah Muhammed, Malcolm'un gözünde ve gönlünde mucizevi bir kurtarıcı, siyahi bir kahraman, emsalsiz bir lider olarak şekillenmeye başlamıştı.

1952 yılının baharında 7 yıldır kaldığı hapisten çıktı. Detroitteki Müslümanların toplandığı bir yer vardı. Buradaki Müslümanlar o kadar samimiydiler ki, Malcolm böyle bir samimiyeti hayatında ilk kez görüyordu.

Bir gün, Bay Muhammed ve İslam meyveleri dediği ona bağlı müritlerle tanıştı. Malcolm, bu arada soyadı değişikliği için başvuruda bulunmuş, Elijah Muhammed, "X" soyadını kullanmalarını öğütlemişti onlara. X' matematikte bilinmeyenin simgesidir. Artık onun ismi Malcolm X'ti.

" Ben Amerika'lı değilim, Amerikanizmin kurbanı milyonlarca insandan biriyim, herhangi bir Amerikan pembe düşünü görmüyorum, bir karabasan benim gördüğüm. Amerika'nın çok ciddi bir meselesi var. Hakir görülüyorsanız siyah olduğunuz içindir. İkinci sınıf ve sadık köleleriz biz. "Ya kurşun ya oy; Ya ölüm, ya özgürlük. Amaç: "Hürriyet, adalet, eşitliktir." Biz, hepimizin insan olduğunun farkına varılmasını, bize saygı duyulmasını istiyoruz. Amerika'da siyah adam, demokrasi ülkesinde değil; polis devletinde yaşıyor. " Malcolm X, bu arada Müslüman bir hemşire olan ve yine Müslüman teşkilat için çalışan Betty ile evlendi.

HİDAYETİ

Malcolm X, bu sırada Hac görevini yerine getirmek için Mekke'ye gitmeyi düşünüyordu. Hacca gitmesi Malcolm X için bir çok kavramın değişmesinin başlangıcıydı. Mekke'den hanımına aynen şunları yazıyordu:

"İnanamayacaksın ama; tenleri beyazdan daha beyaz olan insanlarla aynı bardaktan su içtim ve aynı tabaktan yemek yedim. Hepimiz bir kardeştik. Ben artık ırkçı bir Müslüman değilim. Gerçek peygamberimiz olan Hz. Muhammed ırkçılığı yasaklamıştır."

Burada ismini de bir Müslüman ismiyle değiştirdi. El-Hac Malik El-Şahbaz'dı artık o...

Kabe'de siyahıyla-beyazıyla bütün insanların beraber hareket ettiğini, hepsinin tek insan tek yürek olduklarını, aralarındaki ilişkinin kardeşlik temeli üzerine geliştiğini, insanlar arasında ırk ayrımının zerresinin bulunmadığını görür ve bundan oldukça etkilenir. Malcolm'un beyaz adam hakkındaki olumsuz düşünceleri değişir. Suud'da büyük bir ilgiyle karşılanır. Kral Faysal ile görüşür ve Kral, kendisinin devlet konuğu olduğunu bildirir. Siyah bir insanın burada bunca ilgi görmesi, onu gerçekten şaşırtır. Malcolm daha sonra Nijerya, Gana, Fas ve Cezayir'i de ziyaret eder.
"NASIL YAŞARSANIZ ÖYLE ÖLÜRSÜNÜZ"
 Malcolm X'in, 24 Kasım 1964 'deki seyahati dönüşü, Hacc için gittiği Mekke dönüşünden daha da büyük bir olay olur. Tüm medya ve diğer bazı odaklar onun peşindedir, tüm gözler onun üzerindedir. Bundan böyle o, konuşmalarına şöyle başlayacaktır; "Kardeşlerim, dostlarım, FBI, ve CIA... " Malcolm, mücadelesini daha da evrenselleştirmek ve uluslararası bir güce kavuşturmak için Avrupa'daki diğer siyahların örgütleriyle temasa geçmek üzere Avrupa'ya gider. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde konuşmalar yapan Malcolm X, Fransa'dan sınır dışı edilir. Avrupa'ya yaptığı geziden 13 Şubat Cumartesi gece saat 24 civarında New York'a döner ve evine gider. Aynı gece saat 02. 45'te evinin ön camından içeri hem yangın çıkarıcı, hem de sis yapıcı bombalar atılır. Şiddetli bir patlamayla birlikte tüm evi alev ve duman kaplar. Malcolm X kendisini, eşini ve çocuklarını zorlukla dışarı atabilmiştir. Malcolm X, Allah'a şükür ki kurtuldum onların hepsinden. Şimdi şehitlerin devridir. Bu şehitlerden birisi de ben olacaksam, kardeşlik yolunda gerçekleşecektir şehitliğim. Bu memleketi kurtaracak olan tek şey de zaten bu kardeşliktir. Bunu öğrenmek bana pahalıya mal oldu. Ama olsun, sonunda öğrendim ya... "

