MEDYA'DA KALEM KAVGALARI


 Zehra ÇOLAK Doktora Öğr.    03-04-2016  


Osmanlı döneminin dikkati çeken önemli kalem kavgalarından birini oluşturan Hüseyin Cahit- Tevfik Fikret çekişmesi de yine bu dönemin özelliklerini taşıyan yanıyla dikkat çekmektedir.  

Hüseyin Cahit’le Tevfik Fikret, II. Meşrutiyet’in ilanından hemen sonra “Tanin” gazetesini çıkarmaya başlarlar. Ancak ittihat ve terakki yanlısı olan Hüseyin Cahit, Tevfik Fikret’in buradan uzaklaşmasını sağlayarak ve gazeteyi kendi görüşleri doğrultusunda bir yayın çizgisine çekmeye çalışmaktaydı. Tevfik Fikret ise bu gelişmenin farkındaydı. Tevfik Fikret aynı zamanda ittihat ve terakki iktidarını acımasızca eleştiren “han-ı yağma” adlı şiirini kaleme almış olan şairdi.

İttihat ve terakki’ye karşı olan tutumu dolayısıyla Galatasaray Lisesi müdürlüğü görevinden alınan Tevfik Fikret bu durumu protesto eden bir mektubu “tanin” gazetesine göndermiş ancak mektup iç sayfalardan birinde yayınlanmış ve dolayısıyla çok yankı getirmemişti. Bu olay iki yakın arkadaş olan Hüseyin Cahit ile Tevfik Fikret’in arasının açılmasına neden olmuştu. Bunun üzerine Tevfik Fikret de Hüseyin Cahit’i namussuzlukla suçlamış. Diğer yandan Hüseyin Cahit de Tevfik Fikret’in müdürlük görevinden alınması ve yerine bir üniversite hocasının getirilmesini onaylayan “şair yerine âlim” başlıklı yazıyı gazetede yayınlamıştı.

Cumhuriyet öncesi dönemin ilginç ve o dönemin özelliklerini bize yansıtan bir diğer kalem kavgası da I. Dünya Savaşı’ndan sonraki mütareke döneminde ortaya çıkan gazeteciler arasındaki tartışmadır. O dönemde artık Osmanlı imparatorluğu savaşı kaybetmiş ve dağılma sürecine girmiştir. Bu yıkılışın en önemli sebepleri arasında iktidar partisi konumundaki ittihat ve terakki partisi gelmektedir. Ülke, yenilginin acısını içinde hissederken bir yandan da savaşa girmesine neden olan ittihatçılara ateş püskürmekteydi.

Artık ittihat ve terakki iktidardan çekilmiş ve ittihat terakki karşıtları bu partiye olan hınçlarını alabildiğine dile getirmeye başlamışlardı…