İMADUDDİN HALİL – 3


 Mustafa ÇATLI    01-10-2017  


5. Hürriyete Kavuşturma: İslamiyet daha ilk andan itibaren her sahada bir hürriyet mücadelesi idi. Gerçekleştirdiği düşünce ve itikadi intikalden söz ederken, insanı bir sürü ev hamlardan, hurafelerden, sahte ilahlardan ve safsatalardan nasıl azat ettiğini ve hürriyete kavuşturduğunu gördük. Bilgi intikalinde onu cehaletten, yersiz korkulardan ve yanlış inançlardan kurtarmıştı. Program intikalinde ise insanı plansız bir kargaşadan, başı boşluktan, her şeyi körü körüne tesadüfe bırakma anarşisinden kurtarmış, tarihin, dünyanın belli bir nizam ve intizam içinde hareket ettiğini göstermişti.

6. Medeniyet kurmak Nihai hedef değildir: Medeniyet yarışı dünya hayatını tek bir Allaha ibadete hazırlamak ve hilafet sorumluluğunu gerçekleştirme uğraşısı için gerekli atmosferi sağlamak uğrunda birer vesile ve vasıtadır.

 

          Yazar sonuç bölümünde İslami teknolojiye ulaşmanın anlam ve önemi üzerinde durur. İmani bir arka planı olan İslami teknolojinin tahakkuku sadece İslami toplumlar için değil bütün insanlık için bir gerekliliktir.

          Bugün, yeni İslami düşünüşün üzerine düşen görev İslamiyet’in perdesini araladığı güç ve kudrete ve bunu uygulama sahasına ve mükemmeliyete dönüştürecek olan ilmi kanunlara sarılmak ve adeta zamanı durdururcasına bir hızla hasımlarına önce ulaşmak, sonrada ilave ve yeniliklerle onları geçmektir.

          Biz Müslümanlar hoşumuza gitse de gitmese de hali hazırdaki yenilgilerimiz, siyasi çöküntü ve perişanlığımızın, medeniyet bakımından geri kalmışlığımızın tek sorumlusu olmak mesuliyetinden ve vebalinden kendimizi hiçbir şekilde kurtaramayız. Bunun aksine bu vebali ve sorumluluğu başka milletlere mal etmeye yönelik her türlü çalışma ve bahane asla kabul edilemez. Bu durumdan ancak bizi kendi özel gayretimiz kurtarabilir.

          Bütün anahtarlar elimizdedir. Eğer kendi akıllarımızla, işleteceğimiz laboratuvarımızı kuracağımız, kendi silahlarımızı kendimiz yapıp onu kendi ellerimizle kullanacağımız bir güne ulaşamayacaksak, eğer akıllarımızı yeniden şekillendirmeyeceksek bu dünya üzerinde kendimize bir yer aramayalım. Yanlış bir tevekkül anlayışının ve yapılmakta olan ibadet ve zikir şekillerinin tek başına ikinci bin yılında bir mucize meydana getireceğini hiç beklemeyelim…

 

 

1.Mana Yayınları, İmaduddin Halil

2.İslami Düşünüşün Yeniden Oluşumu, İ.Halil - Risale Yay. 1986