Gazetecilik Etiği ve Gazetecinin İtibarı


 R. Ferhat VURAL    07.02.2021 11:10:37  


Bu köşenin müdavimleri bilirler,gazetecilik üzerine karınca kararınca düşüncelerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.

Medya neden dördüncü güç?

Yasama, yürütme, yargıdan sonra medyanın dördüncü güç olarak görülmesinin sebebi, devletin bu 3 organının kamu adına denetlemesinden kaynaklanmaktadır. Medya devletin organlarında yapılan faaliyetleri halk adına denetleyerek aynı zamanda halka enformasyon (bilgilendirme) verir. Halk da bu enformasyon sayesinde kendi geleceği hakkında bilgi sahibi olurken, devletin faaliyetlerini bir nevi denetlemiş olur.

Liyakat ve Ehliyet

Her işte, her uğraşıda olduğu gibi medya sektörü de liyakatli insanlar eliyle saygınlığını korur.Bu güç, mesleği hak etmeyen insanların eline geçince de yozlaşır itibar kaybına uğrar.Ulusaldan yerel medyaya kadar,resme dikkatlice baktığımızda insanın içi kararıyor.

Bir taraftan iktidarın her icraatını öven,memleketi güllük gülistanlık gösteren medya kuruluşları,diğer taraftan herşeyi kapkara gören muhalif bir medya.Ortası neredeyse yok gibi.Yani doğruya doğru,eğriye eğri diyen bir medyamız maalesef yok,varsa da pek etkili değil. 

Durum böyle olunca, insanlar haklı olarak hangi medya kuruluşuna inanacağı noktasında şaşkınlık yaşıyor.Çünkü birinin beyaz diye servis ettiği haber, diğer medya organı siyah diye haber yapıyor.

Bugün Türkiye’de 70 iletişim fakültesi her yıl binlerce mezun veriyor, binlerce gazeteci ise işsiz. Öte yandan binlerce “alaylı” da gazetecilik sektöründe çalışıyor. Bugün Türkiye’de, hiçbirimizin adlarını bile bilmediği tam 1075 gazete var.

Ulusaldaki habercilik anlayışı yerele de sirayet ediyor.

Bu kadar iletişim fakültesi ve bu kadar mezun olmasına rağmen bu mesleğin hiç bir kriteri yok. Bir demirci dükkanını bile açmaya sertifika istenilirken gazetecilikte bu da yok.  Hiç bir eğitimi bu meslekle ilgili hiç bir vasfı olmayan sıradan biri de bir gazete çıkarıp, bir web sayfası açarak "ben gazeteciyim " diyebiliyor.

İş bununla bitse ne ala.O etiketleri kullanarak kendine bireysel menfaat sağlamaya çalışan,şantajda bulunan,işe girmeye çalışan, mobbing uygulayan,kurumlardan abonelik,ilan vb gerekçelerle para isteyenlerin sayısının da az olmadığını belirtmek istiyorum.

Yeri gelmişken şunun da bilinmesinde fayda var.Yerel yönetimler,siyasi partiler,STK'lar yerel medyayı desteklemek amacıyla gönüllü olarak katkıda bulunabilirler.Ama,bu bir zorunluluk değildir ve mecburda değiller.Bu kurumları dilenci kapısına çevirmek gazetecinin itibarını beş paralık ettiği gibi yapılan haberlerinde inandırıcılığını sorgular.Buna mahal vermemek lazım.

Bu haftaki yazımızı Sunay Akın'ın bir tespitiyle bitirelim."Bir ülkede yazılı ve görsel basın, parayı verenin öttürdüğü düdük olma yolundaysa,Nasreddin Hoca’nın eşeğe ters binme zamanı geldi demektir."

 Sağlıcakla kalın