Yaşasın Ümit! Kahrolsun Yeis!


 Prof.Dr.Yasin ÇİÇEK     15.11.2020 10:46:52  


Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz(Zümer Suresi,53). Hadislerde de Allah'tan ümidi kesmenin büyük günah olduğu vurgulanmıştır. Müslümanları geri bırakan hastalıkları Bediüzzaman sayarken bunların birincisini "Ye'sin, ümitsizliğin içimizde hayat bulup dirilmesi" olarak belirtir. Yine fert ve milletlerin en dehşetli hastalığının yeis olduğunu söyler. Müslüman ümitsiz olamaz.

Ümit, bir şeyde aşırı derecede istekli olmak, gelecekten beklenti anlamına gelir. Umut, güven duygusu anlamına gelir. Mücadele ve motivasyon için gereklidir. Yeis ise bunun aksidir. Gelecekle ilgili olumsuz beklentiler insanı psikolojik ve maddi hasta eder. "En büyük bela ümitsizliktir. Ümitsizlik sahibini öldürür." demiş Hz. Ali(ra).

Ümitsizlik yani yeis şeytandandır. Yeis, (ümitsizlik) acizden gelir. "Yeis, mâni-i her kemaldir. İnsanları canlandıran emeldir öldüren yeistir." Hayat iniş ve çıkışlarla anlam kazanır. Gayret, hamiyet ve çabalamak ümitsizliğin ilacıdır. Gayret bizden muvaffakiyet Allah'tandır. Bizim vazifemiz çalışmak, başarmak değildir çünkü netice Allah'a aittir. Bizim vazifemiz toprağı imar edip tohum ekmektir, tohum atmaktır. Tohumu yeşillendirmek, hayat veren Hay olan Allah'a aittir. Vazifemiz başta nefsimizle olmak üzere cihat etmektir. Muzaffer etmek yani netice Allah'ın vazifesidir. Neticeye odaklanırsak ve neticeyi düşünürsek yeise düşeriz. Defalarca tohum atmaktır. Olmadı bir daha ekmektir, gerekirse toprağını değiştirmektir. Olana kadar değil, ölene kadar çalışmak ve gayret etmektir. Leylaya kavuşmak için dağları gerekirse iğneyle kazmaktır. Leylaya kavuşunca da ben Mevlayı buldum diye bilmektir.

Hz. Yusuf gibi kuyulara, zindanlara düşmektir. Kuyudan kurtulmayı umut etmektir. Hz. İbrahim'in ateşine karınca gibi su taşımaktır. Ateşi yakan da O, ateşi söndüren de O'dur. Bize düşen tarafımızı belirleyip elimizden geleni yapmaktır. Verilen neticeye razı olmaktır. Kaldığımız yerden yola devam etmektir. Düşünce, kalkmaya çalışmaktır.

Hâtem-i Esam(ks) der ki: "İtaatin aslı şu üç şeydir. Allah'tan korkmak, O'ndan ümidini kesmemek, daima O'nu sevmek." Evet itaatin aslı Allah'tan kuvvetli ümit beslemektir. Rahmetim her şeyi kuşatmıştır(A'raf 156). Tövbe kapısı ölünceye kadar açıktır.

Yaşasın sıdk! Ölsün yeis! Muhabbet devam etsin. Şura kuvvet bulsun (Hutbe-i Şamiye 62). Vesselam 15 Kasım 2020( 29 Rebiulevvel 1442).