YERELDE GAZETECİLİĞİN ZORLUKLARI..


 R. Ferhat VURAL    20-11-2016  


Genelde objektif gazetecilik yapmak zordur.Hele yerelde herkesin birbirini tanıdığı küçük kentlerde daha da zordur.

 Zordur çünkü, insanoğlu gerçeklerle yüzleşmekten hoşlanmaz..

Küçük yerlerde herkes kimin ne olduğunu az çok tanır ve bilir,gelirinden giderine kadar hatta mahrem bilgiler dediğimiz aile sırlarına kadar bilirler.Ne giyindi,ne yiyip içiyorlar,işleri nasıl,kar zarar durumları,gelirin kaynakları,bindikleri araçlar oturdukları evler vs. herkesin dilindedir..

 Herkes bunları bilmesine bilir,hatta kapalı kapılar ardında kendi işlerinden çok başkasının iş ve sorunlarını konuşurlar da,iş habere geldi mi işte burası "zurnanın zırt dediği yerdir."

Sadece bunlar da değil,hangi vekil,hangi belediye başkanı,hangi müdür amir,bulunduğu statüyü- nüfuzu-kendine devşiriyor,yakınlarını kolluyor,ne tür ihaleleri alıyor,yolsuzluk ,haksızlık yapıyor bunlarda her zaman halkın konuştuğu gündemin ilk sıralarını işgal eden muhabbetler..

Peki konuşurlar da ne olur derseniz hiç birşey, sadece dedikodu dan öteye geçmez.Çünkü bunları konuşanların ekseriyeti eleştirdikleri zatları gördüklerinde değil onların hata ve kusurlarını yüzlerine söylemek, methiye üstüne methiye dizerler..

Gazeteciyiz ya, Yukarıda sıraladığımız şikayetleri yazmamızı isterler,eyvalla deriz yazalım..

-Belge getir dediğimizde

-hayır " getiremem " der

-Sizinle röportaj yapalım deriz,

"hayır,ismimi yazmayın " diye diretir.

Lafa geldi mi mangalda kül bırakmazlar "  vatan millet Sakarya " icraata geldi mi tıs.. Çünkü beyefendiler rahatlarına pek düşkünler..!!! ve isterler ki bi başkası beyefendinin egosunu tatmin için kendini feda etsin, etsin ki bizim "dedikodu makinesi " de rahat işlesin..

***

Sağlam kaynağa dayalı belgeli haber yaparsınız,haberin muhatapları haberinizi yalanlayacakları yerde, Bilgiden ve medeniyetten  mahrum oldukları için,suçluluğun verdiği agresif bir ruh haliyle  külhanbeyliğe başvurup tehditler hakaretler savururlar.."Haberiniz  doğru ama, kimse yazmıyor niye siz yazıyorsunuz" gibi akla ziyan sorularla karşılarsınız..

Ağır abi rolünü kimseye bırakmayan bir takım komplekslilerde, "Yahu Suriye'ye bak,Irak'a bak,Doğuya bak,şimdi yolsuzluk,hukuksuzluk ve suiistimalleri konuşmanın yazmanın sırası mı.."diye afra tafra yaparlar.Sanki oradaki olaylar buradaki bir takım hukuksuzlukları konuşmaya engelmiş gibi..

Sonuç olarak Basın,yasama,yürütme ve yargıdan sonra 4.Kuvvettir derler.Bu kuvvettin icrası için basın üzerinde baskının olmaması lazım.Basın hürriyeti kalkarsa, vicdan, eğitim, konuşma hürriyetleri de kalkar. F.D Roosvelt