YERELDE BASININ SORUNLARI-1 (Bir Adıyaman Örneği)


 R. Ferhat VURAL    13-05-2018  


Demokrasinin gelişmediği, düşünce ve ifade hürriyetinin yeterli derecede olmadığı ülkelerde basın özgürlüğünden söz etmek mümkün değildir. Dolayısıyla basın özgürlüğü demokrasilerin sağlıklı işlemesinin vazgeçilmez bir koşuludur. Bu kapsamda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, basını “demokrasinin bekçisi” olarak tanımlamaktadır.

Basın; halkı bilgilendirmek, kamu kurumlarının yanlış politikalarını gündeme getirerek kamuoyunu aydınlatmak, halkın karar alma sürecine katılımını sağlamak gibi önemli sorumlulukları yerine getirmekle görevlidir. Kitle iletişim araçlarının artması, iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte basında çok çeşitliliğe adım atılmıştır. Önceleri yalnızca yazılı olarak yayın yapan medya, teknolojinin gelişmesiyle birlikte radyo, televizyon, internet gazeteciliği ve sosyal medya gibi kitle iletişim araçlarını da kullanmaya başlamıştır. Böylece kamuoyu, yeni iletişim teknolojileri sayesinde ertesi günü beklemeden haberleri anlık olarak takip etme imkânı yakalamıştır. Yeni iletişim teknolojilerinden olan internet, mekân farklılığını da ortadan kaldırmış, insanlar dünyanın herhangi bir yerinde olup bitenlerden haberdar olma imkânı yakalamıştır.

İletişim teknolojilerinin her geçen gün daha da gelişmesi, özgür ve bağımsız medyaya olan talebin artması, insanların dünyadaki veya yaşadığı şehirdeki olup bitenlerden haberdar olma isteği, medya ile ilgili bir takım problemleri ve eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Kuşkusuz, bunlardan en fazla etkilenen basın kuruluşlarının başında da kıt imkânlarla görevini yerine getirmeye çalışan yerel medya gelmektedir.

Yerel medya ile ilgili problemler şu şekilde ifade edilebilir:

-Basın İlan Kurumundan Verilen Payın Yetersiz Olması: Yerel basın kuruluşlarının ekonomik olarak en fazla maddi destek aldıkları kurumların başında Basın İlan Kurumu gelmektedir. Ancak, buradan verilen maddi destek yeterli düzeyde değildir. Buradan verilen pay adil bir şekilde dağıtılmamaktadır.

-Kalifiyeli Eleman Sorunu: Türkiye’de basının gelişmesine öncülük etmiş önemli isimlerden biri olan Oktay Verel, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesinde dersimize girdiğinde sözlerine şu cümlelerle başlamıştı: "Çocuklar eğer iyi bir gazeteci olmak istiyorsanız iyi bir bilgi ile donanmanız lazım. Bir gazeteci, en az bir hukukçu kadar hukukun temel kavramlarını, bir öğretmen kadar eğitimi, bir siyasetçi kadar da siyaseti bilmelidir. Çünkü siz bir hukukçuyla mülakat yapmak istediğinizde hukukun temel kavramlarını bilmezseniz neyi konuşacaksınız?" Dolayısıyla basın sektöründe kalifiyeli eleman ihtiyacı büyük öneme sahiptir. Yerel gazete sahipleri donanımlı muhabir bulmakta zorluk yaşamaktadır.

-Haber Kaynaklarının Kısıtlı Olması: Yerel basının, ulusal basındaki kadar haber değeri taşıyan konu bulabilmesi mümkün değildir. Bu yüzden ulusal basın ile adil olmayan bir rekabetin içerisindedir. Ayrıca, küçük şehirlerde yolsuzluk, rüşvet alıp-verme gibi haber değeri taşıyan olaylar gündeme getirildiğinde bunu gündeme getiren yerel basın mensubu çok sert tepkilere hatta tehditlerle karşı karşıya kalabilmektedir... DEVAM EDECEK