Herkes Allah'ı Bilir mi?


 Prof.Dr.Yasin ÇİÇEK     10.01.2021 10:10:43  


Evet hemen hemen herkes bir yaratıcıya inanır ama Allah'ın varlığını kabul etmekle, isim ve sıfatlarıyla Allah'ı bilmek yani marifetullah ayrıdır. Muhabbetullah ise bayağı ayrıdır. Bir yaratıcıyı kabul etmemek oldukça zor bir şeydir. "Evet inkâr etmemek başkadır, iman etmek bütün bütün başkadır.(Emirdağ-1, 203)"

Bu -istler ve -izmler nereden çıkıyor biliyor musunuz? Bakmışlar ki bazı insanlar Allah'ı inkar etmek mümkün değildir çünkü eseri, sanatkarı ve resmi kabul edip sanatkarı ve ressamı reddetmek mümkün değildir. Bundan dolayı Peygamberi inkar etmişler. Bir yaratıcıyı kabul edip kulları serbest bıraktığına kendilerini inandırmışlar. Aslında -izmlerin ve -istlerin çıkış noktası ve tüm temel kaynağı budur. İnsan nefsinin esiri olmuştur. Bediüzzaman der ki dünyada en hayret edilecek bir şey varsa o da inkardır. Her şeyde hatta günahta bile menhus bir lezzet olabilir ama imansızlıkta elem içinde elem vardır.

Bakmışlar ki Allah'ı kabul etmekle iş bitmiyor. Allah'ı kabul ettin mi peşine sorumluluk geliyor, ibadet geliyor, bazı yasaklar geliyor. Bu da insanın hoşuna gitmiyor. Nefsin hoşuna gitmiyor, vicdanı sızlıyor. Bir çıkış kapısı arıyor. Çıkışı peygamberi reddetmek de buluyor ve nefsine uymakta buluyor.

Biz nasıl bir Allah'a inanıyoruz? Haşa doğuran bir Allah'a inanıyoruz. Oğlu olan bir Allah'a inanıyoruz. Kainatı yaratıp sonra ona karışmayan bir Allah'a inanıyoruz. Allah'a Kur'an'da geçen şekli ile inanmak. İhlas suresindeki geçen şekliyle Allah'ı bilmek. Ehad olan Allah'a yani zatının birliğine inanmak. Vahid olan bir Allah'a yani sıfatlarının birliğine inanmak. Her şeyin ona muhtaç olduğu onun hiçbir şeye ihtiyacı olmadığı bir Allah'a inanmak yani Samed olan bir Allaha inanmak. Kainatta her an tasarruf eden bir Allah'a inanmak. Bize bizden daha yakın olan bir Allah'a inanmak. Bize şah damarımızdan daha yakın olan bir Allah'a inanmak. Peygamber gönderen bir Allah'a inanmak.

"Kur'an-ı Azîmüşşan'ın ders verdiği gibi, o Hâlık'ı sıfatları ile, isimleri ile umum kâinatın şehadetine istinaden kalben tasdik etmek ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak; ve günah ve emre muhalefet ettiği vakit, kalben tövbe ve nedamet etmek iledir. (Emirdağ-1, 203)"

Muhyiddin-i Arabî, Fahreddin-i Râzî'ye mektubunda demiş: "Allah'ı bilmek, varlığını bilmenin gayrıdır." (Mektubat, 361)

"Allah'ı bilmek, bütün kâinata ihata eden rububiyetine ve zerrelerden yıldızlara kadar cüz'î ve küllî herşey onun kabza-i tasarrufunda ve kudret ve iradesiyle olduğuna kat'î iman etmek ve mülkünde hiçbir şeriki olmadığına ve "Lâ ilahe illallah" kelime-i kudsiyesine, hakikatlarına iman etmek, kalben tasdik etmekle olur (Emirdağ-1, 203)." Yoksa bir Allah var deyip her şeyi sebeplere vermek Allah'ı bilmek değildir. Nefsimizin esiri olup her istediğimizi yapmak değildir. Her türlü günahı serbestçe işlemek değildir. Bu olsa olsa ancak varlığını kabul edip, inkar etmemektir.

Cenab-ı Hak bizleri Lâ ilahe illallah" kelime-i kudsiyesine ve hakikatlarına hakkıyla iman edenlerden eylesin. Amin

10 Ocak 2021 (26 Cemaziyelevvel 1442).