NEVRUZ


 Ali BÜYÜKŞAHİN    27-03-2016  


Nevruz; farsça bir sözcüktür. Baharın ilk günü anlamındadır.

   Nevruz; yeni, ruz ise gün anlamını taşır.

   Nevruz; Martın 21. Gününe rastladığı için Nevruz günü (Nevruz Bayramı) olarak kabul edilmiştir.

    Nevruz, baharda filizlenen bir çiçektir. Geçmiş tarihe baktığımızda insanlığın; türlü aşamalardan ve dönemlerden nasıl geçtiğini ve neler yaşadığını öğrenerek anlamaya çalışıyoruz. Taşların yontulması, hayvanların ehlileştirilmesi, toprağın işlenmesi, demirin işlenmesi, yazının bulunması, aile kavramına geçilmesi, çok tanrılı dinlerin ortaya çıkması, tek tanrılı dinlere geçilmesi v.s. gibi birçok deneyim ve aşama sonunda bu noktaya gelmiş bulunmaktayız.

     Allah, insanlara akıl, mantık, düşünce ve yaşam mücadelesi alanında kendini kullanabilmesi için yetenek gibi özellikler vermiştir. Bundan ötürü insan, Allah’ın verdiği bu nimetleri yerinde kullandığı zaman dünya gelişir ve insanlık yücelir. Dünya geliştikçe, insanlık yücelince bazı düşünce ve inançlar sonucunda gelenekler, örf, adetler, beşeri ilişkiler anlayışı şekillenerek yerleşir. İşte, Nevruz günü de böyle bir anlayışla gelenek haline getirilerek sürdürülmüştür.

      Nevruz Bayramı, Ortadoğu, Orta Asya, Anadolu ve Balkan halklarınca yüzyıllardan bu yana kutlanmaktadır. Bu bayramın Sümerler zamanında kutlandığını tarihi kaynaklar yazmaktadır. Eski takvime göre Nevruz Bayramı’nın kutlandığı 21 Mart günü yılbaşı olarak kabul görmüştür. Nevruz Bayramını, Türk ve Kürt topluluklarının kutladığı bir milli bayram niteliğinde görülüp kültürlerinde yer almıştır. Anadolu’da Nevruz Bayramına Sultan Nevruz Bayramı da denilir.

       Nevruz sözcüğünü çeşitli dillere göre şöyle tanımlayabiliriz: Türkçe ‘’Nevruz,’’ Kürtçe ‘’Nevroz,’’ Azerice ‘’Novruz,’’ Farsça ‘’Noruz,’’ Tatarca ‘’Nevrez’’ denilmektedir. Nevruz adı Anadolu’da, Mezopotamya’da değişik adlarla tanımlanmaktadır. Mart dokuzu Nevruz, sultan Nevriz, Manisa Mesir günü(Nevruz günü olarak algılanmaktadır.), Nevroz,  Bahar çiçeği, Kış bitti bayramı, Nevruz çiçeği, Kar çiçeği, Kardelen çiçeği…vs. gibi

       Selçuklular zamanında da Nevruz gününe önem verilirdi ve kutlamalar yapılırdı. Osmanlılar döneminde de nevruz kutlamaları yapılarak günün anlam ve amacına önem verilirdi. Halk yemek yaparak Nevruziye (Gazeller) okuyarak eğlenirdi. Devlet erkanı ‘’Nevruziye’’ adı altında birbirine hediye verirdi. Osmanlı padişahlarının katıldığı Nevruz(21 Mart)  gününe ‘’Nevruzu Sultani’’ adı verilmiştir. Yazar İsmail ONARLI’nın ‘Alevilik’te Nevruz nedir?’ kitabında verdiği bilgiye göre; Atatürk’ün Ankara’nın Keçiören semtinde düzenlenen Nevruz şenliklerine katıldığı ve 1925 yılında da Nevruz Bayramı vesilesiyle yapılan törende hazır bulunup resmi(askeri) geçidi izlediği belirtilmektedir.

        Ne yazık ki daha sonra Nevruz’un arka plana atıldığını görüyoruz.  Ortadoğu, Anadolu ve Orta Asya’daki halklarca kutlanan Nevruz Bayramı, ayrışmalara neden olabilir endişe ve gerekçesiyle unutturulmaya çalışıldı. Oysa Nevruz, sadece bir ulusun veya topluluğun değil, tüm toplulukların (çeşitli ırkların) ortak değeridir, ortak kültürüdür.

        Günümüzde; İran, Orta Asya, Mezopotamya, Kürtler, Anadolu, Afgan, Türk Cumhuriyetleri, Azeriler Nevruz Bayramı’nı kutladıkları halde bazı Araplar Nevruz Bayramı’nı kutlamazlar.

 Alevi-Bektaşilerde Nevruz:

         Alevi-Bektaşiler Nevruz gününe çok önem verirler. İslamiyet’ten önce kutlanan Nevruz günü İslamiyet’in kabulü ile daha çok önem kazanmıştır. Çünkü Hz. Ali’nin Nevruz (21 Mart) günü doğduğuna ve Nevruz günü Hz. Fatma ile evlendiğine inanılmaktadır. O bakımdan Nevruz günü lokmalar yapılır, cemler yürütülür ve semahlar dönülür. Alevi-Bektaşi şairleri Nevruz Bayramı ile ilgili birçok şiirler ve deyişler yazmışlardır. Azeri şairi Muhammed Hüseyin Şehriyar şöyle diyor:

‘’Yumurtanı göyçük boyardık,

   Çakğışdırıp sınanların soyardık,

   Oynamaktan birce meğer doyardık,

   Eli mene yaşıl aşık vererdi,

    Irza mene Nevruz gülü deredi.’’

