MALİK BİN NEBİ VE SÖMÜRÜ UYGURLIĞININ İFŞASI 1


 Mustafa ÇATLI    22-10-2017  


Ömrü sömürü gerçeğini tanıtmak ve bununla mücadele ile geçen Malik bin nebi Cezayir gençliğine sömürü bulutlarını dağıtacak ufuklar açmaya ve bu neslin kültürü için tarihin ve inanç değerlerinin temiz kaynağından aldığı temeller oluşturmaya başladı. Cezayir toplumu Malik bin nebinin ‘Sömürüye yatkınlık’ olarak adlandırdığı toplumsal bir hastalığa tutulmuştu Bin nebi bu toplumsal hastalıkla mücadele etti. Prof. Muhammed Şakir Bin nebinin bu mücadelesini şöyle açıklar; bizler okuduğumuz veya duyduğumuz kimselerden veya Arap ve İslam halklarının yönetimini elinde bulunduranlardan hiç kimseden felaketi bu şekilde hisseden, tuzağa bu şekilde kapsamlı bir şekilde dikkat çeken, sömürünün kullandığı kompleks araçları anlamada böyle bir isabete sahip, şeref ve onur kılığına giren alçaklığı böyle iyi tanıyan birini daha tanımıyoruz.

                Malik bin nebinin sömürü kültürüne dair lügatimize kazandırdığı kavramları şöyle sıralayabiliriz:

1.       Uygar sömürü: Avrupa medeniyetinin vardığı sonucu ve niteliğini tanımlamada kullanır.

2.       Sömürünün amacı: Kamu oyunun, ancak basiretli bir gözün görebileceği sınırlamalar içinde kalması, düşüncenin realizm denilen gerçeğin inkârının zincirlerine hapsolması, siyasetin, vicdanların alınıp satıldığı bir pazara dönüşmesi, gizli bir iradenin hayatımıza öngördüğü ve ülkemizde sömürü ile bu konuda bağı olan kişilerin başarısızlığımızın nedeni olarak gösterdiği olumsuz şartlar nedeni ile toplumsal çabanın atıl kalmasıdır.

3.       Sömürgeci tutum: batılı ben’in Avrupa dışında gözüktüğü her ortam ve zamanda ortaya çıkan tutumudur. Avrupalının ‘yerli’ ile temasa geçtiği her defasında bu durum yaşanmaktadır. Avrupalı olmayan her şey ‘vahşi yerli’ dir.

4.       Bağımlılık kompleksi – sömürüye yatkınlık:  toplumun sömürüye hazır olması sömürü kültürüne elverişli olması, yerlinin batı kültürüne bağımlılık kompleksi Avrupalının sömürü eğiliminin karşılığı ve bir benzeridir.

5.       Sömürgeci ve sömürülen: Bu iki boyuta özgü psikolojik veriler ’sömürgeci tavırlar’ sentezinizi oluşturmaktadır.

Sömürü psikolojisinin temelindeki unsur ırkçılık eğilimidir. Sömürge savaşlarının arkasında bulunan ana nedenlerden biri batının ırkçılık eğilimidir. Malik bin nebi kendi ülkesinde mühendislik okumak istemiş ama sömürge yönetimi tarafından imkan verilmediğinden dolayı bu istediğini Fransa da gerçekleştirmiştir. Bu konu da: kültürlü biri ne zaman mühendisliğe veya mekaniğe merak sarsa, bu onun aforozu için yeterdir der.

Sömürüye eğilimli olma sebepleri  bir yana sömürünün sömürge halkının hayatına getirdiği dev işsizliği, bu toplulukları sömürge eğimliliği hastalığına bağlayan büyük donukluktan kaynaklanan iç sebeplere bağladığımızda, çığırından çıkmışlığın nedenlerinin katlandığını görürüz.

Sömürgeci, sömürüleni gayri mümeyyiz (akli yeterliliği olmayan) olarak  nitelemekte ve kendisini de hami olarak ilan etmektedir. Gayri mümeyyiz tarafından sömürgeciye karşı gösterilen her rüştünü ispat çabası sömürgeci nazarında itaatten çıkma olarak kabul edilmekte ve suç işliyor sayılmaktadır. Ya da sömürünün ağzı ile fanatizm, ırkçılık veya yabancı düşmanlığı oluvermektedir.

Malik bin nebi sömürülen ülkelerdeki sömürü taraftarı aydınları sömürünün kalemleri ve borazanları olarak niteler. Sömürü temiz kitleleri aldatırken planının ve sesinin anlaşılmaması için kendisi ile yazabileceği kalemlere ve konuşabileceği borazanlara ihtiyaç duymaktadır. Bilgili tahta kuruları genel olarak İslam ülkelerinde hala yaygındırlar ve biz özellikle Cezayir’de bunların bir çok çeşidini tanıdık der.