ŞEHR-İ YAMANDAN BİR VALİ GEÇTİ..


 Ebzer EMMİ    09-07-2017  


Selamünaleyküm benim can dostlarım.İnşallah hepiniz iyisiniz,Emminizi sorarsanız iyi diyelim ki iyi olsun yoksa iyi olduğum pek söylenemez.Nasıl iyi olsun ki bir ağaç ekiyorsun tam meyve vereceği sırada bir fırtına kopuyor ağacı kökten koparıyor…!

Bugün size, bir süre önce şehrimizden ayrılan ve Ş.Urfa’ya terfi eden(ettirilen)sevgili gönül adamı eski valimiz sayın Abdullah ERİN ‘den konuşacağım.Geleli daha bir yıl olmasına rağmen neden tayin edildi? Kiminle ne sorunlar yaşadı? Kiminle ters düştü? Halkla bu kadar kaynaşırken kim neden rahatsız oldu?

Biliyorsunuz valimiz ilk geldiğinde zamanın çoğunu bire bir halkla geçiriyordu.Tabi talihsizliklerde peşpeşe geldi,15 Temmuz darbesi,Samsat depremi vb.Tüm bu olumsuzluklara rağmen mesaisini ve fazlasını en verimli bir şekilde değerlendirdi.Özellikle bazı protokol komplekslileri değil de direk halkla temas etmesi bu zatları rahatsız etti.İkinci rahatsızlık halkın nezdinde çok ön plana çıkması da kanımca bazı siyasileri tedirgin etti…

Siyasetçinin doğasında vardır her şeyi kendilerine mal etmek isterler,her şeyi kendilerinin yaptığına inanmamızı isterler.Bürokratlar güzel bir icraat yapsalar bile onlar ”biz olmazsak bu talimatları vermezsek bu eserler meydana gelmezdi..” derler.Kısacası her konuda kendilerinin vitrinde olmasını isterler.Neyse biz gelelim Valimizin neden erkenden tayin edildiğine..

Birinci sorun il özel idaresi genel sekreterinin değişmesiyle başladı.Siyasi cenahtan birileri şimdiki sekreteri istiyordu ama sayın vali buna taraftar değildi.O,Kenan bey gitse bile daha liyakat ve ehliyet sahibi birilerinin gelmesini istiyordu.Çok direndi ama olmadı,hatta işadamı Hamo Dicle gazetemizde de manşet olan haberde siyasilere seslenerek “ kredinizi bitirmeyin “diye sitemkar konuşmuştu.Tüm bunlara rağmen o siyasetçinin dediği oldu.Sadece bu kadar mı tabi ki değil.Bu şehirde birileri “ben ne dediysem benim dediğim olacak..” diye emir veriyordu ve Allah var, her dediğini de yaptırıyordu.Yani bir kuruma eleman alınacak veya müdür amir atanacak o zatın istediği adam olacaktı başka yolu yok.

Vali bey ne yapıyordu? Yanına bürokratlarını alıp köy köy mahalle mahalle hata en uzak mezralara kadar gidip halkın sorunlarını dinliyordu.Oracıkta sorunlara çözüm üretiyordu.Halk arasında ayrım yapmıyordu,kendisi ile halk arasına aracı istemiyordu.Halkla beraber oturup onların dilinden konuşuyordu.Yaşlıların ellerinden küçüklerin gözlerinden öpüyordu,kısacası gönül köprüleri kuruyordu…Milletin nezdinde bu bir devrim olsa da,ne yazık ki siyaset cephesinde zerre kadar bir kıymeti harbiyesi yoktu.Eğer olsaydı emin olun Vali bey bugün Ş.Urfa da olmazdı bunu da benden duyun.Peki kim kaybetti tabi ki Adıyaman.Adıyaman hep kaybetmeye mahkumdur.Neden mi?Demokratik medeni tepkisini bile dile getirmekten aciz ve tembel bir kentte ondan.Kime sorarsanız "ah ah, vah vah "diyecek ama, bir Allah’ın kulu çıkıp tepkisini yüksek sesle "siz bu kente haksızlık yapıyorsunuz" demeyecek..Yarın başka çalışkan bürokratlar gönderilip yerlerine siyasilerin yalakalığını yapan tacizle anılan müdürler amirler gelse şaşırmayın.Benden söylemesi.. Allah’a emanet olun,suya sabuna dokunun.