Ateş Düştüğü Yeri Yakar!


 R. Ferhat VURAL    01.03.2020 10:13:38  


Her gün acı olaylarla sarsılıyoruz

Gencecik fidanları ömrünün baharında toprağa veriyoruz

İnsan olarak bu durumdan etkilenmemek mümkün değil

Üzülüyoruz,kahroluyoruz çocukların,anaların, eşlerin tabuta sarılmalarını içimiz kan ağlayarak izliyoruz

Tıpkı Yunus Emre'nin dediği gibi

"Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm

Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi"

Şurası da bir gerçek ki;

Bizim acımız, hiç bir zaman evladını kaybeden bir annenin,bir babanın, eşini kaybeden bir gelinin babasını kaybeden bir evladın acısıyla aynı değil..

İnsan olarak o an üzülüp ağlasak da bir süre sonra 'hayat devam ediyor' deyip işimize gücümüze bakıyoruz,

Ya o acılı insanlar?

Bir ömür buyu o acılarla yaşayacak

Evlat yetim büyüyecek

Eşinin,annenin babanın gözyaşları dinmeyecek

Hiç bişey eskisi gibi olmayacak hayatlarında

Çünkü; "Ateş düştüğü yeri yakıyor"

Şehzade Mustafa idam edilmiş, Kanuni ağlamaktan perişan vaziyette.

Rüstem Paşa;

“Hünkarım bu kadar helak etmeyiniz kendinizi".

Kanuni Sultan Süleyman;

"Konuş Rüstem konuş, ne devlet senin, ne evlat senin" diye cevap verir..

Bu acıları bire bir yaşayan bilir,ceketin yanması ile bedenin yanması aynı değil..

Aslında anlatılacak,yazılacak çok şey var ama Mevlana'nın dediği gibi;

"Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme... Gönlüm duygularını anlatamadığı için kızarken dilime, dilim anlatamayacağı şeyleri düşündüğü için kızıyor gönlüme."

  Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Ülkemin başı sağ olsun!