KORKULAR KORKULAR..!


 R. Ferhat VURAL    24-09-2017  


Konuşmaya korkuyoruz,yazmaya korkuyoruz,sosyal medya da hoşumuza giden bir paylaşımı beğeniye korkuyoruz..sadece korkmakla kalmıyoruz insanlardan şüphe de ediyoruz..

Endişeliyiz,umutsuzuz,yarınlara umutla bakamıyoruz.Ya başımıza bişey gelirse! ya çocuklarımız? ya yakınlarımız?.hep bu korkularla yaşıyoruz..

Peki bu korku ve endişelerimizden haklı mıyız? Evet haklıyız.

Çünkü,yanı başımızda olan biteni görünce endişelenmemek, korkmamak mümkün değildir..

Konumuzla ilgili Mevlana Mesnevisinde şöyle bir hikaye anlatır..

Bir gün, arslan kurt ve tilki avlanmak için dağa çıkarlar. Avlanırken geniş arazide daha çok av yakalamak için birbirlerine yardım etmek için aralarında sözleşirler. 

Aslanın kurt ve tilkiyle arkadaşlık yapmak zoruna gitse de, yoldaşlığını ikram ve lütuf olarak görür. 

İşleri rast gider. Bir yaban öküzü, bir dağ keçisi, bir de tavşan avlarlar. Avlarını kanlar içerisinde sürükleyerek ağaçlık bir su başına getirirler. İyice yorulmuşlar ve acıkmışlardır. Özellikle kurtla tilkinin, ağzının suyu akmaya başlar, paylarını bir an önce almanın hırsı içerisindedirler. 

Ormanlar padişahının, bu avları adaletle paylaştırmasını beklerler. 

Aslan, kurtla tilkinin açgözlülüklerini farkeder fakat sesini çıkarmaz. Yüzlerine gülerken, kendi kendine, ”Dağıtacağım paya, adaletime güvenmeyene ben ne yapacağımı bilirim” diye düşünür. 

Aslan, ”Ey tecrübeli ve ihtiyar kurt, avladığımız hayvanları aramızda adaletli bir şekilde paylaştır. İyi bir adalet ortaya koy, vekilim sensin.” 

Kurt, ”Padişahım! Sizin büyüklüğünüze, iri ve büyük olan bu yaban öküzü yakışır. Çevikliğinize ve semizliğinize uygun düşer. Keçi, orta boyda ve irilikte, o da bana uygun düşer. En küçüğümüz tilki olduğuna göre, avımızın en küçük parçası olan tavşan da onun hakkıdır” der. 

Aslan bu paylaştırma karşısında kızıp kükrer, ”Ey kurt! Nasıl paylaştırdığını pek anlayamadım. Ey kendini bilmez eşek! Yaklaş ve karşıma geç de bir daha söyle” der. Yanına yaklaşınca bir pençe vurarak kurdu parçalar. 

Aslan tilkiye: ”Ey tilki! Şimdi bu avları adaletli bir şekilde sen paylaştır bakalım. 

”Tilki önce aslanın önünde saygıyla eğilir, yer öper sonra, 

”Bu semiz yaban öküzü, efendimizin kuşluk yemeğidir, güne bunu yiyerek başlarsınız. Şu keçi de aziz padişahımıza, öğle yemeği için güzel bir yahni olur. Lutuf ve kerem sahibi sultanımızın akşam yemeğindeki çerezi de tavşan olsun” der. 

Aslan, ”Ey tilki, adaletin ışığını sen yaktın. Tam hakça paylaştırdın. Söyle bakalım, bu taksimi kimden öğrendin?” 

Tilki kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp kurnazca gülerek, ”Kurdun başına gelenlerden efendim, kurdun başına gelenlerden” der. 

sağlıcakla kalın