OHAL komisyonu derhal lağvedilmelidir!


Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Adıyaman şubeler platformu, demokrasi parkında yaptıkları basın açıklamasında OHAL komisyonun derhal lağvedilmesini istediler.

post

 Güncel    16.11.2020 13:24:05  


Platform adına basın açıklaması yapan Ayşegül Yücetaş şunları söyledi:    

"OHAL döneminde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük kamu görevlisi tasfiyesi yaşanmıştır. 12 Eylül döneminde 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu kapsamında yaklaşık beş bin kişi kamu görevinden çıkarılırken 20 Temmuz sivil darbesi sonrası bunun tam 26 katı, yaklaşık 130.000 kamu emekçisi ihraç edilmiştir.

 Bilindiği üzere; ‘kişiye özgü çıkarılan’ KHK’ler eliyle Resmi Gazete’de isimlerinin yayınlanmasıyla on binlerce kamu emekçisi ihraç edilmiştir. Bu şekilde hukuk düzeninin en temel ilkelerinden biri, ‘yasama organının tasarruflarının idare tarafından değiştirilemeyeceği’ ilkesi pervasızca ihlal edilmiştir. Kamu emekçilerinin hukuka uygun olarak kazanılmış sosyal ve ekonomik hakları, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı, savunma hakkı da ihlal edilerek idari tasarrufla hukuka aykırı olarak ellerinden alınmıştır.

İhraç kararlarına karşı hiçbir başvuru yolunun olmamasının yarattığı hukuki kriz, önüne on binlerce başvuru gelen AİHM’in de içinde olduğu bir pazarlık süreci sonucu bir oyalama mekanizmasıyla aşılmaya çalışılmış ve 685 Sayılı KHK ile OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu kurulmuştur.

OHAL İnceleme Komisyonuna bazı kanun hükümlerini geçersiz kılma yetkisi verilerek hukuksuzluk devam ettirilmiştir. Bir idari organa yargı yetkisi verilmiş, kişilerin savunması dahi alınmayarak bu yönüyle yargının da üzerine çıkarılmıştır!

23 Ocak 2017 günü 685 sayılı OHAL KHK’si ile iki yıllık süre içinde kamudan ihraç edilmiş yüz binlerce kamu emekçisinin ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almakla görevlendirilmiş olmasına rağmen aradan neredeyse 4 yıl geçmiş, Komisyon hala 16.050 dosyayı karara bağlamamıştır.

Karara bağladığı dosyaların %88,5’ini ise ret etmiştir. Başvurusu ret edilenlerin itiraz ettiği İdare Mahkemeleri de Komisyonun hızıyla karar almakta olup yıllara yayma görevini devam ettirmektedirler.

Oyalamalar işkenceye dönüşmüştür

Oyalama, hukuk dışı politikalarla da birleşerek işkenceye, cezalandırmaya dönüştürülmüştür. Dört bir yandan kuşatmaya dönüştürülen bu cezalandırma politikası nedeniyle insanlar yaşamlarını yitirmiş, ağır hastalıklara yakalanmış, tedavi olanağı dahi bulamamışlardır. Yurtdışında tedavi görenler pasaport yasağı nedeniyle gidememiş, hastalıkları ilerlemiş, yaşamlarının geriye kalan kısmını yatağa bağımlı halde geçirenler olmuştur.

Kamu görevinden çıkarılarak anayasal ve uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alınmış çalışma hakkı gasp edilmiştir. İhraç edilenlerin çalıştırılmaması için işverenler el altından tehdit edilmiş, geçen haftalarda ihraç edilenlere iş bulması için yardım edenlerin gözaltına alınmasıyla aşiret devletlerinde görülebilecek, hukuk ile izah edilemeyecek bir aşamaya varılmıştır.

Pasaportlarına el konularak seyahat hakları, eğitim hakları engellenerek eğitim görme hakları, bankaların hesap dahi açtırmak istememesi, çalışma ruhsatlarının ve diplomalarının kısıtlanması, sigorta şirketlerinin ihraç edilenlere ödeme yapmaması gibi baskılarla medeni kanundaki temel hakları gasp edilmiştir. Kısacası AKP iktidarı aileleriyle birlikte yüzbinlerce kişiyi fiilen vatandaşlıktan çıkarmış, sosyal ölüme terk etmeyi hedeflemiştir. 

Değerli Basın Emekçileri,

Komisyon, son resmi açıklamasını 2 Ekim 2020 tarihinde yapmıştır. Hala karara bağlanmayan 16.050 başvurunun 2.441’i KESK’lilere aittir. Oransal olarak %15’e denk gelmektedir. Tüm başvurulardan hala %13’ünün karara bağlanmadığı göz önüne alındığında kalan dosyalar içerisindeki KESK’lilerin oranının yüksekliği bilinçli bir geciktirme ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.

Hukuka ve uluslararası sözleşmelere aykırı, etkin olmayan, denetlenemeyen, kendisini anayasa ve yasalar üstü gören, hükümetin bir organı gibi çalışan ve idari bir mekanizma olan OHAL Komisyonu derhal lağvedilmelidir.

Haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmedir. 

Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi, manevi hak kayıpları karşılanmalıdır.

Bunlar gerçekleşinceye, ihraç kamu emekçilerinin mağduriyetleri giderilinceye ve hukuksuz ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilinceye kadar mücadele etmeye devam edeceğiz." ŞEHİRDE BU HAFTA

 

 

#adıyaman,kesk,ohal,basın açıklama,şehirde bu hafta