KABAK TADI VEREN YAĞCILIK ..


 R. Ferhat VURAL    26-06-2016  


Geçen hafta Adıyaman'dan Malatya'ya mevsimlik tarım işçilerini taşıyan minibüsün devrilmesi sonucu acı olaylar yaşandı..Sanki  ilk defa böyle bir olay yaşanılıyormuş gibi ,sosyal medyada yorumlar,ağıtlar,eleştiriler havada uçuştu.

Gerek bu gazetenin yayınından önce sosyal medya hesaplarımızda, gerek sonrasında  gazetede "Sahte huzurun başkenti Adıyaman" başlıklı bir çok yazılar yazdık.Bu yazılarda Adıyaman'ın sosyo ekonomik  gerçeğini resmi rakamlarla ortaya koyduk.Bu sloganın -huzurun başkenti- mucidi zevatın bu kavramın arkasına sığınarak kitleleri nasıl uyuttuklarını,kendilerinin ise bu kavramdan nasıl nemalandıklarını yazdık çizdik..Dışarıya giden mevsimlik işçiden tutun da, kitlelerin bir takım karanlık yapılara nasıl yönlendirildiğine kadar ..İŞİD bombacıları daha ortada yoktu..  Adıyaman'ın bu çaresizlikle bazı tehlikelere gebe olduğunu ve bu sessizlikten korkulması gerektiğini . .(sosyal medya hesaplarımızda tüm yazılarımız duruyor) Çünkü en tehlikeli insan çaresiz ve kaybedecek hiç bir şeyi olmayan insandır .Üzülerek ifade edeyim ki ne duyan oldu nede gören.Çünkü Devlet açısından en makbul insan kendisine sorun yaratmayan insandır.(hatırlayın tatar ramazan filmini,gardiyan zihni ile müdür arasında geçen konuşmayı,mahkum uyuyorsa esayış berkemal,esrar uyuşturucu  içmesi sorun değil..!)siyaset esnafı açısından ise sorgulamayan hesap sormayan her şeye rağmen oy veren kitledir makbul olan..

Gündeme bakın,kaç haftadır Vali beyle yatıp Vali beyle kalkıyoruz,kimimiz hızını alamayıp valilik binasını "ağlama duvarına "çevirdi, bu kadar yağcılık eminim vali beyleri de sıkmıştır.Bu gibi şeyleri bir türlü tadında bırakmayı beceremiyoruz.Ya iftar ve sahur şovlarına ne demeli? Ee nasıl olsa kerhen de olsa halkın arasında görünmek lazım.Kimin umurunda ırgat minibüsü devrilmiş,insanlar ölmüş yaralanmış?Umurunda değil çünkü, bir kaç yıl öncede daha fecisi yaşanmıştı. Adıyaman'dan Ş.Urfa'ya ırgat taşıyan 16 kişilik minibüse 30 kişi balık istifi bindirilmiş çakal çayı mevkiinde aracın devrilmesi sonucu 17 kişi ölmüştü..ne oldu ? Bir kaç gün cek cak vs.. Ve herşey unutuldu!..    

Peki bu şehrin geri kalmasından kimler sorumlu? Mal ve hizmetten çok, dedikodu ve yalakalığın üretildiği bu şehirden kimler mesul? Durun hemen siyasiler deyip işin kolaycılığına kaçmayın. Çünkü seçtiğimiz bu insanlar başka gezegenden gelmedi buraya.

İşte birinci derecede sorumlular..(Yaptığı İşin,bulunduğu makamın hakkını verenleri tenzih ederek)

1. Halkın gerçek gündemini haber yapacakları yerde, " Hessonun da xençeri var desinler" misali ajanslardan gelen "suya sabuna tirit "ruhsuz haberleri,noktasına virgülüne dokunmadan resmi bülten gibi haberleştiren,medya gücünü şahsi çıkarı için adeta "silah" gibi kullanan,bilgiden yoksun fikir fukarası sözde  medya mensupları olarak bizler.

2. Üyelerinin, sorun ve şikayetlerine çözüm arayacaklarına, bulunduğu makamı egosunu tatmin ve özel işleri için kullanan adeta iktidarların arka bahçesi gibi çalışan protokol meraklısı sözde  STK'lar..

3. Herhangi bir kurumda müdür/amir olan,yerini sağlama almak için üstekilere yağcılıkta sınır tanımayan, alttakilere geldimi "Ali kıran baş kesen " modelinde, neolitik çağdan kalma kompleks küpü yağdanlıklar ve tabi ki perhizden yoksun midesi her şeyi kaldıran halk olarak bizler..

Evet, bu memleketin geri kalmasında en büyük günah bizlerin.. Sanal gündemler oluşturan biziz. Önce kendimizi değiştirmemiz lazım. Bunları ben söylemiyorum,söyleten söylüyor. " Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez.  "(K.K. Ra'd 11)  Ve "Nasılsanız Öyle İdare Edilirsiniz"(H.Ş)

Bu kadar net!