SAKALI HAFİFE ALMA

Camiden çıkınca Pehlivan Dayı’nın sakalını kısalttığını gördüm. “Sıhhatler olsun pehlivan dayı! Biraz fazla kısaltmışsın ama olsun, nasıl olsa kökü sende” dedim. Güldü ve “evet kökü bende” dedi ve ilave etti; “sakalı taşıyamıyorum ama sen dedin diye bıraktım işte” dedi. “Aman Pehlivan Dayı öyle deme! Sakal sünnettir ve peygamberimiz(s.a.v) bıraktığı için biz de bırakıyoruz” dedim. “Valla sünneti münneti bilmem, ben senin için bıraktım” deyince bu defa sesimi biraz daha yükselttim; “ Lütfen Pehlivan Dayı, bu sakal küçümsenmeye ,hele alay edilmeye hiç gelmez! Bir daha böyle söyleme” dedim. Oradan biri; “Hanımdan izin alınmadan sakal bırakılmaz” demesin mi?! “Hayır, olur mu öyle şey?  hanım senin sakalına ne karışır? Hem siz hanımları ne sanıyosunuz ? İnanın onlar, biz erkeklerden daha muttaki, daha duyarlıdırlar. Hangimizin hanımı inançlı değil, bizlerden daha itikatlı değil?”

            “Şimdiki gençler de hep sakallı” dedi beriki..  “Çoluk çocuk şimdi herkes sakal bırakıyor.. Yaşları ne başları ne?” demesin mi!..

            “Kardeşim!” dedim, “O sakalın bile faydası var. İnsanı daha ağır başlı, daha cazip, daha görünümü güzel hale getiriyor.”

            Eskiden Adıyaman’a gelen ecnebi turistleri genç ve sakallı görünce halkımız hayret ederdi. Bakın o yabancıların bile sakallı olmalarının bizim onların sakallı görmemizin faydaları var. İşte sakal bu kadar önemli..

            Bir ara sahabeler içinde çok pratik zekalı, akıllı ve alim birisi varmış. Halk ona çok itibar eder, çok saygı duyarlarmış. Ama ne yazık ki adam köseymiş. Yüzünde tek tel kıl yok. Sahabeler buna üzülürlermiş. Hatta şöyle söyleyivermişler; “Vallahi eğer sakal parayla satın alınabilseydi büyük bir sermaye harcar bu sahabe kardeşimize sakal alırdık” demişlerdir..

            Lütfen sakalı hafife almayın, sakalı olana saygı duyun ama sakal bırakan kişinin de sakalını iyi muhafaza etmesi, bıraktığı sakalın hakkını vermesi gerekir..

            Sakal, adam için değil; Allah için bırakılır...