BİLİM VE İNSAN


 Şuayip BÜTÜN    14-02-2016  


Modern Bilim; Daha düne kadar olup bitenlere yönelik global itirazlardan doğmuştur. Bilim kutsal bir varlık değildir. Var oluşu, hayranlık uyandırışı, sonuç üreten bir yapıya sahip bulunuşu, bilimin, bir mükemmellik ölçüsü olarak alınması için yeterli değildir.

               Güç sahibi toplumlar güçsüz toplumlara kendi geleneklerini kabul ettirmekte ve bu işi de eğitim adı verilen araçla gerçekleştirmektedirler. Güçsüzlerin zaman içerisinde güç kazanması, kendi geleneklerinin yeniden hayat bulması sonucunu doğurmaktadır. Böylece güçlünün güçsüz karşısındaki sanki mutlakmış gibi gözüken üstünlüğü bir rüya gibi silinip gitmektedir. Oysa özgür bir toplumda entelektüeller sadece geleneklerden bir tanesidir. Ayrıcalıklı haklara sahip bulunmadıkları gibi, sahip bulundukları görüşlerin kendilerinden gayrisi için özel bir önemi yoktur. Meseleler, entelektüeller tarafından değil, entelektüellerin görüşleri alınarak bizzat halk tarafından çözülür. Çözüm işinde halkın değer verdiği görüşler makbul bulduğu süreçler birinci derecede ön planda tutulurlar.

Özgür bir toplum her geleneğin eşit haklara sahip olduğu toplumdur. Özgür bir toplum, bir tek inanç akidesi üzerine vaaz edilemez. Özgür bir toplum yapısı koruyucu yapıdır, bir ideoloji değildi, bireyleri tehlikelerden koruyan demirden yapılmış bir parmaklık gibi çalışır, insanların arayışlarını kısıtlayan demir parmaklık gibi değil.

Özgür bir toplum empoze yoluyla oluşturulamaz. Özgür bir toplumda hiçbir düşünce inanç peşin , peşin reddedilmez, ama bu anlayış toplumun biricik ideolojisi haline de getirilemez. Bütün arayışlar desteklenir ve toplumun beğenisine sunulur kabul edilirse ne ala kabul görmezse sadece sav halinde kalır. Bilimsel buluşlar desteklenir.

Bilimsel düşünce kendi içinde değişmezleri olmayan düşünce değildir. Belki de tek değişmezi insanın merak duygusunun sürekli diri tutulmasıdır. Ön kabul ve ön retleri olamaz, tıpkı define arayıcısı gibidir gerçeğin aranmasıdır. Toprağın içinde metal parçası bulduğunda hemen dur, altın değilse geç gitsin. Bu gün hala merak duyduğumuz tatmin edilmiş değildir. Zihnimiz bizi daha ne sürprizlerle karşılaştıracak bilmiyoruz. Bildiğimiz şeyse; İnsan ırkı son bulana kadar bu esinti, arayış, devam edecektir. Sonlu  bir varlığın sonsuzluğu araması mıdır yoksa?