“HAİNLİK İÇİMİZDE AMA GÖRMEK İÇİN UYANMAK GEREK”


 Şükrü KUTLU    24-07-2016  


Günün birinde ülkenin birinde padişah, veziriyle gezerken ağaçta bir köpeğin asılı olduğunu görmüş ve çok kızmış. Vezirine bu köpeği ağaca asan (idam eden) kişiyi bulup bana getirin demiş. Vezir araştırmış ve köpeği asan kişinin bir çoban olduğunu öğrenmiş. Çoban padişahın huzuruna çıkmış ve padişah olayı anlatmasını istemiş.

—Padişah çobana: köpeğini neden astın? Demiş

—Çoban: suçu vardı, onun için astım. Demiş, Ama suçunu söylemem hak etti astım diye tekrarlamış.

Bunun üzerine vezir padişahın kulağına eğilerek;  Padişahım siz bana biraz süre verin ben bu köpeğin suçunu çoban’dan öğrenirim” diye izin alarak padişahın yanından ayrılarak çobanın köyüne gitmiş.

Vezir, çoban’a: anlat bakalım neler oldu deyince, çoban başlamış olanları anlatmaya.

—Çoban: bakın vezirim, ben bu köpeğe her gün bir koyun kesip veriyordum ki beslensin, aç kalmasın ve sürüye sahip çıksın. Ama bir gün yine koyun kesip vermeme rağmen baktık bir koç’um eksik. Sağa baktım, sola baktım yok. Bir gece bu köpeği izledim. Uyur numarası yaptım. Köpek gelip benim uyuyup uyumadığımı kontrol etti. Nefesini kokladı, kuyruğunu yere vurup beni sınadı. Uyuduğuma kanaat getirince yanımdan ayrıldı ve ağıra gitti. Bir koçu boynundan çekip götürmeye başladı. Biraz uzaklaşınca ağırdan kaçırdığı koç’u orada bekleyen kurtlara verdi. Sonra da ters yöne giderek havlamaya başladı. Yani kurtların yerini tam ters istikamette göstererek beni yanıltmaya çalıştı. Ben de bu hainliğin üzerine köpeği boynundan ağaca astım. Padişaha da üzülür diye bunu anlatmak istemedim” dedi.

Vezir saraya dönerek olanları padişaha anlatınca padişah: o çobanı yanıma getirin” diye talimat vermiş. Çoban padişahın huzuruna gelince padişaha: “padişahım siz bana fırsat verin sarayınızdaki bu tür hainleri de ortaya çıkartayım” dedi. Padişahtan izin alan çoban kıyafetini değiştirerek sarayda dolaşmaya başlamış.  Neler neler konuşuluyormuş sarayda, ne gizli işler çevriliyormuş hepsini öğrenmiş ve padişahın huzuruna çıkmış. Ve padişaha demiş ki; bakın padişahım siz bu saraydakileri benim köpeğimi beslediğim gibi besliyorsunuz ama arkanızdan ne oyunlar oynuyorlar. Biraz gözünüzü açın, uyanın ve nelerle karşı karşıya kaldığınızı görün” demiş.