DOĞU GUTA GAZZE VE İDLİB KAN AĞLIYOR


 Mustafa ÇATLI    25-02-2018  


             Suriye’nin başkenti Şam’ın Doğu Guta bölgesinde Esad ve müttefikleri Rusya ve İran’ın yaptığı bombardımanlar sonucunda sadece iki gün içerisinde sivil can kaybı dört yüzü geçti. Bu kurbanlardan yüz ellisi de çocuk. Varil bombalarının kullanıldığı hava saldırıları ve top atışları sonucu iki bin yüz ’den fazla yaralı var. Rusya ve İran’ın sahaya inmesiyle yıllardır kuşatma altında bulunan Doğu Guta’da dört yüz binden fazla insan yaşamakta. Hiçbir savaş kuralı ve insan haklarını tanımayan Esad ile müttefikleri sivil yerleşim alanlarını özelliklede hastaneleri vurmaktadırlar. Sınır Tanımayan Doktorlar örgütünün verdiği bilgilere göre son bombardımanlarda on yedi hastane vurularak kullanılamaz hale gelmiş bulunmakta.

                Doğu Guta da yaşayan insanlar: beş yıldır bombardıman altındayız ancak böylesini görmedik diye tepkilerini dile getirmekteler. Yoğun bombardıman altında kalan Doğu Guta’lılar   enkaz altında kalanları kurtarma çalışmaları dahi yapamıyorlar. Ölülerini bombardımandan fırsat buldukça toplu mezarlara  gömmekteler ve insanları açlık ve salgın hastalıklar tehdit etmektedir.

                BM Genel Sekreteri Antonio Guterres Doğu Guta’yı “yeryüzü cehennemi” olarak tanımladı ancak sadece kınamakla yetindi. Bombardımanı  varil bombaları kullanarak gerçekleştiren Rusya ise Doğu Guta da; Rusya, İran ve Suriye rejiminin sorumlu olmadığını iddia edecek kadar yüzsüzleşti. Dünya Kamu Oyunu aldatan Rusya BM güvenlik konseyini toplantıya çağırırken bir yandan da BM Güvenlik Konseyinin, acil yardımların ve tıbbi tahliyelerin yapılmasına izin vermek için yaptığı oturumda veto oyu kullanarak ateş kes çağrısının çıkmasını engelledi. Bir kez daha Rusya “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” atasözünde verilen mesajı doğrulamış oldu.

             Almanya Hükümet Sözcüsü: Esat rejiminin Doğu Guta da başlattığı son saldırı teröristlere karşı mücadele değil, aksine kendi halkına karşı bir mücadele. Astana’da Doğu Guta içinde ateş kes konusunda garanti veren Rusya nerede? İran nerede? Diye sorulması gerekiyor dedi. İslam Ülkelerinden de Suudi Arabistan olaydan derin endişe duyduğunu belirtti. Anlaşılan ne BM’den nede diğer Uluslar Arası teşkilatlardan  ciddi bir tepki ve girişim ortaya çıkmayacak her zaman olduğu gibi.

             Gazze ile de ilgili İsrail’in haksız tutumunu ve yayılmacı politikasını eleştiren yüzlerce BM kararları olmasına rağmen İsrail Gazze de bildiğini okumaya devam ediyor. Filistinlilere ait evleri yıkarak Yahudi yerleşimcilere binalar dikiyor. Bir milyon nüfusu bulunan tam bir açık hava hapishanesine çevrilmiş bulunan Gazze şeridinde yaşanan insanlık dramı sürüyor. Ne BM genel konseyi ne genel kurul ve nede İslam iş birliği teşkilatının almış bulunduğu kararlar İsrail’i hiçbir şekilde durdurmadı. Aksine İsrail Filistinlilere uyguladığı zulmün dozunu gittikçe arttırdı. İsrailin Gazze’ye saldırıları kesilmeksizin devam ediyor her Allah’ın günü birkaç Filistinli Müslüman öldürülüyor. Ve maalesef bütün dünya buna seyirci kalıyor.

              İdlib’e gelince Türkiye’nin de taraf bulunduğu Astana görüşmesinde güvenli bölge sayılıp çatışmazlık  bölgesi ilan edilmişken rejim ve yandaşları tarafından bombardıman altında olup tam bir insanlık trajedisine sahne olmaktadır. Rusya ve İran’ın yardımıyla Suriye rejimi gün geçtikçe saldırılarını yoğunlaştırmaktadır. İdlib’te yaşanan insanlık dramı Gazze ve Doğu Guta’da yaşananlardan farklı değil. Türkiye, İdlib güneyindeki ÖSO unsurlarını Afrin istikametine kaydırınca eşzamanlı olarak Suriye Ordusu da İdlib’e girdi. Ne Rusya nede Suriye Astana görüşmesinde alınan kararları ciddiye almaktadır.  Afrin de olmayan sözde sivil kayıplardan dolayı kasten Türkiye’yi eleştirenler ne hikmetse Doğu Guta, Gazze ve İdlib te yaşanan sivil kayıplarına ses çıkarmamaktadır. Öldürülenler Müslüman olunca batı güdümünde olan dünya sus pus olmaktadır  maalesef …