Ne AB'si, ne ABD'si, ne Karanlık Gücü?


 Doç. Dr. M. Sadık BEKTAŞ    16-04-2017  


Değerli okuyucular, yazımında başlığında anlayacağınız gibi, biz Türkiye Halkları olarak bir olayın veya siyasetin altında başkalarını suçlamayı seven bir topluluğuz. Bu suçluluk ise ya cahilliğimizden yada komplo teorilerine çok inandığımızdan geliyor.

Hafta sonu Cumhurbaşkanlığı referandumu var. Evetçiler de hayırcılar da bu bir AB, ABD veya karanlık odakların projesidir diyorlar. Adamlar kendileri getirdikleri sistemin bir batı projesi olduğunu söylüyor birde kalkmış bunu topluma anlatıp o projeye destek olunmasını veya olunmamasını istiyorlar, böyle bir kafa, zihniyet olabilir mi hiç? Neyse, referanduma evet mi hayır mı tartışması yapacak değilim. Öyle ya, o kadar araştırmama rağmen hala bir şey anlamış değilim. Her iki tarafta haklı şeyler söylüyorlar. Neyse, bu referandumda oy kullanmamayı tercih ediyorum. Gelelim, bir diğer karanlık komplo teorisine. Suriye'de geçen hafta kimyasal silah kullanıldığına dair birtakım haberler ortaya çıktı ve bunun neticesinde Trump Suriye'ye saldırdı. Tabi, bizim halkımız hiç rahat durur mu, olayın arka planını bilip bilmeden bütün kötülüklerin, savaşların başı olarak gördükleri ABD'nin bu haberine hemen inandılar. Hatta daha da ne oldu biliyor musunuz?  EYYYY AB, EYYYY BATI, EYYYY ABD Suriye'de ne arıyorsunuz diyen, daha düne kadar Astana'da Esad'la aynî masaya oturanlar, ABD'nin Suriye'yi bombalamasını desteklediler. Bununla da kalmayıp, o karanlık odakları bizzat Suriye'ye müdahale etmeye çağırdılar. Biraz eleştireni de vatan haini, devlet düşmanı, cahil olarak gördüler. Yani sizin anlayacağınız, müminler, Irak'ta Müslüman kadınlara tecavüz eden camilerde top oynayan Amerikan askerlerine Suriye'de dua ediyorlar. Sonuç olarak benim burada demek istediğim nedir biliyor musunuz? Ya adam akıllı ikidedir Batıyı suçlamaktan vazgeçip kendi hata ve cahilliğimizle yüzleşeceğiz veya batıyı veya herhangi bir ülkenin başka ülkeyi işgal etmesine karşı duracağız. İkide bir kıvırmanın, ikiyüzlü davranmanın zamanı değil. İslam coğrafyası bu iki yüzlü politika ve senaryolardan bıktı artik. Birbirimizin kuyusunu kazacağımıza, birbirimize destek olup bölgemizi ve değerlerimizi nasıl geliştirir daha iyi hale getiririz onu düşünmeliyiz.

Bu arada ben bu satırları yazarken, muhtemelen sizlerde arkadaşlarınızla kahvede referandumu, Kürt - Türk sorununu veya karanlık odakları konuşup vatanı kurtarırken elin gavuru NASA, Satürn'ün uydusunda hayatın olabileceğine dair emareler bulduğunu açıkladı...