memleketimizi seviyoruz..


 R. Ferhat VURAL    11-12-2016  


Sevgili dostlar, bu köşede bazen  çok  sert eleştirilere şahit oldunuz.Bunun anlamı şudur "Dost acı söyler.." Yoksa moda tabirle bir takım bireysel beklentilerden dolayı değildir.

Aslında Gazetecilik birazda eleştirel bakmaktır.Hani habercilikte çok kullanılan bir tabir vardır "köpeğin adamı ısırması değil adamın köpeği ısırması haberdir." diye.Bizde,zabıtanın fırını denetlemesini değil,denetlememesini habere taşıyoruz.Çünkü fırını denetlemek zaten zabıtanın görevi değil midir?

Beldemizde var olan ve halı altına süpürülen sorunların çözülmesi için mücadele veriyoruz.Bunu yaparken şahsi değil toplumun ali menfaatlerini göz önünde bulunduruyoruz.Bu sorunlar konuşulmasa,gündeme getirilmese nasıl çözülecek?

 Toplumsal sorunlarda tıpkı bir hasta beden gibidir,önce teşhis konulur sonra tedaviye başlanılır.Ülkemizde ki  gelişmelere baktığımızda Adıyaman'ımızın paralel gelişmediğini görüyoruz.Bunun en önemli delili TÜİK'in verileridir.Bu verilerde beldemiz her zaman son sıralardadır.Tabi bunda yerel yöneticilerin olduğu kadar merkezi idarenin,STK ve Basın olarak bizlerin ihmali veya eksiği olduğuna inanıyoruz.Birey veya statü sahibi olarak işlerimiz tıkırında ise herşeyi  "toz pembe " gösteriyoruz..Bu etik değil.

Hakkımız olan hizmetlerin zamanında gelmemesinin en büyük nedeni de kanımca,her ne  kadar Adıyaman,her dönem gücün/güçlünün yanında yer almışsa da bir Bakan  çıkaramamasıdır.Eğer bir bakanımız olsaydı emin olun Adıyaman'ın çehresi değişirdi.Bakan deyip geçmeyin,Bakan çıkaran illere bakmanız yeterlidir.Belki biraz abartılı olacak ama,seçtiğimiz vekiller bazen o bakanların bürokratlarına dahi söz geçiremiyorlar.. 

 Bir memleketin güzelliği sadece "güzeldir" demekle güzel olmaz,tıpkı "huzurlu" demekle huzurlu olunmadığı gibi.Huzurunda mutluluğunda kriterleri bellidir.Eğer insanların yüzünde nefret ve ümitsizlik değil,mutluluk varsa,yarınlarından endişe etmiyorlarsa,ekonomik özgürlüklerini kazanmış yaşanılabilir temiz bir çevre de yaşıyorlarsa,hakkı olan bir şeyi almak için el etek öpmek zorunda kalmıyorlarsa hem mutlu hem de huzurludurlar.Şayet bunlar yoksa,bunu dilendirenler kendileri mutlu bizleri de kandırıyorlardır..

Memleketimiz güzeldir,dört mevsimin dördününde yaşandığı bir bölgede yaşıyoruz.Bunun kıymetini bilip hakkını vermek bize düşer.Napolyon'un para para sözünü hepimiz biliriz o sözün anlamı aslında çok farklıdır.

Napolyon,Arjantinlilerle savaşırken Arjantinliler; "siz bu savaşı para için yapıyorsunuz Halbuki biz namusumuz için savaşıyoruz "derler.Napolyon'un verdiği cevap çok manidar..onlara; "siz doğru söylüyorsunuz herkes kendisinde olmayan şey için savaşır,"..der.Bizde memleketimizde olmayan ama olması gereken şeyler için mücadele veriyoruz.Ve memleketini seven herkesin de "sözde değil özde" bu mücadelede yerini alması gerektiğine inanıyoruz."Çünkü lafla peynir gemisi yürümez.."