Dua..


 Prof.Dr.Yasin ÇİÇEK     15.05.2020 20:31:00  


Dua bir ibadettir. Dua istemektir. Dua ibadetin beynidir. Peki biz Allah'tan neyi isteyelim? Araba, ev, makam, şöhret mi ? Yoksa cennet, sıhhat, Cemalullah ve en nihayet Rızayı İlahi mi? Biz en iyisi mi fazla ileri gitmeden "Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru(Bakara,201)" diyelim.

Biz de bir ebediyet arzusu var ve ebedi yaşamak istiyoruz. Bu dünyada yok. Peki o zaman nerede? Demek ki bir yerler de var çünkü "Eğer vermek istemeseydi, istemek vermezdi."

Dua bir enerjidir. Canlıdır ve ruhludur. Düşünülmeden, idrak edilmeden, farkına varılmadan, alışıla olarak yapılan hiçbir fiilin kıymeti harbiyesi yoktur. Önce duaya inanacaksın. Sonra insanları duaya inandıracaksın. En sonunda duanın önemini anlatacaksın ki tesir etsin. Vahşet ve kimsesizlik dehşetindeymiş gibi isteyeceksin. Izdırar derecesinde yalvaracaksın. Peygamberimizin(asm) Bedir harbinden önce yaptığı niyaz gibi. Niyaz duadan daha ileri bir şeydir. "Niyaz, karataştan su fışkırtır"derler. Hacer validemizdekinde olduğu gibi. Gizli ah edeceksin. Allah gizli ahı işitir. Kelimeleri seçerek niyaz edeceksin çünkü kelimelerde canlıdır ve ruhludur. Okuyanın niyeti ve ihlasını yansıtır.

İnsanın fıtratı duayı şiddetle istiyor. Ama dua ediyoruz kabul olmuyor? Peki öyle mi? Kuran-ı Kerim de Allah "Dua edin, size cevap vereyim" (Mü'min,60)emrediyor. "Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var"(Furkan,77) buyuruyor. Çünkü "Cevap vermek ayrıdır, kabul etmek ayrıdır. Her dua için cevap vermek var. Fakat kabul etmek, aynı matlubu vermek, Cenab-ı Hakkın hikmetine tabidir (Sözler 351)." Her duaya cevap var fakat duanın kabulü Allah'ın hikmetine tabiidir. Allah her duayı olduğu gibi kabul etseydi, dünya kaosa dönerdi. Dünyanın dengesi için her dua bu dünyada kabul olmaz. Mesela; birine kızdım Allah'ım bunun canını al, bunu sakat bırak diye dua ettim. Hem böyle dua olur mu? "Ayağına taş takıldığında "Allah kahretsin" bile deme. Dua et ki, taşa takılan bir ayağın var. NFK" Bu durumu Mevlana şu şekilde izah eder: "Allah kuluna üç şekilde cevap verir: Evet der, istediğini verir; hayır der, daha iyisini verir; bekle der en iyisini verir." Dua bir kulluktur. Kulun görevi dua etmek, neticeye karışmak değil. Dünyevi maksatlar dua ve ibadetin vakitleridir. Ubudiyetin neticesi ahirete bakar.

Dua eden, şu üç şeyden birine kavuşur: Günahı affedilir. İyilikleri artar. Kabul edilmiş ibadet sevabı alır (Deylemi).

Hem dua esbabı kabul dairesinde olmalı. Evlenmeden bana iyi evlatlar ver denmez. Tohum ekmeden bana buğday ver denmediği gibi. Kahrolsun İsrail demeklede İsrail kahrolmaz. Tohumu, silahı ondan al sonrada kahrolsun de. Tohumunu, silahını sen üret ondan alma bu onu zaten kahredecektir. Çalışmadan , gayret etmeden Allah'tan mal istenilmez. Önce fiili dua sonra kavli dua! Necip Fazıl'ın dediği gibi:

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!

Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!

Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

15 Mayıs 2020 (22 Ramazan 1441)