ANNELİK


 Mahmut Recep KARADAĞ     28-02-2016  


  Bir  yakınım  vardı, adı  gibi  akıllı  huzurlu. Saadet abla. 

  Derdi  ki: bir  kadın   yaşadığı  sürece 3  defa  anne  olur. Bu, 3  çocuk annesi  anlamında  değil. Yani  3  evrede annelik  görevini  yapar demek  istiyordu.  Birincisi: kız, henüz  çocukken, annesi  bir yere gittiğinde, aman kızım, kardeşlerine iyi  bak, karınlarını  doyur, sofralarını ser, göz  kulak  ol, ateşle   su  ile  oynamasınlar. Komşuların  çocukları ile  kavga etmesinler...

 İkincisi; kız  büyür, gelin  olur,  çoluk  çocuğa  karışır. Çoçuklarını büyütülmesi, doyurulması, okula  gitmeleri, üstleri  başları...

 Yemez   yedirir,  içmez  içirir. Gecenin   bir  saatinde  uykusunu  böler yavrusunun  gazıydı, beziydi uyutulmasıydı vs vs. 

 Böylece  gerçek tam  bir  anne  hayatı  yaşar. 

 Derken  üçünçüsü: genç  anne  artık çoluk  çocuğa  karışmış, çocukları  kendisi  kadar  olmuş; kimi  evlenmiş  kimi  gelin  olmuştur. Yani o  artık  bir  babaanne  ya da anneannedir. Çocuklarından çok  torunları için yaşama  bağlanır. Torunlarının  üzerine  pervane  olur, kol  kanat   gerer. Annelerini aratmaz.
  Kızı  veya  gelini  gezmeye, işe, çarşıya, alışverişe mi  gidecekler, anneye  seslenirler: Anne, ne  olur ha  biz  falanca yere  gitmemiz  gerekiyor. Sana  zahmet  şu  çocuklara bi  bakı  ver; uykusu  gelene uyut   acıkırlarsa  dolapta  yemek   var, yedir  tez  geleceğim  ha  der. 

 Bu   kadın bu  sefer  de   üçüncü  devre  anneliği  seve  seve ve  doya  doya   yapar. 

  Boşuna  denmemiş:  'CENNET   ANALARIN  AYAKLARI  ALTINDADIR'   diye