Muhammed İKBAL 3


 Mustafa ÇATLI    11-06-2017  


İkbal: Alemin kalıcılığı, devamlılığı konusunda “cehennemde ebedi kalıcıdırlar” anlamındaki ayetleri zamandan bir dönem olarak yorumlayarak müfessirlere ters düşer. Ahirette insana bir süre daha verileceği, insanın iki dünyada da sorumlu olacağını söyler. Belirli bir ölçüde vahdeti vücuda meyleder. Allah ile tabiat arasında bir ayırım yapmak din ile devlet arasında bir ayrım yapmak gibidir der.

                “Ruhu senden sorarlar” ayetindeki ruh lafzını “insan nefsi” yani insan bireyi olarak tasvir eder. (Ayetteki ruh ifadesini kimi müfessirler Kur’an’ı kerim, kimileri Cebrail aleyhi selam kimileri vahiy kimileri de insan ruhu olarak yorumlarlar)

                Rad suresi 39. Ayetteki “Ana kitap” ifadesini ilahi zaman olarak tefsir eder.

                Kaf suresi 16. Ayet: “ Biz ona şahdamarından daha yakınız” ilahi zatın insan zatındaki varlığının kemaline yakınlığı diye tefsir ederek ilmi ve felsefi bir açıklamada bulunur.

                Auguste Comte’nin pozitivizminden etkilenmiş, Ziya Gökalp’in görüşlerini önceleri övmüş sonradan tenkit etmiştir.  

                M.Abduh batı kültürünü M. İkbal’in İslam kültürünü kavradığı kadar kavramışdır.  Abduh’un gayreti İslam kültürünün mantığına, ikbal’in gayreti ise meseleleri ele alış, lafız ve düşünme tarzında batılı düşünce mantığına daha yakındır.

                M.Elbehiye göre İkbal’in fikri hareketi havasa yönelik bir çaba olup, İslam cemaatinin geneline yönelik bir fikri ıslahat hareketi olabilmesi için M.Abduh’un hareketine muhtaçtır. İkbalin hareketi pozitivizmin ve Marksizmin egemenliği zamanında bu tür yabancı fikirlere karşı koymada önemli bir rol oynamıştır.

                Mevlana ya olan hayranlığını sürekli vurgulayan ikbalin eserleri ve şiirlerinde benlik, insanı kamil ve aşk kavramları öne çıkmaktadır. Onun kalbi titretip hislendiren ve düşündürüp uykudan uyandıran destansı şiirleri başta Hint alt kıtasındaki Müslümanlar olmak üzere tüm İslam coğrafyasındaki insanları derinden etkilemiştir.

                Müslümanların uyanışı için mücadele veren ikbal, eserlerinde felsefe, toplum ve düşünce alanında İslam da dini düşüncenin yeniden yapılandırılmasını savunmuştur.

                İslam düşünce mirasına ve batı felsefesine hakim olan filozof -  şair ikbal, eserlerini çok iyi kullandığı, İngilizce, farsça ve Urduca olarak kaleme almıştır. Vefatından sonra 1951 yılında “Pakistan ikbal akademisi” adıyla kurulan akademide onun düşünceleri araştırılmakta ve eserleri neşredilmektedir.

 

KAYNAKLAR:

1-      Alev ERKİLET, Mazlum doğunun mağrur çocukları, İslamcı portreler ve Türkiye de İslamcılığın seyri

2-      Mehmet VURAL, İslam Felsefesi tarihi İslam düşüncesinin tarihsel seyri

3-      Muhammed El Behiy, İslami Direniş ve Islahat

4-      İslam Ansiklopedisi