24 NİSAN VE DÜNDEN BUGÜNE ERMENİ SORUNU/1


 Mustafa ÇATLI    29-04-2018  


       Türkiye’nin uluslararası arenada sıkıştırıldığı konulardan biride Ermeni meselesidir.  Aslında sorunun ana nedenlerinden biri Osmanlı’yı Ermenilerle birlikte yıkan dönemin iktidarı İttihat ve Terakki Fırkasının sahip olduğu Milliyetçilik ve ulus devlet düşüncesidir.

 ERMENİLERİN TARİHÇESİ:

    Tarihleri m.ö 6. Yy. uzanan Ermeniler  Asya kökenli kavimlerden olup ilk zamanlarda eski İran devletlerinin satraplıkları (Eyaletleri) içinde yer almışlardır. Bir süre Büyük İskender’in sonrada Selevkosların idaresine girdiler. Doğu Roma İmparatorluğu zamanında bu devletin himayesinde yaşayan Ermeniler, Selçuklu Türklerinin Anadolu’ya girmesiyle 11.yy. dan itibaren Türk egemenliğinde varlıklarını sürdürdüler ve en rahat yıllarını yaşadılar. Hatta haçlı seferleri sırasında Kilikya’da Anadolu Selçuklarının himayesinde yarı bağımsız bir siyasi topluluk haline bile geldiler.  Bu durumda Türk-Ermeni beraberliğinin yaklaşık bin yıllık bir mazisi olduğu söylenebilir. Bunun son altı yüz yıllık dönemi Osmanlı imparatorluğu hakimiyetinde geçmiştir. Orhan Gazi döneminde Kütahya’daki Ermeni ruhani merkezi Bursa’ya nakledilmiş ve burada cemaat olarak örgütlenmelerine izin verilmiştir. Diğer azınlıklardan Rumlar ve Yahudilere göre Ermenilerin daha ayrıcalıklı ve itibarlı yaşadıkları, kendilerine “Millet-i Sadık’a” denildiği malumdur.

     Ermeniler asıl itibarlı yıllarını İstanbul’un fethinden sonra kavuştular. Fatih Sultan Mehmet ortodoksluğu ihya etti. Gennadios’u Patrik atayarak bütün Ortodoksları ona bağladı. Ardından Yahudi baş haham lığını da İstanbul’a nakletti. Osmanlının çok kültürlü ve çok dinli yapısı içerisinde Ermeniler özgürce yer aldılar. Osmanlı devleti Gregoryen Ermenileri, Katolikleştirme ve protestanlaştırma faaliyetlerine karşı asırlarca korudu. Devşirme sistemiyle ermeni gençlerden vezirlik, veziri azamlık yapan, başka maliye olmak üzere imar, denizcilik, darphane, sağlık ve eğitim hizmetlerinde görev aldılar. Örnek vermek gerekirse Kayserili Halil Paşa dört defa Kaptanı deryalık ve iki defada  veziri azamlık yapmıştır.

  İTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİNİN İKTİDARINDA ERMENİLER:

   Osmanlı karşıtlığında hemfikir oldukları İTC iktidarında 1914 yılında yapılan seçimlerde Osmanlı Meclisi Mebusan’ına her biri bizzat İTC tarafından aday gösterilmiş 14 ermeni milletvekili seçilmiştir. Dahası İTC’nin ermeni kökenli üyelerinden Oskan Mardikyan Haziran 1913’te posta ve telgraf nazırı olarak atanmıştır.

 Ve Kopuş Başlıyor:

     1789 Fransız ihtilalinin başlattığı milliyetçilik ve ulus devlet düşüncesi dönemin iki imparatorluğu olan Avusturya ve Macaristan ile Osmanlı Devleti’ni daha çok etkilemiştir. Osmanlı Ermenilerine milliyetçilik ve Osmanlıdan ayrılma düşüncesini ilham eden ilk resmi belge 1878 Berlin Antlaşmasıdır. Aslında Rusya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki emellerini fevkalade artıran Ayastefanos Antlaşmasını tadil amacıyla yapılan Berlin Antlaşması’na konan: “Osmanlı Hükümeti, halkı Ermeni olan eyaletlerde mahalli ihtiyaçların gerektirdiği ıslahatı yapmayı ve Ermenilerin Çerkezler ve Türklere karşı huzur ve güvenliklerini garanti etmeyi taahhüt eder ve bu konuda alınacak tedbirleri yabancı devletlere bildireceğinden bu devletler söz konusu tedbirlerin uygulanmasını takip edeceklerdir.” 61. Madde Ermeni vatandaşların yoğun olarak bulunduğu Doğu Anadolu’da ıslahat yapılmasını ön görüyordu. Böylece sükûnet içerisinde yaşayan Anadolu Ermenileri başta Rusya, İngiltere ve Fransa gibi batılı devletlerin tahrikiyle ayaklanarak bölgede katliamlara başladılar.