AYDIN İNSAN


 R. Ferhat VURAL    29-05-2016  


Genel anlamda aydın, yaşadığı dönemin koşullarını iyi analiz edebilen, belli sorumluluklar üstlenmiş, düşünen, üreten, ürettiğini paylaşan, toplumu ve çağı yakalamış hatta aşmış, toplumun değişimine ve ilerlemesine katkı sağlayan, bunu yaparken düşünsel olarak toplumun ilerisinde ama topluma yabancılaşmayan kişi olarak tanımlanabilir.

 Bir başka tanımla, “Aydın insan, bilimin yol göstericiliğini savunan, sorgulayan, insanların özgür ve bağımsız kimlik kazanma, konusunda yol gösterici, düşünce derinliği olan, tutarlı davranan, alçakgönüllü ve insanlara saygılı kişidir. Aydın insan, dogmalardan kurtulmuş, yeniliklere açık olan, bir sorunun nedenini araştıran, düşüncelerini özgürce savunan, baskıcı ve çıkarcı idari sistemlere karşı uygarca ve cesurca karşı koyabilen, edindiği bilgiler ile doğru varsayımlar yapabilen, yeni bilgilerin ışığı altında elde ettiği kazanımları toplum yararına kullanabilen, başka insanların yanılgılarında hoşgörülü olabilendir. Aydın, insanlara, sevgiyle yaklaşan, insani ve ahlaki değerlerin var olduğu, düşünce özgürlüğü içinde birbirine güvenilen bir ortamda hayat sürmenin gerekliliğine inanan, kendisiyle barışık ve insan onurunun her şeyden üstün olduğunu bilen insandır.”

Bürokrat aydın ise, tepeden bakan ve küçümseyen tavrıyla halka devamlı yabancı kalmıştır. Yabancılaşmanın giderek kopma ve patlama noktasına vardığı durumlar az değildir.

Türkiye’de aydınlar marjinal bir gruptur. Yani memleketin genel havası içinde yan oturmuş bir gruptur. Sağcılar da solcular da İslamcılar da  memleketle tam bir uyum hâlinde değildir. Kendi aralarında meseleleri vardır ve o meseleler halkı ilgilendirmez. Bu çok vahim bir durumdur. Aydınlar kendi aralarında halkı hiç ilgilendirmeyen bir takım sorunları tartışırlar, halk ise kendi başının çaresine bakar..

İşin acı tarafı her aydın-istisnalar hariç- sadece kendi düşüncesine yakın olanlara aydındır ve  duyarlıdır.Diğer cenahta "kan gövdeyi götürmüş" umurunda değildir. Adaletsizlik mi var,hukuk ayaklar altında mı,yolsuzluk arsızlık mı var, kendinde ise "üç maymunu oynar." verdikleri cevap rutindir ve  bellidir "ama canım onlarda hırsızlık yapıyordu,onlarda adam kayırıyordu..onlarda hukuku çiğniyordu olacak.. " sanki onlar yapınca meşrulaşıyor..!!!

Aydın insan, zor zaman da konuşandır,aydın insan ,zalim kim olursa karşısında duran zulüm kime yapılırsa rengine, diline, dinine bakmadan yanında yer alan insandır.Tıpkı Voltaire'nin dediği gibi.

“Senin düşüncelerine katılmıyorum; ama düşüncelerini özgürce ifade edebilmen için hayatımı bile verebilirim…”

*Bu makalede kısmen  "Y.Doç.Ersan ÇETİN Gündelik hayatın sosyolojisi" ders notlarından yararlanılmıştır.