SEKİZ MART’A DAİR


 Şuayip BÜTÜN    13-03-2016  


Dünya kadınlar günü 8 mart 1857 yılında ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisinin daha iyi şartlarda çalışmak istemeleri sonrasında bir tekstil fabrikasında greve başlamaları ile başlamıştır. Bu greve polisin işçilere müdahale etmesi  ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesinden sonra çıkan yangında 129 kadın işçinin fabrika önünde kurulan barikat nedeniyle  kaçamaması sonucunda can vermiştir. Bu olay sonrasında ölen işçilerin cenaze törenine 10.000 aşkın kişi katılmıştır. 26- 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında, ClaraZetkin ‘in 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "InternationalerFrauentag" (International Women'sDay - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirmesi ile öneri oybirliğiyle kabul edilmiştir.

                 Bu günkü kutlanan kadınlar günüyle pek alakası yok gibi. Şimdilerde senede bir defa hatırlanan ve gül yada hediye alınıp bol nutukların atıldığı ertesi gün kadın cinayetlerinin, tecavüzlerin, haklarının ihlal edildiği oy hakkının bile yeni verildiği araç kullanmasına müsaade edilmediği çoğu toplumlarda hayvan muamelesi gördüğü! bir dünya burası. Modern zamanlarda ise haklarını veriyoruz diye tam bir meta haline getirildi. Reklamlarda kullanılan üzerinden iyi gelirler elde edilen, sürekli biçimlendirilmeye çalışılan asli unsurundan uzaklaştırılmak için deney yapılan kobay muamelesi yapılan konumunda.

Peki nasıl olmalı? Bir kitapta okumuştum (Tanrı’nın Tarihi Karen amsterang) Peygamberimiz zamanında ilk ayetler inmeye başlayınca sürekli erkekleri muhatap alıyor diye Mekke’de bir grup kadın toplanıp peygamberin yanına varırlar ve serzenişte bulunurlar, Ey Allah’ın Rasulü sürekli erkekleri muhatap alıyor hep onlardan bahsediyor gibi hiç bizden behsetmiyor bizde bu toplumun ferdiyiz bizde insanız neden ayırt ediliyoruz derler;ondan sonraki ayetlerde hep iman eden erkeler,iman eden kadınlar,evli erkekler evli kadınlar gibi.Allah bu çığlığı duyuyor bir yanlış anlaşılmayı düzeltiyor. Günümüzde ise eşit haklara sahip, eşit yurttaşlar olarak bakılmalı. Kadın artık birey, kararlarını kendisi verebilen,ticaret yapan,yönetici olan aynı zamanda anne ve eş olan hukukende erkekle eşit durumda.

                      Modern dünyanın bu günkü geldiği seviye ye baktığımızda hakları kendiliğinden verilen değil sürekli mücadele ile alınan haklara sahip kadınlar ve o yüzden de çok değerli bence. Ülkemizde durum tabiiki istenilen seviye de değil. Hala kadınarın hakkının gasp’a uğradığı yerler var. Hala namus adına işlenen cinayetler var erkek terörü var ama karşısında bir direnç de var. Burada asıl olan cinsiyet ayrımı yapmadan herkesin insan olduğu ve bu toplumun asli unsuru olduğu tezinden hareket edilerek haklar konusunda cinsiyet gözetillmemeli, görevler konusunda farklılık olabilir mesela,askerlik gibi.

Aslolan insan olmak ve herdaim insan kalabilmektir. Her gün sekiz mart gibi olmalı. Bugünkü geçerli olan paradigma belirli günlere belirli haftalara bu gibi şeyleri hapsederek/sınırlandırarak aslında sürekli gündemde olmasını istemiyor gibi buda bu çağın paradokslarından…