Pir Sultan Abdal da şöyle demiştir:

(…)

‘’Pir Sultan’ım eydür, erenler cemde,

   Akar çeşmim yaşı her dem bu demde,

   Muhabbet ateşi yanar sinemde,

    Himmeti erince Nevruz Sultanın.’’

Nevruz, Alevi- Bektaşilere göre, şu nedenlerle kutlanmaktadır:

1)      Hz. Ali’nin doğum günü

2)      Hz. Ali’nin Hz. Fatma ile evlendiği gün

3)      Yüce Allah’ın dünyayı yarattığı gün

4)      Hz. Yusuf’un kuyudan kurtulduğu gün

5)      Hz. Muhammed’in Gadir - Hum’ da Hz. Ali’yi vasi olarak atadığı gün

6)      Nevruz gününün baharın başlangıcı olması

7)      Barış, sevgi, hoşgörü ve dost ziyareti, yardımlaşma günü olarak kabul edilmesi

8)      Suların bollaşması, yeşilliklerin artması, çiçeklerin açması.

 

Kürtlerde Nevruz:

     Nevroz, sözcük olarak yeni gün anlamına gelmektedir. Milattan önce Dehhak adında zalim bir hükümdar varmış. Kendi halkına çok zulüm etmekteymiş. Demirci Kawwa adında bir Kürt yiğidi Dehhak’a karşı halkı ayaklandırıyor ve gösterilen bu direniş zaferle sonuçlanıyor. Halk özgürlüğünü yakılan büyük bir ateşin etrafında şenlikler düzenleyerek kutluyor. Bu eylem 21 Martta, yani Nevruz gününe rast gelmektedir. Bundan ötürü Kürt halkı bu günün anısını yaşatmak için Nevruz Bayramını kutlamayı gelenek olarak sürdürmektedir.

        Ezidiler de Nevruz Bayramında (‘’seri ida, ser sale’’ yani yılbaşı günü olarak kabul ederler.) şenlikler düzenleyerek birlik ve beraberliklerini pekiştirirler. Ayrıca Zerdüşt’ün bu gün doğduğuna inanırlar. Bu bakımdan her yıl, 21 Mart Nevruz Bayramı’nı kutlama geleneğini sürdürürler.

       Her ulus, her topluluk kendi geleneklerine göre Nevruz Bayramına kutlamaktadır. Ortak bir değer olarak Nevruz’u değerlendirirsek şunu söyleyebiliriz:

1)      Nevruz, ‘yeni gün’ anlamındadır.

2)      Nevruz’un kutlandığı gün 21 Marttır. 21 Martta gece ve gündüz eşit olur.

3)      Nevruz, kıştan bahara geçişin adıdır.

4)      Nevruz, dünyanın yaratıldığı gündür.

5)      Nevruz, Hz. Adem’in yaratıldığı gündür.

6)       Nevruz, suların bollaştığı ve yeşilliklerin filizlendiği, bereketin arttığı günün adıdır.

7)       Nevruz, güneşin koç burcuna girdiği günün adıdır.

8)       Nevruz, barışın, sevginin, hoşgörünün, yardımlaşmanın, saygının, savaşlara yok demenin, birlik ve beraberliğin ön planda tutmanın günüdür.

9)      Nevruz, paylaşmanın, eşitliğin, kardeşçe, dostça yaşamanın önemini sembolize etmektedir.

      Yukarıda Nevruz’un özelliklerini ve gelenek olarak değişik toplum ve uluslarca nasıl değerlendirildiğini ve önemsendiğini belirtmeye çalıştım. Biz, Nevruz’ un içerdiği güzellikleri ve anlamları ve nitelikleri benimseyip uygularsak mutlu birey ve mutlu bir toplum oluruz. Hünkar Hacı Bektaş Veli diyor ki; ‘’Bir olalım, iri olalım, diri olalım.’’ Hz. Mevlana’nın da dediği gibi; ‘’Barışın olduğu yerde varım, savaşın olduğu yerde yokum.’’ Bu duygularla hareket etmemiz bizi mutlu kılar. Hepimiz kendi çapımızda hem ülkenin birliği ve beraberliği hem de dünyanın huzurlu olması için çaba gösterelim. Demokrasiyi içimize sindirelim ki; eşitlik olsun, mutluluk olsun. Allah’ın verdiği canlar zarar görmesin. İnsanlar yok yere katledilmesin. Egemen güçlerin oyunları bitmeyebilir. Ama biz onlara alet olmayalım. Din, dil, düşünce, mezhep farkı gözetmeden birbirimize sevgiyle, hoşgörü ve saygıyla yaklaşalım. Bu dünyada mutluluk ve huzur ortamını yaratmak bizim elimizdedir. Yeter ki çaba gösterelim.   

       Nevruz Bayramınız kutlu olsun. Huzurlu, sevgi dolu ve barışın etkin olduğu günler dileğiyle.