DEMOKRATİK TOPLUMUN ÇAKIL TAŞLARI


 R. Ferhat VURAL    23-10-2016  


Temelde ülkemiz, genelde İslam dünyasına baktığımızda,demokrasinin gelişmediğini,siyasi partilerin kurumlaşmadığını,kaos anarşi kan ve göz yaşının eksik olmadığını görüyoruz.Peki neden? Nedenler çok olmakla birlikte kanımca en önemlileri şunlardır,katılır veya katılmazsınız..

1.Askeri vesayet,otoriter iktidarlar ve totaliter rejimler

2.İllegal yapılanmalar (Marksist Leninist,işid-Hizbullah vb. örgütler)

3.Tarikat ve cemaatler.(Akçeli işlere bulaşmayan,Ahlak ve erdemi ilke edenleri tenzih ediyorum)

ASKERİ VESAYET:Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne  kadar, siyaseti dizayn etmede tutunda,iş dünyasını renklere ayırmaya  kadar, askerin müdahale etmediği alan kalmamıştı.Bu ülkede.60.70.80.28 şubat darbeleriyle  ülke yıllarca geriye götürülmüştür.Siyasetin kurumlaşmasına engel olmuşlardır.Tek tip insan yetiştirmek istemişlerdir,tıpkı Fransa da ki jakobenler gibi..Her seferinde halkın belli bir kesimini dışlayıp-sağ -sol, irtica -mürteci- damgalayarak devletten soğutmuşlardır..Düşünce ve inanç hürriyetinin önünü tıkayıp bunların yer altına kaymalarına sebep olmuşlardır.İslam dünyasındaki sıkıntı ise, totaliter rejimlerin iktidarlarını sürdürebilmek için ülke kaynaklarını halkıyla paylaşma yerine,sömürgecilerle paylaşıp baskıcı rejimlerini sürdürmek için  işbirliği yapmalarıdır.Halkın refahı,insanca yaşamı,demokrasi vb. bunların o kadar da umurunda değildir..

İLLEGAL YAPILAR; Bu yapılarda vampir gibi ülkenin kanını emerek kaos, terör, anarşi yaratıp demokrasinin sekteye uğramasına vesile olmuşlardır.En temel insan hakkı olan yaşama hakkına kast edip insanları öldürmüşlerdir,bunu da halk adına yapmışlardır.Kamu düzenini bozup insanların güvenli bir ortamda yaşamalarına engel olmuşlardır.Zaman zaman dış istihbarat örgütlerinin piyonu olmuşlardır.Binlerce genci ideolojik afyonla uyutup hayattan koparmışlardır.Ülke kaynakları halkın refah seviyesinin yükselmesi yerine silaha,kamu güvenliği için karakol vb. gitmesine sebep olmuşlardır..

 TARİKAT VE CEMAATLER;Belki de ilerlemenin önündeki en  tehlikeli ve  mayınlı  alan bu yapılardır.Misyonları insanlara Ahlak ve  erdem öğretisini sunmaları gerekirken,pratikte putlaştırdıkları şeyhlerinin emrinden dışarı çıkmayan, körü körüne biat/itaat eden,pısırık bir neslin yetişmesinde rol oynamışlardır.Bu yapıları, akçeli işlerden tutunda siyasetle ilgilenmediklerini söylemelerine rağmen bu kurumu etkilemeye ve devlete sızmaya kadar, her alanda görmek mümkündür.Dikkat ediniz, bu yapılarda İbni Rüşt,El Kindi,Er Razi yoktur ama üfürükçülük,muskacılık,harem kurma,sahte mehdi, "bu tarikatın  şu kolundanım de, cenneti garantile.." türü saçmalıklar  alabildiğine çoktur..

SONUÇ OLARAK; Bu yapıların hepsi demokrasimizi geriye götüren,daha çok otoriter iktidarlara zemin hazırlayan, refah ve bilgi toplumunun önünü tıkayan, özgür bireylerin yetişmesine sekte vuran karanlık yapılardır.Bu kadar hoca efendi,şeyh efendi enflasyonun yaşandığı bir ülke olmamıza rağmen yolsuzlukta 3.dünya ülkeleriyle aynı sıralarda olmamızı nasıl okumalıyız ? Tarihin çöplüğüne atılması gereken Marksist- Leninist,Maoist gibi ideolojilerin peşinden giden, sahte cennetlere kanan beyinlere ne demeli? Nerede bu cennettiniz diye sormak lazım.!

Demokratik hukuk devletini,refah ve bilgi toplumunu inşa etmenin yolu meşru siyasi kulvardan geçer.Bir takım tarikat ve cemaatlerin yaptığı gibi,Devletin arkasından dolanarak veya illegal yapıların kaos yaratıp ve kamu düzenini bozup yarım yamalak demokrasimizin daha çok otoriterleşmesine vesile olmaktan değil.. Adıyaman- Temmuz 2013