Covid-19’dan Açık Mektup


 Hüseyin Tepeler    23.08.2020 10:04:49  


            “Sevgili kurbanım,

            Sen bu satırları okumuyorsun biliyorum. Çünkü eminim, sen, bırak mahalli bir gazetenin köşe yazısını, yedi kelimeden fazla herhangi bir cümleyi okumazsın. Çünkü okumak yorar seni. Hatta bırak okumayı, gününüzde çok popüler olan video izleme konusunda bile sen, önce alt köşedeki süreye bakar, misal, “2.13” gibi bir süreyle karşılaştığında, önce yekten bir üşenir, sonra da ancak ve sadece tavsiye eden kişi yanındaysa  ve seni “Bak bak şimdi..” diye dürterek uyarıyorsa katlanırsın videonun devamına..

            İş ki bir defa başladım lafa, okumasan da devam edeceğim. Yalnız müsaadenle girizgâhımı değiştirmek istiyorum. Sevgili kiralık celladım, intihar komandom!.. Yok, bu çok sert oldu.. Hem bu kavramların, çok güzel bir mesajı vermek adına da olsa para etmesine inan ben bile razı olamam! Sevgili habersiz taşıyıcım, sosyal bağışıklık adayım.. Cık! Bu defa da fazla masum ve de politik kaçtı.. Hah, buldum: Sevgili “sevgisiz”!!

            Senin için yapılabilecek en doğru tanımlama bu olsa gerek. Sevgisizsin sen! Hangi dile çevirirsen çevir, iki manaya gelecektir bu sözcük: kendisine sevgi sunulmamış ve de kendisinden sevgi beklenmeyen. Sen tam da bu tanımın muhatabısın. İspatlayayım istersen.. Sen sevmiyorsun arkadaşım! Sen hayvanlara bin bir eziyet ediyorsun mesela. Kulaklarını kesiyorsun, yakıyorsun, türlü işkencelerden geçiriyorsun onları. Sen ağacı sevmiyorsun! Bakma, kimisi sarılıp fotoğraf çeker onlara, hatta elinden gelse düşen yapraklarını bile alıp geri sarar dallarına. Ama sen, itiraf et, yanından geçerken bile bakmaz, onları sadece kolay yanabilen varlıklar olarak görürsün. Sen ki, orman yangınları haberlerine bırak üzülmeyi, boş verip devam edersin o an gevezelik yaptığın başka bir sen ile muhabbete. Sen yaktın çünkü onları.. O an o yangını çıkaran da sendin zaten.. Sen suyu sevmezsin! O iğrenç elinin o iğrenç parmağını içeri doğru büküp sıkıştırdığın o iğrenç izmariti o suya fırlatırken zevkten dört köşe olursun sen! Sen insanı sevmiyorsun kardeşim.. Sana göre insan, karşı cinsten biriyse eziyet edilesi, hem cinsinse de, hasta tarafları varsa övülecek, yoksa da dövülecek bir canlıdan ibarettir.  Bugün dünya beni konuşmuyor olsaydı, emin ol, farklı coğrafyalardan farklı ülkeler yine bir şekilde senin yaptıklarını konuşuyor olacaktı. Hiçbir şey yapmasan, tam da şu saatlerde bir yerlerde tarihi bir eserin üstüne adını kazıyor olacaktın. Ve sevilmedin sen, hiç ama hiç sevilmedin. Sen bebekken gece ateşin çıkarsa diye uyuyakalmamak için sabaha kadar başında sakız çiğneyen bir annen olmadı. Baban da senin gibiydi süt oğlan! O kahvehanelerde gecelerken, her sene Ramazan ayı gelirse sahura kadar orda takılmanın hayalini kurarken sen de büyümekle meşguldün. Laf aramızda, o adam seni hiç ama hiç sevmedi, uykunda bile!..

            Şimdi birileri kalkmış, televizyonlarda, cami hoparlörlerinde, afişlerde.. vs her ortamda bana karşı, aslında ve bir tek seni uyarıyorlar. Gün senin günün!”

           

Hayat ne tuhaf.. Hepimiz zannederiz ki, iyilik denen şey birilerine iyi bir şey yapmak, kötülükse birine kötü bir şey yaşatmaktan ibaret. Değil! İyilik denen şey bir yerde de, hele de müsaitken, kötüyü yapmamayı seçmektir. Kötülük denen şey de çoğu zaman iyi bir şeyi yapmaktan vazgeçmek veya o şeye engel olmaktır. Bu mektubu bir şekilde zorla da olsa okuyun, paylaşın, asın bir yerlere! Mektubun muhatabı olan arkadaşlara sesleniyorum: CORONA’NIN DEĞİL, (HAYATINIZDA BELKİ İLK KEZ), İNSANLIĞIN HİZMETKÂRI OLUN!

 

COMMAGENE GAZETESİ (Kurgu haber)

ADIYAMAN'A "BAKAN" YOK

Cumhuriyet tarihi boyunca herhangi bir hükümette Adıyamanlı bir bakanın yer almamasını yarın Demokrasi Parkı'nda protesto edecek olan hemşerilerimizden Faik FAYIKDEĞİLOLUMFAİKFAİK: "Bilmoğ ki bizi niye seçmorlar? Ekonomi diyorlarsa aha kırğılı köyü ezbere faiz bilor, Tarım ve Köy İşleri diyorlarsa biz buğdanın arasında çıkan otların bile kıymetini biloğ, katma yapoğ yiyoğ; Gençlik ve Spor diyorlarsa ehtiyarlarımız bile gendini koşu parkındaki oyuncaklarda yırtor; Ulaştırma diyorlarsa Adıyaman'dan çıkan bi otobüs 81 vilayete urğamadan İstanbul'a girmor, şöförleri bakandan daha çok melmeket görmiş; a İçişleri diyorlarsa benim hanım orda bakan olsın, iki günde bütün vekillerin çocığlarının adını bile öğrenmezse bişey bilmom!" şeklinde sitem etti. //Hüseyin TEPELER, Harhar

 

ADIYAMAN ATASÖZLERİ VE DEYİMLER SÖZLÜĞÜ

vıt atmak”: Yalan söylemek

Örneğin;     “Millet akşama kadar twitter’da vıt ator.”

Veya;         Ahmet: “Bizim bi arkadaş vardı cam yiyordı.”

                 Necmeddin: “Ahmet olım işin gücün vıt atmak ha!”

 

Kırğ tene eşşegin olacağına bi tene enişten olsın yeter.”: Kız tarafı eniştesine her türlü angarya işi yaptırabilir ki genelde de enişteler yani damatlar her türlü ayak işini seve seve yaparlar.