USTASI MUAZZAM

  Bir  dostum  geldi  ziyaretime. Kucaklaştık. Ağırladım. Halini  hatırını  sordum. Ardından  hayırlı  olsun  saçların  dedim. Güldü. Fark  ediliyor  mu  dedi. Hem de çook  dedim. Elini  tepesine  götürdü, bir daha  dokundu  başına.

   Arkadaşımız  saç  ektirmişti. 
      Abi, dedi    şu  kadarcık  bir saç  bile  insanı  nasıl da  değiştiriyormuş, ben  de  hayret ettim dedi. Fotoğraf  albümüne  bakıyorum da,  bu  ben miyim  diyorum  kendi  kendime.  Çocuklarım da   inanamıyor  eski  kel  halime  dedi,  gülümsedi.

   Kardeşim, ustası  güzel  yaratmış. Ressamı  çok  güçlü.  Her şeyi o  kadar  yerli  yerine  yerleştirmiş ki, en  ufak  bir  noksanlık  hemen  sırıtıyor.

   Rabbim: Dön kendine  bak ,  bir  yanlışlık , bir  eksiklik  görebiliyor musun  diyor.

   Hakikaten de  bir  düşünelim,  o  yirmi  santimetrelik  yüzde neyin yeri  yanlış, hangisi  noksan.Allah  o  güzel  gözleri  korunsun diye  çukurlara yerleştirmiş,  üstüne de  kaş  koymuş, kirpikler,  göz  kapakları.... 

     İnsanın  bütün  kılları  uzuyor  ve  biz  onu  zaman zaman  tıraş  ederek  dengelemeye  çalışıyoruz. Kaş  öyle  mi? Kiprik  öyle   mi?  Hayır. Belli seviyeye  gelince  orada  duruyor, ne  uzuyor   ne   kısalıyor.

      Burun : öyle  bir yere  yerleştirilmiş  ki, yiyeceğimiz   şeyi   rahatlıkla  kokluyor,  kontrol  ediyor  ve  ondan  sonra  yiyoruz.

      Ya  kulaklar  yanda değil de  tepemizde  olsaydı  veya  kafamızın  arka  tarafında   veya  kıllarla  kaplı!
      Yanaklar,   çok   işlevli    dudaklar,  yüze  güzellik  katan  dişler ,  dil,  hiçbir zaman yoruldum demeyen  çene...

      Allah  Allah .....! Bu  ne  bir büyük   usta, bu ne  muazzam  bir  ressam  ki   hiçbir  kusur  olmadan  her şeyi  yerli  yerine  ve  belli  bir  ölçüde  yerleştirmiş.

      Rabbimizin  büyüklüğünü   bir  daha  hatırlamış  olduk  böylece .

      "Dönün,  bir  bakın  kendinize: yüzünüzde  ve  vücudunuzda  hiçbir  şeyi  eksik  veya  yanlış bulabilecek misiniz ?"

       Haşa .....