BİZ NEYİN PEŞİNDEYİZ..


 R. Ferhat VURAL    09-04-2017  


Merhaba Sevgili Dostlar,gazetemiz 18. ayını geride bıraktı. Allah’a şükür çok az cızırtılı ses hariç toplumun tüm kesimleri tarafından yoğun ilgi ve alaka gördük.Bu cızırtılı sesler ise Mevlana’nın dediği gibi “Ne kadar bilirsen bil söylediklerin karşıdakinin anlayabileceği kadardır” misali,bizi bir türlü anlamadılar, anlamak istemediler.Halbuki mesajımız, habercilik anlayışımız çok nettir.Sadece logomuzdaki bilgiler bile bizim sevdamızı, davamızı anlatmaya yeter.

Logomuzun üstünde  DOĞRU BİLGİ GERÇEK HABER yazılıdır.Burada,okuyucularımızı doğru bilgilendirmenin yanı sıra gazetecilik tabiriyle asparagas(yalan) haberlerle yanıltmamak mesajı var.Logomuzun altında ise BİLGİ HİKMETTİR mesajını görürsünüz.Bununla da anlatmak  istediğimiz cehaletle savaştır,bilginin gücüne erdemine vurgu yapmaktır.Çünkü; bireyden topluma ,nerede cehalet varsa orada fakirlik vardır bağnazlık vardır.Cehalet ve  bağnazlık esarettir,kendin olmamaktır,sürüleşmektir.Yüce Allah Kur’an ı Keriminde demiyor mu “hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Allahtan en çok alimler korkar..” diye.

Bizler, yaptığımız haberlerde ”Suya sabuna dokunmayan” kimseyi karşımıza almadan magazinsel habercilikte yapabiliriz.Her şeyi güllük gülistanlık gösterip ekabir takımından aferin almayı da.Ama bunları yapmıyoruz bilmediğimizden değil,fıtratımıza uymadığından yapmıyoruz.

Makale yazarken,şehrimizin sorunlarından ziyade genel sorunları ,dünya meselelerini yazmayı da biliriz.Hele insanımızın yüreğini soğutacak batıya Amerika'ya İsrail'e, Sisi'ye pisiye saydırmayı da.Entelektüel görünmek için Sokrates'ten başlayıp  Platonla devam ederek orta çağı,Rönesans'ı Oryantalizmi ,Modernizm/ Postmodernizm'i de yazabiliriz. Hele anlamını benimde sizinde bilmediğiniz birkaç yabancı kelime de kullandık mı değmeyin ukalalığın keyfine  gitsin.Ama bunların hiç birini yazmıyoruz.Bilmediğimiz den değil,bu memlekette yeterince ukala olduğundan dolayıdır.

Biz, bir toplum nasıl refaha çıkar,bir toplumda arıza nerden kaynaklanabilir  biliyoruz.Onun için toplumdaki çarpıklıkları sürekli gündeme getiriyoruz, ki bir çözüm üretilsin.Birisi suç işlediğinde polis yakalar adalete teslim eder,hakim mevcut yasalara göre basar cezayı.Ama toplumun aydın insanları/ düşünenleri suçun kaynağını merak eder ve şu soruyu sorar, bu insanı bu fiile zorlayan sebep/sebepler nedir?

Biz şunu da çok iyi biliyoruz ki,bir toplumda kaosu, anarşiyi, illegal  yapılanmaları,hurafeleri  besleyen kaynakların  başında ; cehalet,adaletsizlik,kaynakların eşit dağıtılmaması gelir.Bununla beraber aynı toplumda yaşamalarına rağmen kendini öteki hisseden, kendisine haksızlık yapılıyor duygusunu taşıyan insanlardan gelir..Amacımız kimsenin kendini öteki hissetmediği, kaynaklardan eşit oranda faydalandığı,ahlaklı ve erdemli  bir toplumun oluşmasına katkı sunmaktır.Testi kırılmadan farkındalık yaratmaktır. Bunun yolu da, dünyaya nizamet vermeden önce, kendi evinin önünü temizlemekten geçtiğine inanıyoruz ve ısrarla yerele eğiliyoruz.İşimiz onun için zor,”fincancı katırlarını ürküttüğümüzün” farkındayız.Kimisi ,“aman boşuna kendinizi yoruyorsunuz bu memleket adam olmaz " diğeri "böyle gelmiş böyle gider.. " der.Ama biz biliyoruz ki bu tekerlemeler devam ettiği için memleket bu durumda.Bu algıyı kıramasak bile fıtratımızın gereğini yapmak bizi mutlu ediyor.

 İşte böyle dostlar, Hedefimiz,fikrimiz zikrimiz de budur.Peşinde koştuğumuz "av" da budur.Ne ihale peşindeyiz ne de aferin kompleksimiz var. Yalakalığın tavan yaptığı bu günlerde" yalama" olmadığımız için birilerinin tuhafına gidiyor. Umarız dedikodudan başka bir şey üretmeyen bazı kompleksli kalın kafalar bizi anlamıştır.Anlamayana da Koca Yunusun dediği gibi "Bilmeyen ne bilsin bizi,bilenlere selam olsun.." diyoruz.Kalın sağlıcakla