DELİ Mİ , VELİ Mİ !
Mahmut Recep KARADAĞ 27-03-2016
70'li yıllardı. Biz henüz çocuk yaşta genciz. Sık sık köye gider, bizden yaşça çok büyük olduğu için amcamız oğluna "emmi" der yemeğini yer çayını içerdik. Bu emmimiz sözünü savını esirgemez, nerede ne konuşulur nerede ne konuşulmaz pek kulak asmazdı. Açık yürekli ve sözünü esirgemeyen birisi. Bir o kadar da cömert, sofrası daima herkese açık birisi. Vay mı ki
oradan biri geçsin, adamı zorla alıkoyar bir yemek yedirmeden çay içirmeden geçirmezdi.
Köy yemeği işte, ne olacak ki! Ya peynir, pekmez, yoğurt, ekmek ya da yağda yumurta çarşı helvası ve buna benzer şeyler .
Bir de halk arasında ŞEYH KİRBİT diye bilinen, yaşlı, ufak tefek, derviş kılıklı, yolda asla kimsenin arabasına binmeyen köy yaya gezip nerde akşam orda sabahlayan, Allahın divanesi bir kul işte bu adam . Başında yeşil takkesi, beyaz temiz uzun entarisi ensesinde ve kulaklarını kırmızı kıvır kıvır kınalı saçlar. Kim bilir bu saçlarından dolayı belki de halk ona Şeyh Kibrit diyor.
Bu zat zaman zaman amcam oğluna uğrar, yemeğini yer çayını içer , bir iki gün de kalır giderdi.Günlerden bir gün bir ikindi namaz sırası yaşlı amcam oğlu misafirleri ile birlikte namaza durmuşlar , cemaatle namaz kılınıyor .Şeyh Kibrit kapıyı açar , milletin namaz kıldığını görünce hemen elindeki bastonunu kapının arkasına bırakıp ibriği eline alır doğru tuvalete gider. İki dakika da işni bitirip arka safta namaza durur. Nihayet namaz biter . Emim oğlu selam verir vermez: Ula şeyh Kibrit ne yaptın keniften ( wc den) gelir gelmez namaza durdun, halbuki orda çimecek de abdest almaz gerekmez miydi dedi .
Şeyh kibrit, deli mi, veli mi olduğu anlaşılmayan bu adam amcam oğluna döndü ve şu cevabı verdi :
"Ağa ağa, bana bak benim zaten abdestim dünden var idi. Ben tazeden bir taheret aldım" dedi.
Cemaat katıla katıla bu söze güldü. Şeyh kibrit işte, ne yapacağı belli olmaz , ona karışmayın dediler .
İşte böyle dostlarım .Aramızda kim deli kim veli onu ancak Allah bilir .Biz kendi işimize bakalım .....