YENİLİKÇİ DİNİ ANLAYIŞLAR


 Mustafa ÇATLI    09-04-2017  


2. SİYASAL BİR DAVETÇİ OLARAK: Cemalettin EFGANİ: 1838 – 1897

                İslami uyanışı etkileyen 19 yüzyıl fikir ve siyaset adamlarındandır. Amerika’dan İngiltere’ye kadar batıda, Mısır’dan Hindistan’a kadar doğuda yaptığı seyahatler, etkilediği şahıslar ve zümreler, karıştığı olaylar ve hareketler, geride bıraktığı eserler ve öğrencilerle 19 yüzyıl İslam dünyasının düşünce ve siyaset hayatında önemli bir yeri bulunan efganinin hayat hikayesinde hale aydınlatılması gereken noktalar mevcuttur. Bu durum kendisinin çok hareketli bir hayat yaşamış olmasından ve kaynaklarda yer olan bilgilerdeki çelişkilerden ileri gelmektedir. ( Bk.TDV.İA.C1.S.456-466)

                İranlı ve Şii olduğunu iddia edenler olmuş ise de, genel kabul Afganistanlı ve Sünni olduğu yönündedir. Efganiye göre İslam dünyasında duraklama ve gerileme sebepleri şunlardır.

1.       Hilafetin saltanata dönüşmesi, halifelerin ilim ve içtihattan uzaklaşarak isim ve merasimle yetinmeleri, Müslümanların birden fazla halife tarafından yönetilmesi suretiyle bölünmeleri,

2.       Din ve milliyet bir toplumu ayakta tutan iki önemli güç olduğu halde her ikisinin de zayıflaması ve halifelerin yabancıları devlet işlerinde istihdam etmeleri,

3.       9-10 yüzyılda zındıkların ve bâtınilerin yaydığı, batıl inançlar ve safsatalar,

4.       Cebir(insanın kadere mahkûm olduğu) inancının yaygınlaşarak Müslümanların heyecan ve hamlelerini durdurması,

5.       Hz. Peygambere nispet edilen uydurma hadislerin ve İsrail yatın din kisvesine bürünmüş hainler tarafından kitaplara sokulması, böylece Müslümanların temiz inançlarının kirletilmesi,

6.       Eğitim ve öğretimin bu olumsuz, durdurucu ve geriletici etkileri ortadan kaldıracak güçte ve yaygınlıkta olmaması,

7.       Doğudan Moğol, batıdan haçlı işgallerinin getirdiği zarar, tahribat ve bezginlikler,

8.       İlim ve amel bakımından İslam’dan uzaklaşan Müslümanların bölünüp dağılması, birbirinden kopması, toplulukların kardeşlik duygusuna bağlı dayanışma ve yardımlaşmayı terk etmeleri,

Cemalettin Efganinin ıslahat programından İslam birliği (ittihadı İslam-Panislamizim) fikrinin

Çok önemli bir yeri vardır. Bu görüşüyle sultan Abdülhamit’i ve dönemin Türk aydın ve düşünürlerini etkilemiştir.  Hilafet konusunda: siyasi, askeri, ekonomik, kültürel bir birliğin vücut bulabilmesi için tek bir otorite merkezine ihtiyaç vardır. Bu da halifedir. Halifelik makamına akıl, fazilet ve yönetim ehliyeti bakımından en uygun olan kişinin getirilmesi gerekir. Yönetim ümmetin katılımı ve meşveret usulü ile yürütülür. İslam dünyasında birden fazla yönetimin bulunması birliğin gerçekleşmesini engeller. Osmanlılar balkanlar ve Avrupa yerine İslam dünyasına yönelseler, hükümet merkezini hicazda kursalar ve Arapçayı resmi dil haline getirselerdi. Onların hilafetinde İslam birliği gerçekleşir ve bugün bir şark meselesi olmazdı.

 Efgani İslam birliği fikrinin yanı sıra federatif bir yönetim biçimi önermiş: Osmanlı hilafetine bağlı olarak yemen, hicaz, Ortadoğu, Anadolu ve balkanları içine alan mahalli yönetime dayalı ve her birinin başında uygun yöneticiler bulunan 10 kadar eyaletten oluşmuş bir İslam birliği teklif etmiştir. Ona göre bir defa bu birlik kurulunca çok geçmeden Afganistan, İran, Hint Müslümanları ve güney Asya da ki diğer Müslümanlar da bu birliğe katılacaklar ve böylece hedefe ulaşılmış olacaktır.  Böylece Efgani milliyetçilik akımlarının ve destekçisi olan batı dünyasının Osmanlı’yı parçalama projesini fark etmiş, buna alternatif olarak Osmanlı hilafetine bağlı federatif bir yönetim biçimi önermiştir.

Efgani yaşadığı müddetçe şii ve sünni (İstanbul ve İran) yakınlaşmasını sağlama çabalarına girişmiş, batı emperyalizmine (özellikle İngiliz) ve İslam dünyasındaki işbirlikçilerine karşı direnmiş, pozitivist ve materyalist akımlara karşı mücadele etmiştir.