Tek Tipçi Habercilik


 R. Ferhat VURAL    02.10.2022 11:55:20  


Sevgili dostlar, bu hafta okuyucularımızdan ve sosyal medya takipçilerimizden gelen haberlere yönelik eleştirilere yanıt vereceğiz.

Okur haberi okuduğunda haklı olarak haberde geçen olayla ilgili net bilgi sahibi olmak istiyor. Bu en tabii hakkıdır ancak, az da olsa okuyucunun gözden kaçırdığı veya bilgi sahibi olmadığı bazı ince noktalar var.

Haberin kısa tarihçesine bir yolculuk yapalım

Eskiden ulusal ve yerel basın organlarında muhabirler çalıştırılırdı. Muhabirler sahada çalışır özel haber üretirlerdi, bu da haberi özel kılardı. Her medya organı kendi düşünce dünyasına yakın haberler yapar, kendine yakın yazarlara köşe verirdi.   

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte klasik matbaaların yerini daha modern ofset makineler aldı. Küçük sermayenin işi zorlaştı. Büyük sermaye sahipleri medya dünyasına ayak attı. Patronlar eleman çalıştıracağına daha az maliyetli ajanstan haber çekmeyi yeğlediler. Bu da özel haber kavramını ortadan kaldırdı. Birde TV faktörü var. Televizyonla birlikte gazetelerin tirajı da otomatikman düşmeye başladı. Çünkü insanlar bir haberi okumak için yarınki gazeteyi beklemek zorunda kalmıyorlar. TV’ler canlı yayınla haberi saniyesinde izleyiciye ulaştırıyorlar.

Televizyonlarda her ne kadar bazı merkezlerde muhabir bulunduruyorlarsa da onlarda gazeteler gibi ağırlıklı ajanslardan haberi çekiyorlar.

Birkaç cümleyle ajanslara değinmekte fayda var

Türkiye de geniş ağa sahip 4 ajans vardır. Anadolu Ajansı (AA) İhlas Haber Ajansı (İHA) Demirören Haber Ajansı (DHA daha önce Doğan Haber Ajansı idi) ve ANKA haber ajansı. AA devletindir, İHA her ne kadar milliyetçi muhafazakâr görünse de iktidarda kim varsa onun yanındadır. DHA doğan grubunun el değiştirmesiyle Demirören grubuna geçti ve iktidar yanlısı bir yayıncılık yapıyor. ANKA ise CHP’ye yakın.

Birde ulusal medyanın haber çektiği yabancı ajanslar var. BBC, Reuters, Sputnik, El Cezire vd.

İşte yazılı/görsel, yerel/ulusal medya organlarının yayımladığı haberlerin çoğu bu ajanslar tarafından servis edilen haberlerdir. Durum böyle olunca -istisnalar hariç-ortaya tek tipçi bir medya ve habercilik çıktı.

Konuyu yerele indirgersek, diyelim ki bir gazeteniz var ve özel haber yapmak istiyorsunuz. Bunun için kalifiyeli 1,2 eleman lazım. Bunların maaşını asgari ücret üzerinden verirseniz bile 2 elemanın maaşı ayda en az 15 bin TL tutar. Bunun için ciddi sermaye lazım, bunu hiçbir medya organı karşılayamaz. Çünkü, gazeteler okunmuyor, hiçbirinin arkasında halk desteği yok, sermaye yapıları zayıf. Kendi iç dinamikleriyle yayınlarını sürdürmeleri mümkün değil. Onlarda ister istemez daha az maliyetle ajansla çalışmayı yeğliyorlar.

Haber akışı

Yerelde haberlerin çoğu ya asayiş ya da kurum haberleridir. Kurumlar (valilik, belediye, siyasi partiler, STK’lar vd) kendi haberlerini yazar, görselleriyle birlikte medya organlarına servis eder. Medya organları da noktasına virgülüne dokunmadan kopyala /yapıştır yaparak yayımlar. Asayiş haberleri de genelde ajans mahreçlidir. 

Birde internet medyası var. Bu işi yapanların çoğu ya kurumlarda çalışan veya işi gücü olmayan zevattır. Ajansa belli bir ücret karşılığında abone olur, haberi ajanstan çekip sosyal medya hesaplarında paylaşır. Bunu neden mi yapıyorlar derseniz, kurumda çalışıyorsa bu etiket sayesinde dokunulmazlık kazanmak, boşta geziyorsa toplumda kabul görmek veya bir işe girmek.

Değerli dostlar, işte okuyucularımızın /takipçilerimizin gözünden kaçan bu detaylardır. Tüm haber sitelerinde, sosyal medyalarda, gazetelerde haberlerin tek tip çıkmasının sebebi budur. Ulusalda olsun yerelde olsun, kamuoyunun merak ettiği haber değeri olan birkaç haber yer alıyorsa tüm baskılara, dışlamalara, ötekileştirmelere rağmen duruşundan taviz vermeyen ve sayıları bir elin parmağını geçmeyen araştırmacı gazetecinin eseridir.

Sağlıcakla kalın