DÜNYANIN MERKEZİ III


 Zehra ÇOLAK Doktora Öğr.    14-12-2015  


3- DAHA NİTELİKLİ BİR İLETİŞİM ÖĞRENİMİ İÇİN FAKÜLTELER ARASINDA KORDİNASYON VE İŞBİRLİĞİ BİR ZORUNLULUKTUR.

Genç ve gelişen bir alan iletişim. Özellikle 2. Dünya savaşı sonrası gerek kuram gerek uygulama boyutuyla gözde alanlarından biri kimliği kazanmıştır. Türkiye’de çok daha yoğun hissedilmektedir. Nitekim bu alanda uzmanlaşan akademik gücümüz ne yazık ki hala çok sınırlı düzeydedir. Akademik kadroların yetişmesi ve etkin öğretim içerisinde yer alması çok ta kolay ve kısa bir süreç değildir. Bu nedenle Türkiye’deki iletişim fakültelerinin bu durum karşısında bir koordinasyon içerisinde hareket ve işbirliği yapması çok yerinde bir yaklaşım olacaktır. Bu koordinasyonun boyutları öğretim elemanı değişimi, neredeyse “rotasyona” vardıran bir uygulama düzeyinde düşünülmektedir. Bu ulusal bir sorumluluk, bilinç ve anlayış gereğidir. Bilim kıskançlıkla, gizlilikle gerçekleşmez. Bilginin paylaşılması ve olabildiğince geniş yayılımını sağlamak bu işin mesleksel bir onuru ve etik değeridir. Bu anlamda yasal engeller, yetersizlikler gözden geçirilmeli ve bu alana dönük destek programları YÖK nezdinde gündeme getirilmelidir. Bilimin sınır tanımazlığı bu anlamda iletişim fakülteleri arasında kendini çok daha yoğun göstermelidir. Bu bir gereksinim, bir yükümlülüktür. Sınırlı olanaklar ve bunu ülke yararına sunmak kanımca en büyük yurtseverliktir. Bu salt iletişim alanında değil, günümüz koşulları içerisinde tüm alanlar için geçerlilik taşımaktadır. Böylesi bir anlayış, düşünce yapısı Türk insanı için bir anlamda artık “ilkel ben”e hizmetin uzağındadır. “biz” bilincinin yerleşmeye başlaması her şeyden önce bir çağdaşlık göstergesidir. Akademik düzeylerin tümünde bir değişim süreci başlatılmalı, en azından seminerler, konferanslar düzeyinde öğretim elemanlarının uzmanlıkları doğrultusunda diğer fakültelerin öğretim elemanlarının ve öğrencilerinin bu birikimden yararlanmalarına olanak tanınmalıdır. İnsan gücü düzeyinde gösterilecek duyarlılığın yapıt açısından da değerlendirilmesinde yarar vardır.

4- İLETİŞİM FAKÜLTELERİ ORTAK YAYINLARIN ALTINA İMAZ ATMALI!

İletişim fakültelerinin önemli sorunlarından biri de yayınlar konusunda yaşanmaktadır. Ortak yayınlardan önce fakültelerin yayınları, öğretim elemanlarının çalışmaları ne yazık ki kolay ulaşabilir bir nitelikte değildir. Çalışmaların yapıtların dağıtımı konusunda işbirliğinin daha yoğun biçimde gerçekleşmesi, bir iletişim ağının kurulması zorunlu gözükmektedir.öte yandan bu ilişkinin daha da güçlendirilerek ortak yayınlar biçiminde kendini göstermesi de olumlu bir adım olarak düşünülmelidir. Düzenlenen iletişim kongre ve sempozyumlar dizisinin yarattığı hava, yayın alanına da taşınmalı ve ortak yayın gerçekleştirme yönünde özverili çalışmalar biran önce başlatılmalıdır.

5- İLETİŞİM MEZUNLARININ MESLEKİ GELECEKLERİ GÜVENCE ALTINA ALINMALIDIR!

Meslekler arasındaki sürtüşme, rekabet öylesine üst düzeylere erişmiştir ki, yapılan eylemin meslek olup olmadığı tartışmalarını gündeme getirmiştir. Bu tartışmalar özellikle gazetecilik alanında kendini göstermekle birlikte iletişimin diğer alanlarında da aynı sıkıntılar yaşanmaktadır. Son zamanlarda özellikle halkla ilişkiler alanına ilgi gösterenlerin güzeller, mankenler düzeyinde algılanması, mesleğin algılanış ve değerlendiriliş biçimi hakkında ipuçları vermektedir. Meslek tanımı, sınırları belirlenmeyen iletişim, herkesin iddialı olduğu bir alan konumuna gelmiştir.