Montaigne, kuşkuculuk doğa ve rantçılık


 Doç. Dr. M. Sadık BEKTAŞ    05-11-2017  


Yazının içeriği, tespitleri ve bağlantıları da başlığı kadar ilginç. Sizlere ünlü Rönesans filozoflarından Montaigne'nin "doğa ve şüpheci" felsefesinden yola çıkarak günümüz modernite ve kapitalizm'in nasıl rant peşinde koştuğunun, çevreye ve bireylere verdiği zararları anlatacağım.

Rönesans filozoflarının önde gelenlerinden biri olan Montaigne, özne ve nesnedeki sabit ve sürekli değişmeyle, değer yargılarının göreliğiyle ilgili hemen tüm argümanlarını yeni baştan ortaya koydu. Bundan hareketle, insanın hayvan ve doğa karşısında üstün olmadığını savundu. Montaigne göre "doğa" insana bir takım temelde değişmez karakterler verir. Ahlak ve etiği, doğayla bütünleştiren filozof, doğanın taklit edilen bir şey olduğunu düşündüğü için onu kutsar. Ahlaki bilinç ile doğaya itaatin dinin özünü meydana getirdiğini vurgular. Buradan anlıyoruz ki, doğa ve din birbirinden ayrılmaz bir bütün ise, doğaya verdiğimiz zarar aynı zamanda dine verdiğimiz bir zarardır ki gerek İslam'da gerekse diğer dinlerde doğanın kutsal olduğu, doğanın ana olduğu vurgulanır... Ama ne yazık ki, modern kapitalizm ile beraber doğanın ve yeşilliğin olduğu her yer betonlaştırılıp, gelir kaynağı olmakta. Türkiye son zamanlarda bu rant ve betonlaşmanın en önde gelen ülkelerinden biri. Bunu hem iktidar hem de cumhurbaşkanı kabullendi.

Sonuç olarak, eğer bir takım karakterlerimizi doğadan alıyorsak, inancımızın temelinde doğa var ise, bizlere düşende ona saygı göstermek, korumak ve kollamaktır.