EUGENİK HAREKETİ VE BİTMEYEN AYRIMCILIK


 Doç. Dr. M. Sadık BEKTAŞ    01-05-2017  


Irk kavramını duyduğumuzda hepimizin aklına biyolojik olarak sahip olduklarımızla birlikte kendimizi ait hissettiğimiz çevremiz gelir.Irk asıl anlamıyla at türünün bir cinsidir.ilk olarak atların cinsine verilmiştir.

Irk konusu tarihte ırk ayrımcılığını ve sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Üstünlük, üst insan, üst sınıftan olma, alt tabaka insanı olma, alt sınıf vatandaşı olma gibi ayrımların ortaya çıkmasının başka bir boyutudur aslında.

Çok sevdiğim en büyük destekçim olan insanın bana hediye ettiği güzel bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Bir doğa bilimi kitabi olan; Bahri Karaçay’ın ‘’Yaşamın Sırrı DNA ‘’ adlı bu kitapta sosyal bilimcilere de hitap eden güzel bir kısım okudum.1930lar da genetik alanında yapılan çalışmaların hız kazanması sosyal alanı da önemli ölçüde etkilemiştir. Toplumsal değişimlerin amaçlandığı bir süreçtir aslında. Yazar kitabında genetik mühendisliğinin o dönemlerde şahit olduğu olayların toplumsal alandaki etkisini anlatmıştır.

1930 ABD ‘sin de Eugenik Hareketi olarak bahsedilen bu süreç ikinci dünya savaşında Almanya’ da ki soykırımla son bulmuştur.Eugenik ;Türkçeye çevrildiğinde ‘’genetik olarak insan ırkının ıslahı bilimi’’ anlamına gelmektedir. Eugenik hareket genetik çalışmalarının hız kazandığı bir dönemde yaşanmıştır. ABD ‘nin Virginia eyaletinin güneybatısında yaşayan fakir bir kesim insanın günlük hayatlarının değiştirilmesi, geleceğine başkaları tarafından karar verilmesi hareketidir bir nevi.Erkekler evin geçimini avcılık ,balıkçılık gibi unsurlarla sağlarken kadınlar ev işleri ve çocuk bakımıyla ilgilenirlerdi .Maddi durumu yetersiz bu insanların zengin insanlarla sahip oldukları tek ortak nokta vardı; o da çocuklarının gelecekte daha rahat bir hayat sürmesini sağlamak.Polislerin sık sık ziyaret ettiği bu yerde hareketlenme yaşanır ;polisler çoğunluğu çocuk ve genç olan bu insanları hastaneye getirir buralarda çeşitli yöntemlerle bu insanlara kısırlaştırma programı uygulanırdı.Henüz on yaşlarında olan çocukların çoğu kendilerine ne yapıldığından habersiz evlerine gönderilirdi.Gerçeği çocuk sahibi olamadıklarında anlarlardı.

Bu insanların nesillerinin devam etmesi engellenmişti. Çünkü uyumsuz ve aptal insanlar olarak nitelendiriliyorlardı. Onlara uygulanan İngilizce zekâ testleri sonucunda normalin altında puan aldıkları için bu sıfatı almalıydılar. Ve İngilizce bilmeyenler çoğu zaman dezavantajlıydılar. Bu insanlar toplumdan sessizce yok edilmeli ve üst insan ırkının oluşmasına engel olmamalıdırlar. Yapılan bu hareketin adı Eugenik Hareketi olarak bilinir.Bu hareketi dönemin bilim adamlarının da desteklemesi beni şaşırtan bir başka unsur olmuştur.Örneğin kırılmaz gözlük camını icat eden Robert Graham öldükten sonra servetinin büyük bir kısmını insan ırkının iyileştirilmesi yolunda yapılan çalışmalara bırakmıştır.Yapılan araştırmalara göre 32 çeşit ırk olduğu ortaya çıkmıştır.Kısırlaştırılan siyahları,kuzey Amerika yerlileri,saralılar,şizofrenler,Yahudiler izlemiştir.Almanya da Hitler zamanında Nazi kamplarının yakılması ve yıkılması da bu anlamda göz önündedir.

Eugenik hareketi mükemmel bir ırkı amaçlıyordu. Zengin kesimin çocuklarına, okullarda kısırlaştırma çalışmaları anlatılıyor, üst insan yaratma gerekliliği öğretiliyordu.

Sperm bankalarının kurulması da bu hareketin bir parçasıdır.Üstün zekalı insanlar ve profesörlerden alınan spermler gelecek nesli biraz daha iyileştirecek,toplumsal dönüşüm sağlayacaktır.

Bu olay tarihte her zaman varlığını sürdürmüş olan toplumsal sınıf çatışmalarının bir örneği olmuştur. Üst-alt tabaka insanı çatışmasından öte zengin-fakir arasında yaşanan ayrımcılığın ırkçılığa dönüşmesidir. Bilimi de bu anlamda çalışmalarda kullandıklarını görüyoruz.Genetik bilimi kullanılarak üst sınıfın alt sınıfı sessizce yok etme çabasıdır diyebiliriz bu harekete.

Bu şekilde devam eden alt -üst sınıf çatışmalarının sonu gelmeyeceği maalesef ki ortada diye düşünüyorum.