Kim Kime Hizmet Ediyor?


 R. Ferhat VURAL    19.09.2021 11:48:43  


Gözümüzün içine baka baka, başımıza kaka kaka, sürekli, “Size yol yaptık, köprü yaptık, hastane yaptık, şu şu hizmetleri getirdik” deyip duruyorlar. İşi o kadar abartıyorlar ki, bilmeyen de kendilerinden önce mağarada yaşadığımızı, beyefendilerin sayesinde yerleşik hayata geçtiğimizi sanacak.

Yapmayın, etmeyin beyler; hele bi serin gelin, yavaş gelin, hedi gelin..

Velev ki bir şeyler yaptınız -ki öyle ahım şahım şeyler de yapmamışsınız ya- bunları kendi paranızla mı yaptınız?

Ya aldığımız araçtan tükettiğimiz akaryakıta, elektrikten doğalgaza, telefondan internete, yediğimiz ekmekten içtiğimiz çaya ve daha bilumum kaleme kadar, yüzde 300’lere varan vergiler nereye gidiyor?

Bir de madalyonun tersine bakalım.

Hele biz mi size hizmet etmişiz, yoksa siz mi bize hizmet getirmişsiniz, görelim.

Biz 2 bin 800 lira asgari ücrete talim ederken -ki çoğu üniversite mezunu bu ücretle çalışacak iş bile bulamıyor- siz 25 bin lira maaş alıyorsunuz, aldığınız ikramiyeler de hariç.

Biz asgari ücretin altında emekli maaşı alırken, siz 15 bin lira emekli maaşı alıyorsunuz.

Biz bayramlarda bin 100 lira ikramiye alırken, siz 20 bin lira alıyorsunuz.

Siz mecliste kuzu tandır kebabını 5 liraya yerken, biz aynı paraya bir dürüm etsiz çiğköfteyi bile yiyemiyoruz... Neden?

Bunlar da sizin özlük haklarınız!

- Vefat etmiş olan milletvekili yakınlarına 12 ay yardım, yurt içi ve yurt dışında görev yapan milletvekilleri, almış oldukları maaşlarının yanında yolluk ve yevmiye almaktadırlar.

- Görev yaptığı süre boyunca kırmızı pasaport hakkına sahiptir.

- Kamu kurum ve kuruluşlarına bağlı sosyal tesislerden ve konuk evlerinden hiçbir ücret ödemeden faydalanabilmektedirler.

Bakınız vekil siz, asıl biz olmamıza rağmen, bizim böyle ballı özlük haklarımız yok. Şunu da hatırlatayım: Verdiğiniz vaatlerin çoğunu yerine getirmediniz. Sırf gündemde kalmak için, haber değeri olmayan ufacık bir şeyi bile defalarca haber olarak servis ettiniz (bu haberlerin ne şekil, nasıl, kimlerin aracılığıyla haber diye servis edildiğini de biliyoruz).

‘Hafızayı beşer nisyan ile maluldür’ ya, millet unutsa da vallahi biz unutmayız. Ne de olsa iletişim çağındayız, her şey kayıt altında, hiçbir şey kaybolmuyor, ‘Google Baba’nın canı sağ olsun..

Bir konudaki hizmetlerinizi inkâr etmeyelim. Örneğin; kendi ailenize, eş ve dostlarınıza, hatta yıkama yağlamacılarınıza varıncaya kadar, onlara elinizden gelenin fazlasını yaptınız.

Onlara iş verdiniz, aş verdiniz, ihale verdiniz, terfi verdiniz, verdiniz de verdiniz... Eğer inkâr ederlerse çarpılırlar, benden söylemesi.

Şimdi elinizi cüzdanınıza, pardon vicdanınıza koyun ve söyleyin: Siz mi bize hizmet ediyorsunuz yoksa biz mi size?

 Sağlıcakla kalın.