Ülkemiz ile ilgili bazı ilginç veriler

Hiç merak ettiniz mi? Ne kadar kitap okuyor veya kaç saatimizi internete ayırıyoruz diye?Yada, karakterimiz hakkında nasıl veriler var elimizde? Veya dünya ekonomisine olan katkımız, ithalat ve ihracatımız ne kadar diye? Eğer sizler de benim gibi biraz merak sahibi iseniz, bu haftaki yazımı sizler için biraz araştırma yaparak göstermek istedim. İşte ülkemizin bilim, sanat, felsefe, edebiyat ile ilgili istatistikleri.

- AB ülkelerinde yüzde 21 olan kitap okuma oranı, Türkiye'de sadece yüzde 0.01.DESAM tarafından hazırlanan Ar-Ge raporuna göre, Türk halkı günde 6 saatini televizyona, 3 saatini ise internete ayırırken, kitap okumaya yılda ancak 6 saat vakit ayırıyor. DESAM raporuna göre, Türk halkı olarak kitap okunmuyor. Türkiye'de okuma alışkanlığı yok denecek kadar az. AB ülkelerinde yüzde 21 olan kitap okuma oranı, Türkiye'de sadece yüzde 0,01. DESAM raporunda atıfta bulunulan UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu) dünyadaki okuma alışkanlıkları raporuna göre Türkiye, kitap okuma oranında dünya ülkeleri arasında 86'nci sırada; Gambiya, Fildişi Cumhuriyeti gibi Afrika ülkeleriyle birlikte yer alıyor.

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 17,5. 15-64 yaş grubunda bulunan çalışma çağındaki nüfus, toplam nüfusun yüzde 67′sini oluşturuyor.Yabancı dil bilenlerin toplumdaki oranı yüzde 9. Üniversite mezunlarının nüfus içindeki payı yüzde 12. Eğitime harcanan hane bütçesi yüzde 2.

Kültüre harcanan hane bütçesi yüzde 3, buna karşın alkol ve sigara yüzde 4.

Peki, 65 OECD ülkesi arasında eğitim kalitesi yönünden Türkiye kaçıncı sırada dersiniz? İşte bununda sonuçları şöyle;

Matematikte 44’ncü, okuduğunu anlama ve anlatmada 42’nci, Fen Bilgisinde 43’ncü.

Biraz da dünya ekonomisine olan payımıza bakalım,

1985 yılında Kore dünya ekonomisinin yüzde 0,9’unu oluştururken, Türkiye yüzde 1’ini oluşturuyordu. 2012 yılına geldiğinizde Kore yüzde 1,9’a gelmişken Türkiye yüzde 1,35’te.

PwC öngörülerine göre, 2030 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi sırasıyla Çin, ABD, Hindistan, Japonya, Brezilya, Rusya, Almanya, Meksika, Fransa ve İngiltere olacak.

Ankara Sanayi Odası’nın 2012’de yaptığı enteresan ihracat ithalat kıyaslamalarına da bir bakalım;

Her yıl 432 ton demir satıp, 1 ton ilaç alıyoruz.

670 tır demir satıp, 1 tır cep telefonu alıyoruz.

582 tır un satıp, 1 tır ilaç alıyoruz.

2088 tır krom cevheri satıp, 1 tır asit alıyoruz.

25 tır mermer satıp 1 adet tomografi cihazı alıyoruz.

2612 tır çimento satıp 1 tır bilgisayar alıyoruz.

Türk insanının karakteri ve alışkanlıkları hakkında ne biliyoruz dersiniz? İşte size sonuçlar;

Türkiye’de yaşayan her 10 kişiden sadece biri genelde insanlara güvenebileceğini düşünüyor.

Dinin esas anlamının, insanlara iyilik etmekten daha ziyade kurallara uymak olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 64. Türkiye’nin sağ sol skalasındaki yeri 6,4 puanla, 47 Avrupa Konseyi ülkesinin en sağında yer alıyor.Cinsiyet eşitliği skalasında, Türkiye 60 ülke arasında 48. sırada.

Türkiye’de “kadın kocasına her zaman için itaat etmeli” diyen kadınların oranı yüzde 59. Bu oran bazı bölgelerde yüzde 71’e kadar çıkıyor. Aynı araştırma 1990’dan 2011’e Türkiye’nin muhafazakarlık oranını 3 puan artırıp yüzde 63 olarak belirliyor.

Bu veriler bizlere, ülkemizin hiç de ferahlatıcı bir geleceği olmadığını göstermekte. Umarım bu tur yazıların yetkili kişiler tarafından dikkate alınıp az da olsa gençlerimize ufak tefek imkanlar verilir.