RAMAZAN VAİZLERİ


 Şuayip BÜTÜN    19-06-2016  


Şimdilerde olduğu gibi yıllardır  her ramazan geldimi TV ekranlarından bize bol ağdalı ve çoğu içi boş dini sözcüklerin olduğu proğramlar dayatılır/halka boca edilir.Kutsal emanetler!adı altında getirilen sakal kılı halkın ziyaretine açılır,insanlar ziyaret ettiği gibi birde ağlama krizine tutuluyor.Sahabe bile kahir ekseriyatı peygamber sakalını kestiği zaman evinin önünde nöbet tutup “aman kıllarını çöpe atma bize lazım”deselerdi acaba nasıl tepki verirdi? Asıl onun ne giydiği,ne yediği değil nasıl davrandığı,haksızlıklar ve yanlışlar konusunda nasıl tavır aldığı yaşarken nelere dikkat ettiği,insanlar arası ilişkilerde neyi esas aldığı,gelen vahyi nasıl uyguladığıyla pek ilgilenen yok bedelde hafif yükte ağır olana talip halk yığınları.Yani hiçbir zahmete katlanmayacaksın ama cennet’ e talip olacaksın;türbe ziyaretleri,sakalı şerif ziyeretleri,çok tesbih çekmek,yılda ramazan ayında teravih namazlarını aksatmamak,borç ederek kurban kesmek vs vs.

                  Tabiiki asıl mesele ekranlardan bize verilmeye çalışılan, bol dolarlar alınarak aktarılan fetvalar.Kimisi SultanAhmet meydanına platform kurmuş halk arenasında hikayeleştirdiği ve arkada fon müziği  eşliğinde anlattığı şeyler hep aynı masal tadında ve duyguya hitap eden anlık etkilenimler dışında oradan ayrılınca unutulan ancak tanıdık meclislerinde hatırlandığı kadarıyla tekrar edilen nostaljik içerikli uyku dinletileri. Diğeri kendi kanalında öncelikle taraftarlarına sonra da yığınlara hitabeden ve aynı zamanda kitap reklamı ve şatışıda yapan bol sakallı cübbeli. Kitapları her derde deva hatta sorgu melekleri geldiğinde sorgunun kolay geçmesi için nelerin yapılması gerektiğini bile içinde barındıran  dokuz kitap ;Mesela bu kitaplarda kapitalizme karşı nasıl bir savunma hattı oluşturacağın yeralmaz,çevreyi daha rantabl kullanmak için neler yapmamız gerekir yazmaz,haksızlığa karşı nasıl bir direnç göstereceksin yazmaz,üzerinde yaşadığımız gezegen hepimizin ortak yaşam alanı çevre felaketlerine el ele verip nasıl direneceğiz yazmaz, Tevhid inancının gereği nasıldır yazmaz,ama yüz küsür Tl vererek alırdan kitapları her derda deva her şeye şifa bilesiniz aaa...Başka bir TV kanalında yeşil cübbeli beyaz sarıklı muhterem şahıs “Kainat onun yüzü suyu hürmetine yaratıldı,ya fahri kainat” diye başlayan ağlamaklı anlatımla bol bol ağdalı din dili eşliğinde anlatılır ve seyirciyi ne sanıyorlarsa acaba! Sanki çok gizli bilgi anlatıyorlar bundan bin dört yüz önce yaşamış ve yaşarken Allah’tan vahiy almış aldığı mesajları da yaşadığı toplum ve çağdaşlarına ulaştırmaya ve aynı zamanda yaşamaya çalışmış tabiiki yaşadığı toplumun ileri gelen ekabirlerinde çok zulüm görmüş ama nasıl direndiğini ve mesajın içeriğine yönelik çok fazla şey yok bizimkiler daha çok işin reiting ve suya sabuna dokunmayan oruç sakız çiğnemeyle bozulur mu diye sorulan sorular ve büyük bir sır açıklıyormuş gibi verilen cevaplar! tabiiki mutlu ve umutlu halk.Aslında alan memnun veren memnun gibi.

                      İnsan şöyle düşlemeden edemiyor,Tekkeler  olmalı orada rütbenin, astın, üstün, olmadığı herkesin çekinmeden gelebildiği her türlü düşüncenin yargılanmadan ve saygı içinde tartışıldığı, kimsenin kimseye düşünme biçimini dayatmadığı,ortak sorunlara ortakçözümler arandığı ve ortak tavır geliştirildiği,sadece adalete,insan olamaklıktan kaynaklanan hataların hatırlatılarak hoş görüldüğü,asla haksızlık yapılmadığı,ihtiyacın kadarını tüketmelisin fazlasına karşı tavır alındığı,ölene kadar sorumlusun gönül bağı kurduğun herşeyden ilkesinin hakim olduğu vs. mesela o ağlayarak anlattıkları peygamber bunu Erdemliler kulübü diye üye olduğu yerde uygulamış,ama bunlar anlatmaz halk afyon istiyor uyuşmak için diye sürekli afyon içerikli sözcükler üreterek uyutmaya devam,devletin kurumu halkın vergileriyle ayakta duran Diyanet’te seyretmeye mahkum (sanki onlar anlatsa farklımı anlatacaklar).

                       Ya oruç biz seni tutamasakta sen bizi tut!