VALİ BEY'İN KABULLERİ..


 R. Ferhat VURAL    16-10-2016  


        Malumunuz eski valimiz Sn Mahmut DEMİRTAŞ  Adana’ya tayin olunca, bazı arkadaşlar işi o kadar abartılar ki  hızlarını  alamayıp valilik binasını "ağlama duvarına" çevirmişti.Hala yas tutuyorlar mı doğrusu merak ediyorum..

Bir yöneticinin görev yaptığı belde de sevilip sayılması elbette sevindiricidir.Hele arkasında hayırla yad edilecek bir eser bıraktıysa bambaşka bir gururdur.Bazen tam tersi de olur,bulunduğu makamı kendi mülkü sanan o makamla insanlara tepeden bakan bencil,kibirli koltuktan düştükten sonra da "sudan çıkmış balığa dönen"  toplumda yer bulamayanların sayısı da az değildir.

Bunları niçin mi yazıyorum şunun için,Huyumuz kurusun bir şeyi bir türlü tadında bırakmayı beceremiyoruz.Sevincimiz de nefretimiz de abartılıdır vesselam.Halbuki en güzeli orta yol.

Bir belediye başkanı seçilir aylarca kabuller başlar, hem de bıktırırcasına,gelsin çiçekler gitsin hediyeler ,methiyeler,özel istekler görüşmeler vs. vs. Adamcağız ağız tadıyla o koltukta bir türlü oturamaz.Gelen isteklerin çoğu bireysel menfaate dayalı isteklerdir,memleket adına bir plan proje sunsunlar  eyvallah canımı yesinler  ama değil.

Bu sadece bir belediye başkanına özgü değil. Vekil, Vali, müdür, amir içinde geçerlidir.Yeter ki statü olarak biraz büyük bir makam sahibi olsun.Söylemlerimiz bellidir.Ağzımız yırtılırcasına sahte yılışık bir gülücükle;”Yahu bu koltukta sana çok yakışmış,hele giydiğin şu elbiseyle Yeşilçam artistlerine taş çıkarırsın , eskisi mi hımm –anlamlı bir kafa sallama-boş ver en iyisi sensin onu  zaten sevmiyordum canım millet de sevmiyordu.Efendim bana bir emrin olur mu? her zaman emrine amadeyim,eğer yerli ise eşi ve çocuklarının da selamını kelamını söylemeyi ihmal etmez..”  Nasıl olsa dilin kemiği yok,yağcılık ve yağdanlığın sınırı olmadığı gibi  çünkü masrafsız..Bu yalakalığı yapanların çoğu o zat koltuktan inince de Allahın selamını almamak için yolunu ve yönünü değiştirirler..

Yeni Valimiz Abdullah ERİN bey geleli yaklaşık 5 ay oldu.Geldiği günden beri mesaisinin çoğunu  kabullerle geçiriyor. Tevazu ve kişiliğinden kaynaklı olsa gerek kimseyi de geri çevirmiyor,İlgili ilgisiz herkes geliyor. Mesai bittikten sonra da geç saatlere kadar hatta bazen sabahın ilk ışıklarına kadar  makamında rutin işleri yapmaya çalışıyor.. Belli bir noktaya kadar anlayışla karşılarsınız.Hadi bir  hafta iki hafta bir ay iki ay..Bu kentin hiç mi sorunu yok?

Bir kentin en önemli iki kurumu valilik ve belediyedir. Bu kurumların başında bulunan yöneticiler, o beldede yaşayan insanların hayatını kolaylaştırmak,sorunlarını çözmek, o belde sakinlerinin refah seviyesini yükseltmek için ordadırlar. Bizler,o insanları makam odalarına hapsedersek  nasıl  hizmet alacağız?

Sayın valimiz  Abdullah ERİN Mardinlidir bizden biridir.Dilimizi ,Dinimizi,kültürümüzü  bilen aynı lisanı konuştuğumuz ve birbirimizi anladığımız bir insandır.Entelektüel ve tevazu abidesidir ve Adıyaman için bir şanstır.Bu birikimli bilge ve Adıyaman sevdalısı insanı dört duvara makam odasına neden mahkum ediyoruz? Ben inanıyorum ki Adıyaman'a ve Adıyamanlılara çok güzel eserler bırakacaktır. Merkezi hükümetle ve yerel yöneticilerle koordineli ve paylaşımcı çalışıyor.Bizler o makam odasının önünde görüşmek için zamanını almazsak emin  olun kendisi gelip köylerimizde, mahallemizde, evimizde misafirimiz olacaktır ve ne sorunumuz varsa çözmeye çalışacaktır. Bazı vatandaşların görüşmek için haklı gerekçeleri olabilir saygı duyarım ama ,çoğu ziyaretler  ilgili kurumda sıradan bir memurun çözeceği sorunlardır.Bunu ta Vali beye kadar götürmek zaman israfından başka nedir? Bireysel bir takım işlerimiz için bu kıymetli zamanı heder etmeyelim.Bakmayın siz bazı "tuzu koruların" Adıyaman'ı yere göğe sığdırmadıklarına bu doğru değil.Memleketimizin  sorunları vardır,bu sorunlar birikerek geçmişten gelen sorunlardır..

Şayet bu kentin kalkınmasını istiyorsak, Hizmet ve çözüm merciinde bulunan insanlara karşı yalakalık için harcadığımız enerjimizin birazını yol gösterici,proje sunucu,yapıcı eleştiride bulunursak kendimize de, kentimize de ve o insanlara da çok büyük bir iyilik yapmış olacağız..

Unutmayalım ki  "Vakit nakittir."