21 Şubat 1965 Pazar günü, 400 kişilik bir toplantıda konuşma yapacaktır.

 Malcolm, " içimden bir şey diyor ki bu gün kesinlikle kürsüye adım atmamalısın. " Konuşma saati geldiğinde Malcolm X, kürsüye çıkar ve salondakilere selam verir. O anda, beklenmedik bir karışıklık çıkar. Ve itiş kakış başlar. Kürsüde bulunan Malcolm X duruma hakim olmaya çalışarak; "durun! durun! telaşlanmayın sakin olun kardeşlerim" diyordu. Tam o esnada en ön sırada oturanlardan en az üç kişi aynı anda ayağa kalkarak, nişan alıp Malcolm X'e hep bir elden ateş etmeye başlarlar. Malcolm X'in dinleyicileri sakinleştirmek için kalkmış olan sağ eli derhal göğsüne düşer, öteki eli havaya kaktı orta parmağını bir kurşun uçurup gider, sakalının arasından kanlar sızıyordu ve vücudu arkaya iki sandalyeyi devirerek düşer. Tetikçiler yere düşmüş vücudunu iyice kurşunladıktan sonra kaçarlar. Dört çocuğunun üzerine kapanan eşi ve dinleyicilerden bazıları hemen sahneye koşarlar; ancak 16 kurşun tam can alıcı noktalara isabet etmiştir. Yakındaki bir hastaneye götürülürken yolda vefat eder. Hayatını adamış olduğu bu toplum için konferans verirken...

Malcolm'un naaşı cenaze evinde yirmi iki bin kişi ziyaret ettikten sonra, Amerika'da yaşayan Arabistanlı birisi tarafından İslami şartlarda toprağa verildi.

-MALCOLM YOKSUL ÖLDÜ! Başlığını atıyordu gazeteler. 12 yıl boyunca sadece karın tokluğuna, hiçbir maaş talep etmeden durmak bilmeyen bir enerjiyle çalıştı Malcolm.

Malcolm, eğitim görmemişti ve herhangi bir konuda uzman değildi. Ama samimi idi. Malcolm'un adalet, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik için verdiği mücadele, onun şehadetiyle yeni bir boyut kazandı. Malcolm çok iyi bir hatipti. Ama şehadeti ile gerçekleştirdiği hitap, hayattayken gerçekleştirdiği hitaptan çok daha yaygın ve etkili olacaktı.

MALCOLM, yaşamıyla ve azimli çalışmaları ile öncelikle Amerikalı Müslümanlara ve Siyahlara örnektir. Bugün küfrün ve zulmün temel yayıcısı durumuna gelmiş olan ABD'nin işlemiş olduğu insanlık suçuna en büyük tepkiyi ve karşı örgütlülüğü göstermesi gereken Amerikalı Müslümanlardır. Müslümanlar nerede ve hangi koşullarda olurlarsa olsunlar zulme karşı mazlumdan yana tavırlarını almalıdırlar; mazlumdan yana olmak pek çok bedeli kendisi ile beraber getirse de.

SÖ ZLERİ;

-Amerika, İslam'ı anlamaya muhtaç. Çünkü bu din, ırk sorununu söküp atan dindir.

-Bana bir kapitalist gösterin, ben de size bir kan emici göstereyim.

-Ben gerçeğin peşindeyim, kimin söylediği önemli değil. Ben adaletin peşindeyim,kim için veya kime karşı olduğu önemli değil.

-Eğitim olmadan, bu dünyada hiçbir yere gitmiyorsun.

En iyi nasihat, iyi örnek olmaktır.

KAYNAK:Malkolm x Aleks haley(insan yayınları)wikipedia,söz kimin,künfeyekün.org