HELAL ET!

  İstanbul’dan bir arkadaşım aradı.. “Başkanım, ne olacak bu memleketin hali!” dedi. “Daha ne zaman kendimize geleceğiz, kendi kendimiz olacağız? Allah aşkına bu konuda sen diyorsun?” dedi ve ardından ilave etti.

Bir gurup iş adamımız Japonya’ya gitmişler. Oradaki çok büyük tekstil fabrikalarına iş yaptırmışlar. Demişler ki; falanca filanca markaların etiketlerini bizim mallarımıza yapıştırın. Japonlar da; ”anladık , tamam.”demişler. Sonradan yemeğe gidilmiş. Yemekler masaya konuluyormuş ki bizimkiler şöyle bir geriye çekilmişler; “Bu yemeklerdeki etler helal mi?” diye sormuşlar. Japon şaşırmış ”,anlayamadım!” demiş.”Siz hem, mallarınıza dünyanın en bilinen markalarını gözünüzü kırpmadan ve düşünmeden etiketletiyorsunuz, hem de şimdi kalkmış helal etten bahsediyorsunuz. Biz bunu anlamakta güçlük çekiyoruz.Bu, büyük bir çelişki değil mi?”demişler. Bu yaşanmış hikayeyi ben Ziya kardeşimden duyduktan sonra ona söz verdim,”Ziya bey kardeşim, haftaya köşeme yazacağım yazı işte bu olacak.” dedim ve yazıyorum. Ey benim güzel ülkemin güzel, çalışkan ,edepli insanı..!Sen bu sorunun cevabını nasıl verdin ,nasıl vereceksin japona? Hani koca koca yazılarla hem kendimize hem çocuklarımıza, Mevlana’nın şu meşhur sözünü hep hatırlayıp durmaz mıyız? “YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL.”. Hani nerde kaldı, olduğumuz gibi mi görünüyoruz yoksa göründüğümüz gibi mi oluyoruz? Ne dersiniz?.. Bence hiç biri.

Bugün kendi askerimiz kendi insanımızın başına bombalar bırakıyorsa, hem de öz paramızla çoluk çocuklarımızın rızkından kesilen vergilerle alınan tank tüfek ve silahlarla!

Düşmana gerek yok, düşman içimizde, düşman kendimiziz...Ey insanım! Ey millet! Ey asker! Ey vatandaş!… Titre ve kendine dön., Sen kendine gelip ya olduğun gibi görünmezsen, ya da göründüğün gibi olmazsan elin adamı seni kendine benzetir kardeşim!.O zaman da sen, sen olmaktan çıkmış olursun!

HELAL ETİ DÜŞÜNEN, HELAL LOKMAYI DA DÜŞÜNMELİ HELAL KAZANCI DA.

Kendi kendimiz olmanın zamanı gelmedi mi?!