'Ne il başkanı ne milletvekili kalır'

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında verilen 9 yıl 8 ay 20 günlük hapis cezası onanmasını değerlendirdi. Karamollaoğlu, "Bu tweetler ile Fethullah Gülen arasında irtibat kurmaya teşebbüs edersiniz şu anda iktidar partisinin ne milletvekilleri ne il başkanları arasında ceza almayacak bir kişi kalmaz" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında verilen 9 yıl 8 ay 20 günlük hapis cezası onanmasını "Bu tweetler ile Fethullah Gülen arasında irtibat kurmaya teşebbüs edersiniz şu anda iktidar partisinin ne milletvekilleri ne il başkanları arasında ceza almayacak bir kişi kalmaz" sözleri ile değerlendirdi.

Haftalık gündem toplantısında konuşan Karamollaoğlu, cezanın 23 Haziran tarihinde onanmasına da dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

"CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun 7-8 yıl evvel attığı tweetlerden dolayı verilen ceza onandı. Garip durumlar var burada. Birinci gariplik tarih tam 23 Haziran’a denk geldi. 23 Haziran’ın özelliği ne? Mahalli seçimlerde İstanbul’u iktidar partisinin büyük bir rakamla kaybetmiş olması. Sanki bunun rövanşı alınıyor gibi."

Karamollaoğlu hakim ve savcılara seslenerek "Bir insanın 8 yıl önce attığı tweeti şu anda gündeme getiriyorsan iktidar partisinin mensuplarının tweetleri ne olacak? Onlar masum çünkü zemzem suyu ile yıkanmışlar" dedi.

Karamollaoğlu şu ifadeleri kullandı:

"Ama daha da garip olanı şu 7-8 yıl evvel atılan bu tweetleri eğer siz cezai müeyyide için kullanmaya kalkar, bu tweetler ile Fethullah Gülen arasında irtibat kurmaya teşebbüs edersiniz şu anda iktidar partisinin ne milletvekilleri ne il başkanları arasında ceza almayacak bir kişi kalmaz. Çıkarsınlar bütün tweetleri. Bakanları övgüler yağdırdı, ‘Hasret kaldık ne zaman geleceksiniz’ dediler. Bunlar suç değil ama 7-8 yıl önce CHP’li olduğu için bir hanımın attığı tweet onun ağır ceza almasına vesile olur. Ya Allahtan korkun. Özellikle savcılara, hakimlere sesleniyorum; bir insanın 8 yıl önce attığı tweeti şu anda gündeme getiriyorsan iktidar partisinin mensuplarının tweetleri ne olacak? Onlar masum çünkü zemzem suyu ile yıkanmışlar."

“YEŞİL PASAPORTLU ARKADAŞLAR ANKARA’YA GİREMİYOR”

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Avukatlık Kanunu ve baro seçim sisteminde yapılmak istenen değişikliğe karşı Ankara'ya yürüyüşe geçen baro başkanlarının kente girişlerinin engellenmesine ilişkin avukatlara yeşil pasaport verilme kararını hatırlatarak "Yeşil pasaportlu arkadaşlar Ankara’ya giremiyorlar" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Avukatlık Kanunu ve baro seçim sisteminde yapılmak istenen değişikliğe karşı Ankara'ya yürüyüşe geçen baro başkanlarının kente girişlerinin engellenmesine ilişkin "Yeşil pasaportlu arkadaşlar Ankara’ya giremiyorlar" yorumunda bulundu.

Karamollaoğlu avukatlara yeşil pasaport verilme kararını hatırlatarak "Bugün iktidarda bulunan arkadaşlar, avukatlara bir zaman yeşil pasaport vermeyi gündeme getirmişlerdi. Aynı avukatların bugün Ankara’ya girmesine engel oluyorlar. Yeşil pasaportlu arkadaşlar Ankara’ya giremiyorlar. Pasaport, Ankara’da geçerli değil. Bu ciddi bir çelişki. İktidar öyle bir noktaya geldi ki artık yürüyüşlere bile tahammül edemiyor" dedi.

Çoklu baro sistemi tartışmalarını doğru bulmadığını ifade eden Karamollaoğlu, bunun barolar içerisinde kutuplaşmaya neden olabileceğine dikkat çekerek şöyle konuştu:

"Çoklu baro tartışmalarını doğru bulmuyoruz. Burada da bir kamplaşma meydana gelecekse, farklı barolar farklı türküler söylemeye başlayacaklarsa yandaş baro, karşıt baro gibi durumlar ortaya çıkacaksa bizim bugüne kadar ısrarla üstünde durduğumuz kutuplaşma burada da meydana gelebilir. Birtakım kanuni düzenlemelere ihtiyaç var mı, onun da var olduğu kanaatindeyiz. Baro içinde farklı kanaat ve görüşlerde bulunan kesimlerin temsilcilerinin de bulunabileceği bir düzenleme yapılmalı. Varsa birtakım çekişmeler kendi içlerinde meydana gelir. Bu bütün adalet mekanizmasına yansımaz. Bundan dolayı da hükümetin ciddi birtakım adımlar atmasına ihtiyaç var diye düşünüyorum. Yürüyüş yapanları da bunun aksini savunanları da mutlaka dinlemeli ortak bir noktada buluşulmalı."