BU ŞEHİR..


 R. Ferhat VURAL    04-03-2018  


Hayatın içinden gelen biri olarak,yani acıyı tatlıyı,fakirliği,zenginliği çileyi aynı zaman da varlığı yaşamış biriyim.Dişimle tırnağımla çalışarak geldim buraya,hasbelkader iyi bir eğitim aldım,Türkiye’nin sayılı üniversitelerinden İstanbul üniversitesinden iki fakülte bitirdim. Ülkemizin bir çok vilayetinin yanı sıra komşu ülkeler dahil birçok Devleti gezdim.Çeşitli coğrafyalardan bir çok insanla tanıştım.Herkesin kendine göre  bir hayat hikayesi vardı o hikayeleri dinledim.ideologları tanıdım,İdeolojilerle tanıştım.Toplumların değişimi üzerine karınca kararınca araştırmalar yaptım.vs.vs Hepsi ile ilgili bir kanıya vardım ama memleketim Adıyaman hariç..

Neden diye sorarsanız anlatayım efendim.Yaklaşık 25 yıl Adıyaman dışında kaldım.10 yıldır da Adıyaman’dayım.Adıyaman’daki tüm kesimleri izliyorum. önce ticari alışveriş şimdi ise bu gazete vesilesiyle tanışmadığımız kesim yok gibi.Şunu açıkça ifade edeyim ki hiç bir kesimde –istisnalar hariç-inandıkları gibi yaşayan veya yaşadıkları gibi inanan yada Mevlana’nın değişiyle “olduğu gibi görünen,göründüğü gibi olan” samimi insan görmedim..

Hadi belli bir noktaya kadar şunu düşünebilirsiniz,bu sonuç küreselleşmenin veya kapitalizmin ya da iletişimin/medyanın doğurduğu bir sonuçtur,İnsanlar bu gelişmelerden payını almıştır diyebilirsiniz.Bu argüman kısmen doğrudur ama eksiktir.Çünkü her toplumun kendine ait değerleri vardır.Şayet sadece Cuma namazları değil vakit namazlarda dahil camiler dolup taşıyorsa ama Din’in emrettiğinin tam tersi bir yaşantı(yalan,dolan,faiz,haram,putperestlik)varsa orada bir terslik var demektir.Dinin “oku,araştır,güzel ahlaklı ol,kul hakkına girme,haklıdan yana ol,zalime karşı dur..vb” emirler yerine sadece dini bir takım ritüellere hapseden ve dini ondan ibaret bilen bir anlayış varsa orada bir sıkıntı var demektir ya da bu ritüeller kolayına geldikleri için mi?

Diğer bir önemli tespitte,her zaman haklıdan değil de güçlüden yana tavır takınması.İl olduğundan beri siyasi eğilimlere verdikleri desteklere bakarsınız bunu açıkça görürsünüz.Örneğin Diyarbakır'ın ve Yozgat'ın rengi her dönem aynıdır ama bunu Adıyaman için diyemiyoruz.İnsanlarda acayip bir bencillik vardır bu bencillik ikiyüzlülükle kamufle edilmiştir.Birde kendinden olmayana karşı bir kompleks mevcut.Kendinden olanı da açıkça belli etmese de bir kaşık su da boğmak ister.Gösterişe ve etikete pek meraklılar yeter ki bir etiket olsun isterse “fuzuli işler başkanı” olsun..

İşte bu ve daha yazamadığımız bir çok tespitten dolayı bu şehir,yaşanılabilir,yatırım yapılabilir kentler sıralamasında her zaman 81 il arasında 70’nci sıralardadır.Bunu ben demiyorum devletin resmi Organları(TÜİK) diyor.Bu kentin değişim ve gelişimi öncellikle bu zihniyetin değişiminden geçer..

Mesaj gayet açık değil mi? "Allah bir kavmi değiştirmez, onlar kendi nefislerindeki hâli değiştirmedikçe." (Ra'd, 13/11) sağlıcakla kalın.