GAZETECİLİK EHLİYET İSTER


 Zehra ÇOLAK Doktora Öğr.    19-06-2016  


Türkiye de yaşama sıkıntısı içerisindeki bakkalların bir odaya tabi oldukları bile(söz konusu mesleği aşağılamak için değil, sınırları göstermek açısından yapılmıştır) dükkan açabilmek için bazı yükümlülükleri yerine getirmek zorunda kaldığı ülkemizde, iletişim için ne yazık ki böylesi bir arayış, duyarlılık görülmemektedir. Özellikle medya kuruluşları açısından bu sıkıntı çok üst düzeyde yaşanmaktadır. Çalışanlara dönük geniş kapsamlı bir araştırma gerçekleştirilmemiş olmamakla birlikte, bu alanda çalışanlar arasında iletişim mezunlarının sınırlı, kaldığı bilinmektedir. Oysa söz konusu alan kamusal sorumluluk, yükümlülük taşıyan bir alandır. Bu alanda yaşanacak bir tahribatın, olumsuzluğun sonuçları, bireysel ve sınırlı değil, toplumsal sonuçlar doğuracak düzeydedir.dolayısıyla basite alınacak ve önemsenmeyecek bir olgu değildir. İletişim; hukuk, tıp, mühendislik gibi bir yeti, üstünlük, ehliyet isteyen alandır. Dolayısıyla bu alanın bu donanımı taşımayanlar tarafından yapılması, olası riskleri göze almak demektir. Bu anlamda iletişim alanında “ulusal iletişim konseyi,/ kurulu/kurumu” gibi bir örgütlenmeye gereksinim vardır. Bu örgütlenmenin edinilmiş mezuniyet belgesiyle yetkili kılacağı, sicillendireceği bir istihdam yapısına gereksinim vardır. Mezunların gelecekte belli ölçülerde iş güvencesine kavuşması için böylesi bir yapılanmanın kapısı aralanmalı ve bu doğrultuda bir arayış için girişimde bulunulmalıdır. Aynı duyarlılığı medya kuruluşlarından da beklemek gerekir.

Ayrıca bu süreçte yaşanan yoğunlaşmayı gidermek için “pedagojik formasyon” iletişim öğreniminde değerlendirilmesi gereken bir açılımdır. İletişim yükseköğrenim öncesi sürecine dönük pedagojik formasyon, öncelikle bu alandaki yoğun mezun sayısının bir ölçüde yönlendirilmesini sağlayacaktır. Aynı zamanda bu uygulama, yükseköğrenim öncesi mesleki eğitime de güç katacaktır...