YENİLİKÇİ İSLAMİ ARAYIŞLAR 1


 Mustafa ÇATLI    19-03-2017  


Sevgili okurlarım, bu yazı dizisinde İslam dünyasına fikirleri ile etki etmiş İslam düşünürlerini ve görüşlerini konu edineceğim. Ele alacağım düşünürler, İslam dünyasının değişik kültür havzalarına ait kişiler olacaktır.  Bu düşünürlerin bütün fikirlerini kabul etmek mümkün olmadığı gibi, reddetmenin de doğru bir tavır olmayacağı görüşündeyim. Batı medeniyetinin meydan okuyuşuna cevap vermek, çağı tanımak, sorunlarımıza çözüm bulmak amacıyla bu düşünürlerin fikirlerinden ve çözüm arayışlarından yararlanabileceğimiz kanaatindeyim.

1.       RASYONALİST AHLAKÇI VE MODERNİST OLARAK: FAZLUR RAHMAN

Fazlur rahman 1919 -1988 Pakistanlı ilim ve fikir adamı;

F.Rahman gelenek ile modern durum arasındaki kopuşu aşma, bu günle bağ kurma ve geleceği

İnşa etmenin İslami şekilde yapılabileceğini düşünüyordu. O buna İslami modernizm diyecek ve yeniden anlama, yeniden yorumlama, yeniden keşif, yeniden inşa, yeniden hayata hakim kılma gibi ifadelerle bunu kast eder.  Berger’e göre yeni bilinç tarzı ile karşılaşan insanlar üç şekilde tavır alırlar: 1- Geleneksel tavırları tamamen reddederler. (F.Rahman’a göre fundemantalizm) 2- Geleneksel değerleri aynen muhafaza etmeye çalışırlar. (Gelenekçilik) 3- Gelenekten bazı unsurları alarak mevcut durum ile birleştirirler. (modernizm) F.Rahman’a göre geleneksel değerlerin modern tecrübe ile kaynaştırılması gerekir. Bunu yaparken de tarihi olan ile İslami olan arasında ki ayrıma dikkat etmeli taklit yerini içtihada bırakmalıdır. Klasik modernistler de gördüğü en büyük kusur onların söyleminin topluma yabancı kalması ve batıdan çalarken yakalanmalarıdır. Batının zihinlerde çöreklenmiş olan hayaletini aşmak için geleneğe dayanmakla birlikte yeniden düşünmek lazımdır. 

                Şayet bir toplum geçmişte yaşamaya devam ederse ve günümüz gerçekleri ile dürüstçe yüzleşmekten kaçınırsa “fosilleşmeye mahkûm olur”.

                Sünnet tam olarak vaz edilmiş bir kurallar toplamı olmayıp, bir yol göstericidir.  Hadis şeklinde kendisini gösteren fikir ve uygulamaların çoğunluğu, peygamber sonrası insanların peygamber ve hayatı konusundaki yorumlarıdır. Tesennün (sünnetleştirme) her dem devam eden tefekkür ve aklı kullanma süreci ve değişimin yöntemi idi. 1906’da İslam birliği (Muslim league) kurulur. BİRİTANYA taraftarı gibi gözüken birlik, sonra tamamen muhalefete geçer. 21 yaşında iken 1940’ta İslam birliği “Pakistan kararı” diye meşhur bir manifesto yayınlar. İstenilen şey “özerk yada tam bağımsız muhtelif İslam devletlerinin kurulması” idi. 1947 yılında bağımsız İslam Ülkesi olarak Pakistan (temiz insanlar ülkesi) kurulur. Eyüp han döneminde Mevdudi ile şiddetli fikri tartışma ve polemikler yaşamıştır.   Oxford’da S.Van den Berh ile H.A.R.GİBB’in danışmanlığı altında İbn Sina üzerine bir çalışma ile 1949 da doktorasını verir. Durham Üniversitesinde İslam felsefesi hocalığı yapar. Kanada’da MC.Gill Üniversitesinde ve ayrıca Chicago Üniversitesinde çalışır. Daha sonra Pakistan’a döner. 26 Temmuz 1988’de vefat eder. İslamı modern bir toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde rasyonel ve bilimsel açıdan yorumlamanın gerektiği görüşündedir.

                İslam bu dünya için değil, öbür dünya için bu dünyada bir davranış ahlakını, bir dini tutumu öngörür.  İslami modernizm: Modern dünyada Müslüman olarak kalma ve yaşamaya devam etmedir. Yıllardır Müslümanların sadece tarihlerine değil, fakat “ Kur’anın ışığında” tarihlerine bakmalarını savunuyorum. İslam toplumlarının ana sorunu, sadece maddi az gelişmişlik değil, daha çok ahlaki az gelişmişliktir. Sadece geçmişe bir dönüş mezarlara dönüştür.