ZEKİ KADIN


 Şükrü KUTLU    07-08-2016  


 Köyde kendi halinde yaşayan fakir bir aile varmış.

Köyde düğün var,davullar çalınıyor ziyafetler veriliyormuş

Adamın eşi de güzel mi güzel ancak giyecek doğru dürüst yeni bir elbisesi bile olmadığından düğüne gidemiyormuş..

Kadın bakıyor ki eşi üzülüyor,eşine dönüp herif üzülme aklıma bir fikir geldi.onu yaparsak hem zengin hem de elbisemi alırız demiş..biz şehre gideceğiz sen sadece beni uzaktan takip et demiş..

Kocası sözünü dinleyip şehre gitmişler.

Kadın önce utana sıkıla önce  manifatura satan dükkana girmiş..

Dükkan sahibi;

-buyurun hanım niye öyle mahzun duruyorsun ne istiyorsun demiş.

Bayan;Valla ne diyeyim kocam Suriye'ye gitti kaç senedir dönmedi ben de genç yaşta dul kaldım,şimdi çaresiz kaldım kendime bir elbise bile alamıyorum..demiş..

Dükkan sahibi kadına iyicene  bakar aklı başından gider..

-Tamam eğer razı olursan,eşim zaten hasta geçinemiyoruz da,onu boşar seni alırım der..

Kadın da tamam der.İstediği elbiseleri fazlasıyla alır ev adresini verip şu saatte eve gel der ve dükkandan ayrılır..

sırasıyla kuyumcu ve ayakkabıcı dükkanlarına da girip aynı şeyleri söyler..onlardan da ayakkabı ve altın alıp farklı saate eve gelmelerini söyler..

Kadın kocasının yanına gelip,Kocacım , şuradan aynı renkte üç tane çuval al der.Çuvalları alıp eve dönerler ve planlarını yapmaya başlarlar..Kadın kocasına der ki,sen dışarıda şu  köşede bekle ben öksürdüğüm zaman sende yüksek sesle  beni  çağır, hanım ben geldim Suriye'den de...

Dükkancılar da akşamın olmasını dörtle bekliyorlar.Kuyumcu olan yüklü miktarda altın,diğerleri de ayakkabı ve kumaş hazırlayıp akşamı beklerler .ilkin manifaturacı gelir,kadın hoş geldiniz der eve davet eder,üş beş dakika sonra kocasının sesi duyulur,kadın manifaturacıya,eyvah kocam Suriye'den döndü galiba sen gel hemen şu  çuvala gir ve sakın sesini çıkarma der.sırasıyla kuyumcu ve ayakkabıcıyı da çuvala koyarlar..

Köyde bir fakir hamalı çağırıp gel şu çuvalı götür suya at gel sana şu kadar parayı  vereceğiz derler.Adam da kabul edip önce birincisinden başlayıp götürüp suya atar,adam yahu ben esnafım filanım falanım der ama para etmez.Hamal parasını almaya gelir kadın;senin attığın adam geri geldi burada çuvalda der.Adam tekrar sırtlar götürür atar..tekrar tekrar sonuncu kişiye de atarken meğer dere kenarında caminin hocası da sabah namazı için abdest almaya gelmiş..olanları görünce  kaçar ama hamal onu da yakalar ve derki olan seni kaç seferdir atıyorum geri dönüyorsun..hoca da yahu etme ben cami hocasıyım abdest almaya geldim dese de bırakılmaz..Hamal döner hocaya,ulan ilkin manifaturacıydın,sonra kuyumcu oldun,daha sonra ayakkabıcı şimdi de hocayım diyorsun,seni bırakımıyım sana nasıl inanayım akşamdan beri seni taşımaktan öldüm der ve onu da suya atar..

Hepsinin işini bitiren hamal gelir eve  ve der ki ;yahu siz haklıymışsınız götürdüğüm adam her seferinde ben bişeyim diyordu son götürdüğüm de de ben cami  imamıyım dedi, ama ben inanır mıyım işini hallettim ve geldim der parasını alır evine gider.Kadın ve kocası da esnafın getirdiği eşya ve altınları kıpır kıpır yerler..