CİMRİ
Mahmut Recep KARADAĞ 20-03-2016
Emmoğlu dedi benimki: Sen işçilerine ne ikram ediyorsun, ne yediriyor ne içiriyorsun dedi sırıtarak.
Vallahi her tarlaya geldiğimde aslanlar gibi çalışıyorlar. Hainlik yaptıklarını görmedim ve sen yokken sohbet ettiğimi de de senden çok razı olduklarını söylüyorlar.
Ne yapıyorsun bunlara? Allah aşkına bana da söyle. Benim, yanımda çalıştırdığım adamlarım hepsi hain, hepsi tembel. Bir dakika başlarında durmasam oracıkta işi bırakıyorlar, yavaşlatıyorlar. Doğru dürüst çalıştıklarını görmedim. İki de bir çay molası, iki saat süren yemek aralığı sık sık sigara faslı... dedi, güldü ve ötekisi onu dikkatle dinledi.
Sonra şöyle dedi komşusu: Bak komşu, ben şehirden köye gelirken çalışan kaç adamım var hesaplıyorum. Bugün eğer beş işçim varsa ben yedi kişilik yemek hazırlatıyorum, ola ki oradan geçen vatandaş da yemeklerine ortak ola. Veya yemekleri eksileceğine artsın diyorum. Bundan bana bir zarar gelmez, ama aksi olursa, dedikodu olur, homurdanabilirler.
Fakat sen ne yapıyorsun, adam başı en asgari yemek ya da lahmacun getiriyorsun. Yanında ayran var mı? Biber var mı? Salata var mı, meyve var mı? Hiçbirisi yok. Adamlar kişi başı bir iki lahmacun yiyor geri kalanı apar topar traktörün sandığına, o kirli yağlı alet erdavat kutusunun içine sarmalayıp akşama eve götürüyorsun.
Şimdi sana soruyorum: Allah aşkına , kağıda , naylona sarmalayıp akşam eve götürdüğün işçilerden artan o soğuk lahmacunları eşin, çoçukların yiyorlar mı ?
Yemezler kardeşim, yemezler!
O zaman ne yapacaksın, tamahlık etmeyeceksin. Eğer artan yemeğin olursa onu da adamlara bırakacaksın. Günler uzun, hava sıcak, belki de öğün arasında çayla yerler. ve aslanlar gibi çalışırlar tabi. Birde bunu dene.
Hani, Anteplilerin meşhur bir lafı vardır:"Eşek gibi çalışik , adam gibi yiyiyik "
İşte bu kadar basit
Unutma el eli yıkar, elde döner yüzü yıkar.
İşte sır burda.